Sorunları çözebilmek için “doğru bir dil, yapıcı bir söylem inşa etmek” gerektiğini belirten İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, “Türkiye’nin artık konuşabilmesi lazım. Elbette bu sürece dair farklı görüşlerimiz olabilir. Ancak bir ortak noktamız var: Şartlar ne olursa olsun, gelişmelerin iyiye gitmesinden yana ortak tavrımız var” dedi.
HABER MERKEZİ – İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bir dizi temaslar için Diyarbakır’ı ziyaret etti.
Diyarbakır’daki temasları kapsamında ilk olarak Diyarbakır Barosu’nu ziyaret eden Dervişoğlu, Baro Başkanı Abdulkadir Güleç ile bir araya geldi.
“TÜRKİYE’Yİ KAYYUM İDARESİYLE YÖNETEN BİR İKTİDAR VAR”
Partisinin bölge il başkanları toplantısı öncesi konuşan Dervişoğlu, “Bugün hepimizin karşısında, Türkiye’yi şantaj siyasetiyle yöneten bir iktidar, Türkiye’yi kayyum idaresiyle yöneten bir rejim var. Bu yüzdendir ki, her gün bu karanlık istibdadın bataklığı derinleşiyor, şartları ağırlaşıyor, zulmü artıyor” ifadelerini kullandı.
“Bugün hiçbirimiz, hiçbir insanımız bu kayyum ve şantaj düzeninden muaf değildir” diyen Dervişoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“TÜRKİYE TEBESSÜME HASRETTİR”
“23 yıllık iktidar, tüm berbat şeceresiyle, tüm kandırılmışlıkları, aldanmaları, aldatmaları ve yalanlarıyla her birimizi adaletsizlikte, yoksullukta ve güvensizlikte birleştirmiştir. Evet bugün tasada biriz, tasalanmakta beraberiz. Neyden yoksun olduğumuz, neye hasret olduğumuzsa apaçık bellidir. Ortak olacağımız sevinçlerin hasretindeyiz. Bugün Türkiye, tebessüme hasrettir.”

“KİMSENİN ANASININ DİLİYLE BİR ALIP VEREMEDİĞİMİZ YOK”
“Bizim kimsenin anasının, atasının diliyle bir alıp veremediğimiz yoktur, olamaz” sözlerini sarf eden Dervişoğlu konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Bizim derdimiz, kelimelerin menşei değil, kelimelerin taşıdığı anlamlarıdır. Vicdanın konuşmasıdır derdimiz. Dilde birlik de bu demektir. Bizim kimsenin fikirleriyle alıp veremediğimiz de yoktur, olamaz. Siz, barıştan yana mısınız değil misiniz, diyorlar! Siz, analar ağlasın mı istiyorsunuz, diyorlar! Siz, silaha, çatışmaya son verilmesin arzusunda mısınız diye soruyorlar. Cevabı bu yörede kullanılan bir atasözüyle vermek isterim. ‘Eğer bu tuzak değilse, bu değnek, bu ip nedir?’. Kendini sömürge valisi zannedenlerin ağzından konuşmak, yarayı iyileştirmeye değil, kolu bacağı kesmeye çalışmak nedir? Sevr’i birlikte yırtmış bu milletin evlatlarına, bu ayrı gayrılığı dayatmak nedir?”
“GELİŞMELERİN İYİYE GİTMESİNDEN YANA ORTAK TAVRIMIZ VAR”
Dervişoğlu, Türkiye’nin bir sürecin içerisinden geçtiğini belirterek, “Elbette bu sürece dair farklı görüşlerimiz olabilir. Bu görüş ayrılıklarının kaynaklarını da tartışabiliriz. Ancak bir ortak noktamız var: Şartlar ne olursa olsun, gelişmelerin iyiye gitmesinden yana ortak tavrımız var. Doğru sonuçlar alabilmek için doğru başlangıçlar yapılması gerekir. Bazı başlangıçların doğru olmadığına dair kanaatimizi de kamuya açık biçimde dile getiriyoruz. Konuyla ilgili taassuplarımız, bağnazlıklarımız yok. Ama kaygılarımız ve endişelerimiz var. Bu kaygılar ve endişelerin ortadan kaldırılması, yok edilmesi adına da sıhhat derecesi yüksek bir değerlendirme kabiliyetine kavuşmamız lazım” dedi.
“DOĞRU BİR DİL, YAPICI BİR SÖYLEM İNŞA ETMEK GEREK”
דGittiğim her yerde söylüyorum. Sorunlar tanımlanarak çözülmez. Sorunları çözebilmek için doğru bir dil, yapıcı bir söylem inşa etmek gerekir. Yani bu Türkiye’nin artık konuşabilmesi lazım. Hep yarım asırlık bir problemden bahsediyoruz ama problemin çözülebilmesi için sıhhat derecesi yüksek zeminler oluşturup oralarda bu sorunu anlamlı bir biçimde tartışabilmeyi becerebildiğimiz de pek söylenemez. İnsanların birbirine ön yargıyla yaklaştığı bir süreçte çözümlere yönelik sonuçlar ortaya çıkarması mümkün olamaz.”