Temel, Sırrı Süreyya Önder’in çözümü Demokratik Cumhuriyet paradigmasında gördüğünü belirterek, “Bu yolu halkların kurtuluş yolu olarak gördü, Öcalan’a tereddütsüz güvendi” dedi.
HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel, hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’in barış ve demokrasi mücadelesine ilişkin konuştu.
Partileri açısından Önder’in yeri doldurulamaz bir kayıp olduğunu belirten Temel, “Çünkü varlığıyla güven veriyordu. Varlığıyla problemleri çok hızlı ve muazzam bir toplumsallıkla çözme yeteneği vardı. Siyaseten yeri doldurulması mümkün değil” dedi.
EZİLENİN KİMLİĞİNE BAKMADAN YANINDA DURDU
Temel, Önder’in toplumsal sorunları kişisel çıkar gözetmeden kendi sorunu gibi gördüğünü ve siyaseti, ezilenin kimliğine bakmaksızın onun yanında yer alarak yürüttüğünü söyledi.
×Bütün saldırılara rağmen Kürtlerin yanında durmayı tercih etti. Kürt değildi. Ama Sırrı Süreyya Önder, ‘Kürtler özgürlüğüne kavuşana kadar ben Kürdüm’ dedi.
ÇÖZÜMÜ, DEMOKRATİK CUMHURİYET PARADİGMASINDA GÖRDÜ
MA’dan Ömer İbrahimoğlu’na konuşan Temel, Önder’in PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 2013 yılından bu yana devam eden görüşmelerdeki ilişkilerini de değerlendirdi.
Önder’in 2013’te İmralı’ya yaptığı ilk ziyaretten bu yana bu yolu halkların kurtuluş yolu olarak gördüğünü vurgulayan Temel, Önder’in tüm risklere rağmen bu yolda ısrar ettiğini söyledi.
Temel şu ifadeleri kullandı:
×Bir Demokratik Türkiye, Demokratik Cumhuriyet hayali vardı. Bunun hakikatini Sayın Öcalan’ın paradigmasında gördü. Bunu çok tartıştık kendileriyle. Ortadoğu’nun, Türkiye’nin, Kürtlerin, ezilenlerin bütün sorunların kaynağında Kürt sorunu vardı. Bunu biliyordu ve Kürt sorunun çözümünün birçok sorunun çözümüne deva olacağını biliyordu. Bunun yolunun da Sayın Öcalan ile doğru iletişim kurmak, doğru yoldaşlık yapmaktan geçtiğini çok iyi biliyordu. Önder, Sayın Öcalan’ın açıklamalarında hiç tereddüt etmedi ve güvendi. Sayın Öcalan da ona güvendi.
Öcalan’ın Önder’e dair son mesajına da değinen Temel, “Aslında orada bir yoldaşlık, bir yol arkadaşlığı, bir toplum kaygısı taşıyan bir şahsiyetin tanımlaması var. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde evet; yeri doldurulamaz bir kayıp. Ama açtığı yolu kesinlikle kapatmamak adına partimizin tüm varlığıyla çabalayacağımızın sözünü veriyoruz. Onun açtığı kapıları, yürüdüğü barış yolunda daha fazla kararlılıkla yürüyeceğiz” dedi.