BM Genel Kurulu haftaya önemli gündemlerle toplanacak. En önemli başlık Gazze ve İsrail saldırıları olacak, ancak Filistinli yetkililer Genel Kurul’a katılamayacak. Alevi ve Dürzi katliamları ile Kürtlerle süren çözümsüzlüğün gölgesinde Suriye geçici Cumhurbaşkanı Şara’nın da Genel Kurul’da konuşması bekleniyor; bu, 1967’den beri bir ilk olacak.
HABER MERKEZİ – Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun bu yılki geleneksel toplantısı dikkat çekici katılımcılar, konu başlıkları ve gelişmelerle gerçekleşiyor.
Önümüzdeki hafta BM Genel Kurulu’nun 80’inci toplantısına 150’ye yakın devlet başkanı veya başbakan ile onlarca bakan ve diplomat katılacak. Pek çok liderin konuşma yapacağı Genel Kurul toplantısı 6 gün sürecek.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Salı günü yaptığı açıklamada, “Jeopolitik uçurumlar derinleşiyor. Çatışmalar şiddetleniyor. Cezasızlık tırmanıyor. Gezegenimiz aşırı ısınıyor. Ve uluslararası iş birliği, ömrümüzde görülmemiş baskılar altında zorlanıyor” demişti.
PEK ÇOK KRİZLİ GÜNDEM VAR
BM Genel Kurulu’nun gündeminde alarm düzeyinde kabul edilen iklim değişikliği, küresel düzeydeki sosyal adaletsizlik, milyonlarca insanı etkileyen çatışmalar, küresel yoksulluk, açlık ve sussuzluk meseleleri gibi pek çok konu bulunuyor. Ancak daha önce de pek çok kez görüldüğü üzere bir kez daha sorunların tespit ve konuşmalarla sınırlı kalması bekleniyor.
Gazze ve Ukrayna’daki savaşlar, eski El Kaide militanı Ahmed El Şara’nın Suriye’de Cumhurbaşkanı olması ve ardından yaşanan gelişmeler, İran ile Batı ülkeleri arasındaki gerilimler, Çin ve ABD arasındaki ticaret ve jeopolitik çekişmeler, Rusya ile NATO ülkeleri arasındaki gerilimler bu yıl da BM Genel Kurulu’nda öne çıkması beklenen politik gündemler oluyor.
TRUMP KÜRSÜYE ÇIKACAK
ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere ziyaretinin ardından BM Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’a dönecek ve Trump’ın Salı günü Genel Kurul’a hitap etmesi planlanıyor. İkinci dönem başkanlığı sırasında Genel Kurul’daki ilk konuşmasıyla Trump’ın bizzat BM faaliyetlerine yönelik kısıtlamaları gündeme getireceği kaydediliyor.
Trump, ABD’nin BM’ye sağladığı fonların azaltılmasını, BM İnsan Hakları Konseyi ile ilişkilerinin kesilmesini, Filistin yardım kuruluşu UNRWA’ya sağlanan fonların askıya alınmasını ve BM kültür ajansı UNESCO’dan ayrılmayı talep ediyor. Ayrıca Trump, Paris İklim Anlaşması’ndan ve Dünya Sağlık Örgütü’nden çekilme planlarını da açıklamıştı.
Trump, BM’yi çeşitli çatışmalarda barışı sağlama çabalarına yardımcı olmamakla da suçlamıştı. Genel Sekreter Guterres ise, BM’nin köklü çözümler için çabaları olduğunu söylemiş, ancak “ne havuç ne de sopamız var” demişti. Guterres, ABD’nin havuç ve sopaya sahip olduğunu da eklemişti.
Uluslararası Kriz Grubu BM Direktörü Richard Gowan’a göre, Trump “Genel Kurul’dan ve diğer liderlerin ilgisinden hoşlanıyor” ve muhtemelen “sayısız başarısıyla“ övünerek, “belki de bir kez daha Nobel Barış Ödülü’nü hak ettiğini“ savunacak.
FİLİSTİN KONUŞULACAK, FİLİSTİNLİLER OLMAYACAK
BM Genel Kurulu’nun en önemli gündemi İsrail’in Gazze Şeridi’nde devam eden saldırıları olacak gibi görünüyor. BM Gazze’de açlık ve kıtlık yaşandığını resmen ilan etmişti. BM’nin küresel açlık gözlemcileri ise, kıtlığın baş gösterdiği ve ay sonuna kadar yayılacağı konusunda uyarıda bulundu.
Bununla birlikte ABD’nin 80 kadar Filistinli yetkilinin vizelerini iptal etmesi nedeniyle Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Genel Kurul’a katılamayacak. Abbas’ın gelecek hafta Pazartesi ve Perşembe günkü toplantılara video konferans yoluyla katılması ve bir konuşma yapması bekleniyor.
Eleştirilerin odağındaki isim İsrail Başbakanı Benjamin Netayahu’nun bizzat Genel Kurul’a katılacağı ve bir konuşma yapacağı kaydediliyor. İsrail, Salı günü Gazze Şeridi’ne kara harekatı başlatmıştı.
İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon, New York’ta düzenlenecek buluşmayla ilgili olarak, “Gazze’de geride bırakılan rehinelerle bu savaşın bitmeyeceğini dünyaya bir kez daha hatırlatacağız” dedi.
Salı günü başlayacak Genel Kurul konuşmalarından önce liderler, pazartesi günü Fransa ve Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde İsrail ile Filistinliler arasında iki devletli çözüme doğru ivme kazandırmayı amaçlayan bir zirve için bir araya gelecek.
Avustralya, Belçika, İngiltere, Kanada ve Fransa, Filistin devletini resmen tanıma sözü verdi, ancak bazıları bazı koşullar koydu.
UKRAYNA İÇİN YENİ BİR ŞEY BEKLENMİYOR
BM gündeminde Ukrayna’daki savaş yer alacak, ancak herhangi bir ilerleme beklenmiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Genel Kurul’a hitap edecek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, geleneksel olarak BM’nin yıllık toplantısına katılmıyor.
ŞARA GENEL KURUL’A KATILACAK MI?
BM Genel Kurulu’nda bu yıl dikkat çekici bir gelişme daha olabilir. Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara’nın BM Genel Kurulu’na hitap edeceği açıklanmıştı. Bu, 1967 yılından bu yana bir Suriye liderinin Genel Kurul’da yapacağı ilk konuşma olacak.
Ancak bundan önce dikkat çekici bazı gelişmeler yaşandı. Suriye, ABD ve Ürdün arabuluculuğunda ülkenin güneyindeki Dürzi vilayeti Süveyda konusunda bir yol haritası açıklamıştı. Suriye geçici hükümetine bağlı güçlerin Temmuz 2025’te Süveyda’da gerçekleştirdiği katliamların soruşturulacağı, idari ve güvenlik işlerinin yerel birimlere bırakılacağı belirtilen bu yol haritası Süveyda Yüksek Hukuk Komitesi tarafından reddedilmişti. Ancak ABD Suriye Temsilcisi Tom Barrack, yol haritasına tam desteğini duyurmuştu.
SURİYE – İSRAİL ANLAŞMASI OLACAK MI?
Bir diğer önemli gelişme ise, Suriye’nin İsrail ile ilişkileriyle ilgili. İsrail, Şara hükümetinin iktidarı devraldığı Aralık 2024’ten beri Suriye’ye yönelik bombardımanı devam ediyor. Şara hükümetine bağlı güçlerin son olarak Süveyda’da katliam yapması üzerine İsrail Dürzilere destek vermek için bir kez daha hükümet güçlerini bombalamıştı. İsrail, Golan Tepeleri ve Hermon dağı dahil, Şam’a 30 km kadar yakında pek çok kritik bölgeyi kontrol ediyor.
Son olarak Londra’da İsrail temsilcisi Ron Dermer ile Suriye Dışişleri Bakanı Asad El Şeybani ve ABD Suriye Temsilcisi Barrack’ın bir araya geldiği bildirildi. Şara’nın BM Genel Kurulu toplantısına katılmasından önce bir anlaşmaya varılması bekleniyor. Ancak müzakereler devam ediyor.
Tel Aviv’in sunduğu ileri sürülen anlaşma taslağına göre, Suriye ile İsrail’in kontrolündeki Golan Tepeleri arasında yer alan tampon bölgenin Suriye tarafına 2 kilometre daha genişletilmesinin yer aldığı, Şam’ın güneybatısındaki bölgenin A, B ve C şeklinde üçe bölünerek her bölgeye göre ne tür silahların konuşlandırılabileceğinin detaylandırıldığı kaydedilmişti.
Tampon bölgeye yakın yerlerde Suriye askerlerinin ve ağır silahların konuşlandırılmasına izin verilmeyeceği, ancak Suriye polisi ve iç güvenlik güçlerinin tampon bölgeye yakın yerlerde görev yapabileceği ifade edilmişti.
KÜRTLER, ALEVİLER, DÜRZİLER: BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Şara hükümetinin çözmesi gereken bir diğer önemli mesele de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi ile ilişkileri. 10 Mart’ta Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Şara arasında bir mukatabat metni imzalanmıştı, ancak şimdiye kadar mutabakatın maddelerinin uygulanması konusunda pek bir gelişme yaşanmadı. Şam hükümeti ademi merkeziyetçi herhangi bir çözüme karşı olduğunu duyururken, Özerk Bölge temsilcilerine göre merkezi bir çözüm eski rejimin sürdürülmesi anlamına geliyor ve mevcut durumda Şam yönetiminin yaptığı da bu.
Reuters ise üç gün önce dikkat çekici bir analiz yayımladı. Reuters haber ajansı, Şara’nın “en önemli savaşı, derinden bölünmüş ülkesini bir arada tutma savaşını kaybetme riskiyle karşı karşıya” olduğuna dikkat çekti. Washington Enstitüsü üyesi Taber ise, Şara’nın “azınlık grupları” ile uzlaşmaması halinde “Suriye’nin sadece bir bölümünü yönetmesi gerekeceğini” söyledi.
Şara hükümeti aynı zamanda kıyı şeridindeki Alevilere ve güneydeki Dürzilere yönelik katliamlarla da gündemde. Bizzat BM tarafından Şam hükümet güçlerinin katliam yaptığı belgelenmişti.
BM’nin Suriye’deki Alevi katliamları raporu | Türkiye’nin desteklediği 3 grubun savaş suçları