Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Duran Kalkan:

Komisyon beklenti yarattı ama meselenin özüne giremiyor

Duran Kalkan:

Meclis’te kurulan komisyonun “meselenin özüne giremeyen” bir pozisyona geldiğini belirten Duran Kalkan, komisyonun Öcalan ile görüşmesi gerektiğini söyledi.

HABER MERKEZİ – PKK kurucularından Duran Kalkan, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısıyla başlayan Kürt sorununun çözüm sürecine ve gelinen aşamadaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.

Medya Haber TV’de yayınlanan özel programın konuğu olan Kalkan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “umut hakkı” ile ilgili toplantısı ve Meclis’te kurulan komisyonun çalışmalarına ilişkin de tespitlerde bulundu.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde Öcalan’ın “umut hakkı” gündemiyle başlayan ve 3 gün sürecek toplantıya ilişkin, Avrupa Komitesi’ni AHİM’in aldığı kararı 10 yıl boyunca görmezden gelmekle eleştiren Kalkan, “Geçen yıl birdenbire hatırlandı. Nasıl olduysa” dedi.

Kalkan şöyle devam etti:

דYakından takip ediyoruz. Hukuki ortam takip ediyor, halk takip ediyor, Kürtler çok duyarlı. Alınacak kararlar, oradan çıkacak sonuç, aslında Avrupa Birliği denen yapılanmanın tutumunu belirleyecek. Avrupa demokrasisinin olup olmadığını, herkes için işleyip işlemediğini, ne kadar demokrasi olup olmadığını ortaya koyacak, bir sorgulama, tarihi bir sınav gibi olacak. Eğer hala sürüncemede bırakma, oyalama, benzeri tutumlar çıkarsa, ne denir buna? Suç ortaklığı denir. Zaten şimdiye kadar öyleydi. Çünkü Kürt sorunu konusunda Avrupa Birliği’nden ya da Avrupa demokrasisinden böyle pozitif bir tutumdan öteye, aktif bir tutum bile göremedik.”

KOMİSYON MESELENİN ADINI KOYAMIYOR

Kalkan, süreç kapsamında Meclis’te kurulan komisyona ilişkin ise toplumda bir beklenti yarattığını fakat çalışmaların istendiği gibi ilerlemediğini söyledi. Kalkan komisyonu “Bazı önemli tartışmalar oldu ama giderek meselenin özüne girmeyen, adını koymayan, neyle uğraştığı belli olmayan bir duruma geldi” ifadeleriyle eleştirdi.

Komisyonun Öcalan ile görüşmesinin bir gereklilik olduğunu ifade eden Kalkan, bu konuda birçok siyasi partiden öneriler olmasına rağmen bunun için komisyonun karar almamasına tepki gösterdi.

Kalkan’ın bu konudaki değerlendirmeleri şöyle:

דBunu birçok parti istedi, DEVA Partisi istedi, Gelecek Partisi istedi, MHP istedi. Ama komisyon karar alamıyor. Besbelli her şey AKP’ye bağlı. Bütün bu durumların hepsi CHP’nin üzerine yıkmaya çalışıyor AKP ama hayır kimseyi kandıramaz. AKP’nin üzerinde kalıyor. AKP hiç kimsenin üzerine yıkamaz bu durumu. Hala Önder Apo’yu dinlememesi, dinlenecek mi, dinlenmeyecek mi? Bunun hala tartışmalı olması, birkaç üyenin gitmesi gibi şeyler olması, gayriciddi sözlerin söylenmesi akıl alır gibi değil. Hani Devlet Bahçeli “ya meclise gelsin, siyaset yapsın, DEM Parti grubunda konuşsun, başkan olsun” demişti. Hala da söylüyor. “MHP Genel Başkanı olarak ben bunun arkasındayım” dedi. Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan da bunun bir devlet politikası olduğunu söyleyerek sahip çıktı. Fakat hani uygulandı mı? Uygulanıyor mu Devlet Bahçeli’nin sözleri? Bir de İmralı’ya gidip gitmemeyi tartışıyorlar. Niye herkes komisyona gidiyor, komisyonda konuşuyor da Önder Apo niye gidemiyor? Neden Önder Apo hala bir komisyona gidip konuşma yapacak duruma getirilmiyor?”

DEMOKRATİKLEŞME ADIMLARI ATILMALI

Süreçte gelinen aşamada Kürt sorununun çözümü için devletin adımlar atması gerektiğini belirten Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

דDemokratikleşme adımlarının atılması gerekiyor. Kürtlere şu verilsin, bu verilsin demiyoruz. Türkiye’nin demokrasisi gelişsin, Türkiye kardeş olsun, bütün olsun. Yoksa siyasi tehlike ortada. İsrail’in neler yaptığı, Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı’nın nereye geldiği ortada. Bunu öncesinden de değerlendirdik. Tekrar etmeye de gerek yok. Artık biraz düşünebilen herkes gerçekleri anlayabiliyor, görebiliyor, böyle bir ortamda hala böyle oyalayıcı, adım atamaz pozisyonunda kalmak, ondan sonra da PKK adım atmıyor diye böyle basın üzerinden töhmet altında bırakıcı, insanların algılarını değiştirici, düşüncelerini saptırıcı, zehir diliyle konuşmalar yapmak, propaganda etmek hiç kimseye fayda getirmez.”

 

Benzer Haberler