Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Afrika’da “yabancı güvenlik şirketleri” tehlikesi I

Listede Türkiye'den SADAT da var

Afrika’da “yabancı güvenlik şirketleri” tehlikesi I

Fransa, Afrika’daki askeri varlığını sona erdirirken, boşluğu Fransız eski askerlerin çalıştığı “özel güvenlik şirketleri” dolduruyor. Bu yapılarla çok sayıda Fransız paralı asker Sahel’den Kongo’ya görev yapıyor. Resmi olarak yasak olan bu durum, Paris’in “görünmezlik” stratejisini zedeliyor, sömürgeci algıyı alevlendiriyor. Bölgede Türkiye’den SADAT da faaliyet gösteriyor.

HABER MERKEZİ– Fransa devlet radyolarından RFI, bu hafta geniş bir Afrika analizi paylaştı. Franck Alexandre imzalı “Fransa, özel askeri şirketler tarafından Afrika’da işe alınan eski askerlerinden dolayı sıkıntıda” başlıklı analiz haberde, Fransa askerinin çekildiği Afrika ülkelerine geri dönen silahlı eski Fransız askerler ve sahadaki marifetlerine odaklanılmıştı.

Bu paralı askerler, Afrika’da bulunan Fransız şirketlerinin özel güvenlik şirketlerinin elemanları. Zaman içinde sadece Fransa şirketlerine değil, başka ülkelerin şirketlerine de özel güvenlik yapmaya başladılar. Anglosakson ülkelerin ticari faaliyetlerini “güvenlik” içinde sürdürebilmek için eski Fransız askerlerinden yararlanma talebi yükseldikçe, yeni ve stresli bir “güvenlik arz”ı da doğmuş oldu.

Gerisini Franck Alexandre’ın makalesinden okuyalım:

×

“UKRAYNA SAVAŞI ÖNCELİKLERİ DEĞİŞTİRDİ

Ukrayna savaşı, dengeleri ve öncelikleri altüst etti. Ordular artık yüksek yoğunluklu bir çatışma ihtimaline hazırlanıyor. Sahel’deki cihatçılıkla mücadele ikinci plana itildi. Moskova ve onun Wagner Grubu gibi yardımcıları tarafından yürütülen dezenformasyon fırtınasına kapılan Fransız ordusu, Afrika’daki askeri varlığını ve iletişim stratejisini kökten değiştirdi. Çad ve Fildişi Sahili’ndeki tarihi üsler 2025 başında devredildi. Barkhane gibi büyük operasyonlar artık tarihe karıştı.

Fransa, kalıcı üsler ve görünür askeri varlık sayfasını kapattı. Askeri ortaklıklar sürse de artık ön saflarda görünmek istemiyor. Bu geri planda durma stratejisi, özellikle Rusya kaynaklı dezenformasyon ve dış etkilere karşı hedef olmamak için benimsendi.

ÖZEL ASKERİ ŞİRKETLERİN YÜKSELİŞİ

Ancak Fransız askerlerinin sayısının azaltılması, hızla doldurulan bir boşluk yarattı. Özel askeri şirketler, lojistik destekten kişisel korumaya, askeri eğitimden güvenlik hizmetlerine kadar geniş bir görev yelpazesi sunarak devletlere hizmetlerini hızla önerdi.

Wagner

Mali, Nijer ve Burkina Faso’nun 16 Eylül 2023’te kurduğu Savunma İttifakı gibi bazı ülkeler Rus özel güçlerinden – önce Wagner, sonra Africa Corps – destek alırken, birçok başka ülke farklı özel askeri şirketlere yöneldi. Örneğin, Çinli Beijing DeWe firması Kenya’daki Mombasa-Naivasha demiryolu inşaatını koruyor. Türk SADAT şirketi ise en azından Libya’da giderek artan bir rol üstleniyor.

Batı Afrika’da bu şirketlerin sayısı hızla artıyor. Anglo-Sakson şirketler (İngiltere ve ABD merkezli) bu alanda deneyimli olduklarından büyük rağbet görüyorlar. Bu ülkeler onlarca yıldır askeri görevleri özelleştirerek hem maliyetleri düşürmeyi hem de dış operasyonlarda ordularının izlerini en aza indirmeyi hedefliyor. Ayrıca silah taşımayı ve kullanmayı liberal biçimde düzenleyen yasalar sayesinde geniş çaplı görevler üstlenebiliyorlar. Bu uzmanlık, egemenliğine önem veren ve cihatçı baskı altındaki Batı Afrika ülkeleri için cazip bir seçenek haline geliyor.

FRANSIZ ESKİ ASKERLER ÇOK RAĞBET GÖRÜYOR

Afrika’daki savaş alanlarını iyi tanımaları nedeniyle eski Fransız askerlerine büyük değer veriliyor. Fransızca bilmeleri de büyük avantaj. Themiis adlı güvenlik ve savunma hizmetleri şirketinin başındaki eski deniz piyade albayı Peer de Jong, bu dünyayı şöyle özetliyor: “Küçük bir camia bu. Eski Fransız askerleri çok iyi bilinir. Anglo-Saksonlar Fransızca konuşmuyor, bu da Afrika’da çalışmak için belirleyici. Bancroft’un ikinci adamı bir Fransız, Richard Rouget. Ona ‘Albay Sanders’ derler, eski bir paraşütçü. Bancroft Orta Afrika Cumhuriyeti’nde çalışmak isterse, ‘Tamam, o zaman Fransızları işe alıyoruz’ der.”

Fransız eski askerlerin işe alımı hızlanıyor. Bancroft Global Development (ABD), G4S (İngiltere), The Development Initiative (İngiltere/Bermuda), Relyant Global LLC (ABD), Erinys (İngiltere) gibi şirketler eski Fransız askerleriyle Afrika’da çalışıyor.

BENİN’DE DİKKAT ÇEKEN BİR VARLIK

Batılı askeri kaynaklara göre, Amerikan Amentum şirketi şu anda Benin’de en az iki eski lejyoner ve bir eski iletişim teknisyeni dahil olmak üzere birkaç Fransız personel konuşlandırmış durumda. Bu konuşlanma, Benin ordusuna Burkina Faso ve Nijer sınırlarını güvence altına alma konusunda yardım sağlamak amacıyla ABD Dışişleri Bakanlığı’nın AfriCap programı kapsamında gerçekleştiriliyor.

Ancak Benin yetkilileri bu iddiaları reddediyor: “Şu ana kadar özel şirketlerle hiçbir anlaşma yapılmadı,” diyor Benin’in askeri yetkilileri. Hükümet sözcüsü Wilfried Léandre Houngbedji ise “Fransa, ABD, Belçika, hatta Rusya ile uzun süredir iş birliğimiz var. Bu iş birlikleri, Başkan Patrice Talon’dan çok daha öncesine dayanıyor,” diyor.

Batılı askeri kaynaklara göre, Fransız paralı askerlerinin varlığı Mali, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine ve Somali’de de tespit edildi.

PARİS BU DURUMDAN RAHATSIZ

Üst düzey bir subay bu durumu şöyle özetliyor: “Üç neden özel askeri şirketlerin konuşlanmasını teşvik ediyor: Birincisi, bazı ülkelerin orduları kendi başlarına yeterli olamıyor. İkincisi, altın çıkaran Kanadalı bir şirket gibi özel firmalar güvenlik talep ediyor. Üçüncüsü, insani yardım yapan uluslararası kuruluşlar ve STK’lar da korunmak istiyor. Bu hizmetlere özel şirketler talip oluyor. Ve Fransızca konuşulan bölgelerde Fransız eski askerlerin tecrübesi, ağı, bilgisi çok kıymetli.”

Anglo-Sakson ülkeler bu şirketler aracılığıyla Afrika’da doğrudan görünmeden etkili oluyor. Fransız eski askerlerin işe alınması, eleştiri ve dezenformasyon riskini Paris’in üzerine yıkıyor.

Bu da bir çelişki yaratıyor: Fransız ordusu Afrika’dan çekildikçe, özel şirketlerdeki Fransızların sayısı artıyor. Silahlı kuvvetlerin üst kademeleri bu durumdan endişeli. Şu sorular soruluyor: “Bu normal mi? Avantajımıza mı? Bu kişiler hala Fransa’ya sadıklar mı? Belki kontrol altına alınamayacak bir şeyi kontrol etmeyi düşünmeliyiz. Belki Fransız devleti tarafından denetlenen özel şirketler kurmalıyız? Ama Fransız yasalarına göre bu mümkün değil.”

ETKİLİ BİR NÜFUZ ARACI AMA FRANSA İÇİN BİR TABU

Paris’teki askeri komuta kademesi, Fransız askerlerin bu şirketlerde çalışmasının Fransa’nın resmi duruşunu karıştırabileceğini düşünüyor. Bu durum, “gizli gündem”, “maskelenmiş askeri varlık” ya da “Fransa’nın manipülasyon çabası” algısını besleyebilir.

Peer de Jong şöyle diyor: “Fransa’da böyle bir araç yok. Özelleştirmedik ve geride kaldık. Bugün Ruslar, Çinliler, Türkler, Anglo-Saksonlar bu büyüyen pazarı domine ediyor. Sahel’den, özellikle Rusların baskısıyla çıktık. Ayrıca Afrikalı devletlerin büyük bir egemenlik arzusu var. Fransız ordusunu istemiyorlar, sivil adamlar istiyorlar. Fransız askerler bu rekabeti adaletsiz buluyor. Fransız askeri istihbaratı da (DRSD), eski askerlerin bu şirketlere katılmasından endişe ediyor. Ordu imajı için kötü olduğunu düşünüyorlar. Ama bu şirketler etkili nüfuz araçları ve üstelik AB gibi fon veren kurumlar sayesinde Fransa’ya maliyeti de olmuyor.”

FRANSA’DA ÖZEL SAVAŞ ŞİRKETLERİ YASAL DEĞİL

Fransa’nın DCI veya Expertise France gibi dost ülkelere destek sağlayan şirketleri var. Ancak Wagner (Rusya) ya da Sadat (Türkiye) gibi çatışmalara katılan, silah kullanan özel askeri şirketleri yok. 14 Nisan 2003 tarihli 2003-340 sayılı yasa, silah ve güç kullanarak gerçekleştirilen paralı askerlik faaliyetlerini yasaklıyor. Anglo-Sakson yasaları altında çalışan şirketler teorik olarak yasak değil ancak Fransa’da toplumsal olarak kabul görmüş değiller. Hâlâ bir tabu olarak görülüyor. Oysa yurtdışında bu tür faaliyetler sıkı resmi izinlere tabi.

ZOR BİR TERCİH: MÜDAHALE ETMEK Mİ, GÖRMEZDEN GELMEK Mİ?

Afrika’daki kamuoyları ve algılar artık stratejik bir rol oynuyor. Fransız çıkarlarına yönelik baskılar azalsa da, “yangın hala yanıyor ama artık üzerine benzin dökmüyoruz,” diyor bir Fransız subayı. Bir Fransızca konuşan, silahlı beyaz bir adam, sivil bile olsa, halk tarafından hemen Fransız askeri ya da istihbarat ajanı (DGSE) olarak algılanıyor. Bu da yeni sorunlar yaratıyor.

Devletin zirvesinde sorular hâlâ yanıtsız: Bu durumla mücadele mi edilmeli yoksa kabullenilip mi yönetilmeli? Fransız askerler, “barbouzerie” (gizli kirli işler), Françafrique (eski sömürge ilişkileri) suçlamalarıyla karşılaşmaktan endişe ediyor. Özellikle Bénin ve Nijerya’da Fransız gizli üsleri olduğu ve bu üslerde cihatçıların eğitildiği yönündeki yanlış bilgiler giderek yayılıyor. “Bu tür yalan bilgilerin hiçbir temeli yok ama olmayan bir şeyin olmadığını ispatlamak da çok zor,” diyor Batı Afrika’dan yeni dönen bir Fransız subayı.”

ÇOK SAYIDA ÜLKE AFRİKA’DA PARAMİLİTER GRUPLARA SAHİP

Afrika kıtasında birçok ülke, güvenlik açıklarını kapatmak ve askeri kapasite eksikliklerini gidermek amacıyla özel askeri şirketlerle (PMC) iş birliği yapmayı tercih ediyor.

Bu şirketler, farklı ülkelerden gelen paralı askerleri istihdam ediyor ve bulundukları ülkenin gizli ordusu gibi çalışıyor.

NuMedya24’ün kaynaklardan yaptığı araştırmaya göre Afrika’da faaliyet gösteren bazı özel askeri şirketler ve bulundukları ülkeler:

Wagner Group (Rusya) Afrika’daki en etkin örgütlerden. Rusya’nın kitadaki askeri ve ticari tüm yatırımlarının defterini Wagner tutuyor. Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Mozambik, Zimbabve, Angola, Gine, Madagaskar, Gine Bissau, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde, yerel orduların eğitimi, önemli kişilerin korunması, isyancı ve radikal gruplarla mücadele, değerli madenlerin güvenliği gibi alanlarda boy gösteriyorlar. Sadece Libya’da 2 bin, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde ise 2 bine yakın paralı askeri var.

Özellikle bu örgütün Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Sudan gibi ülkelerde sivillere yönelik hak ihlalleri, zorla kaybetmeler, işkence ve yargısız infazlarla suçlandığı belgelenmiş durumda.

Beijing DeWe Security Service Co., Ltd. (Çin)- Çinli güvenlik şirketi de Kenya, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Sudan, Gine, Nijerya, Cezayir, Madagaskar, Etiyopya gibi ülkelerde oldukça etkin. Çin istihabaratının ordusu gibi gayet organize bir yapıya sahip. Afrika’da elini güçlendiren tüm Çinli şirketlerin yatırımlarını ve personelini koruma, altyapı projelerinin güvenliğini üstlenmiş durumda.

Listede Türkiye’yi SADAT temsil ediyor. Çok kullanışlu yapısıyla sadece bir güvenlik şirketi gibi davranmıyor. Özellikle son yıllarda Afrika kıtasında artan etkisiyle dikkat çeken ve çokça tartışılan bir aktör. Erdoğan’ın gizli ordusu” olarak anılan bu örgüt, Afrika’da Erdoğan’ın Afrika politikasının ideolojik ve jeopolitik bir uzantısı olarak görülüyor. İstihbarat şirketleri ile ortak çalıştığı için faaliyetleri net değil ama karanlık tarafları çok olan bir gizli yapı.

Erinys International (İngiltere) şirketi ise Güney Afrika, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Irak, Nijerya’da faaliyet yürütüyor. Aynı şekilde İngiltere’nin kıtadaki yatırımlarını korumak, lojistik ve risk yönetimi gibi görev tanımlaması var.

Asgaard ise bir Almanya özel güvenlik şirketi. Sudan, Libya, Moritanya ve Mısır’da aktifler. Eski asker ve polislerin güvenlik alanına istihdamını sağlıyor, yatırımları bölgesel risklerden koruyorlar.

Dyck Advisory Group (Güney Afrika) sadece Mozambik’te konuşlu ve belki de sahada çok görünür olduklarından kendilerini gizleme gereği dahi duymuyorlar. Örgüt, 2020 yılında Mozambik’in Cabo Delgado bölgesinde sivillere yönelik saldırılarla gündeme gelmişti.

Benzer Haberler