İzmir’deki cezaevlerinde Ocak ayından beri 15 siyasi mahpusun tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurullarının kararlarıyla engelleniyor. Kurulun mahpusları düşüncelerini açıklamaya zorladığını belirten ÖHD İzmir Şubesi Sekreteri Selahattin Timur, “Bu, Anayasa’ya aykırı, İGK’ler kaldırılmalı” dedi.
HABER MERKEZİ – Hak ihlallerinin son bulmadığı Türkiye cezaevlerinde İdare ve Gözlem Kurulları (İGK), cezalarının infazını tamamlayarak koşullu salıverilme hakkı kazanan siyasi mahpusların tahliyelerini keyfi gerekçelerle engellemeye devam ediyor.
BOLU’DA 30 YILINI DOLDURMUŞ 35 MAHPUSUN TAHLİYESİNE ENGEL
Geçen aylarda Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 30 yılını doldurmuş 35 siyasi mahpusun tahliyesi engellendi, yanı sıra siyasi kadın mahpuslara dönük sistematik baskının en fazla yaşandığı Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ve birçok cezaevinde mahpusların tahliyeleri engelleniyor.
Aynı uygulamanın İzmir’deki cezaevlerinde de yaşandığına dikkat çeken Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Sekreteri Selahattin Timur Ocak, kentteki cezaevlerine dair bilgileri MA‘dan Uğurcan Boztaş ile paylaştı.
15 MAHPUSUN TAHLİYESİ KEYFİ KARARLARLA ENGELLENDİ
İzmir’deki cezaevlerinde de tutsakların koşullu salıverilme haklarının engellendiğini vurgulayan Timur, “Özellikle tahliye olmaları gereken 30 yıllık mahpusların tahliyeleri ceza infaz kurumları tarafından engelleniyor. Mahpuslar ikinci keyfi bir yargılama ile Anayasa’ya aykırı bir şekilde düşünce ve kanaatlerini açıklanmaya zorlanıyor ve koşullu salıverilme hakları keyfi kararlarla erteleniyor. Ocak ayından bu yana kentteki cezaevlerinin genelinde 15 tutsağın tahliyesinin benzer sebeplerden dolayı engellendi” dedi.
“İGK MAHPUSLARI DÜŞÜNCELERİNİ AÇIKLAMAYA ZORLUYOR, BU ANAYASAYA AYKIRI”
Ocak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların arasında hasta ve 30 yılını doldurmuş mahpuslarda olmak üzere en az 10 kişi halen ceza infaz kurumlarında. Örneğin Mehmet Sait Yıldırım hasta olmasına rağmen tahliyesi ertelendi. Bunun yanı sıra yabancı uyruklu mahpuslar tahliye olduklarında geri gönderme merkezlerinde tutuluyorlar. Bu yerlerin koşulları hapishanelerden kötü yerler. Örneğin Afrinli Lamia Asu cezaevinde 30 yılını doldurdu ve yine idarenin keyfi tutumuyla memura mukavemetten 7 ay ardından ikişer kez 6 ay tahliyesi engellendi, koşullu salıverilmesi ertelendi. Tahliye olduktan sonra da geri gönderme merkezinde tutuldu.”
İGK’lerin varlığının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Ocak, “Tutsaklar, düşüne ve fikirlerine göre ayrımcılığa uğruyor. Eğer barıştan ve demokrasiden bahsediyorsak, İGK’ler derhal kaldırılmalı, düşünce ve kanaatleri zorla açıklanmaya derhal son verilmeli. İnfazlarını tamamlamış insanların tahliyeleri ertelenmemeli. İnsanların tahliyeleri ertelenmemeli” çağrısında bulundu.
×
İDARE VE GÖZLEM KURULU NEDİR VE NASIL ÇALIŞIR?
7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi hâlin belirlenmesi” başlıklı 89. maddesinde yapılan değişiklik 1 Ocak 2021’de yürürlüğe girdi.
AKP ve MHP’li milletvekillerin Meclis’e getirip değişiklik yaptığı yönetmelikle İdare ve Gözlem Kurulu (İGK), infazını tamamlamış hükümlülerin “iyi halli olup, olmadıklarını” değerlendirme yetkisine sahip oldu.
Yönetmeliğin 34′üncü maddesine göre, İGK; cezaevi müdürünün başkanlığında, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi doktoru, psikiyatrist, psikolog, sosyal çalışmacı, öğretmen ve başgardiyan ile cezaevi müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevliden oluşur.
Kurula cezaevi savcısı da katılabilirken, hükümlünün avukatı, vasisi, baro görevlisi ya da bağımsız biri kurul da katılamıyor.
İGK’ye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile izleme kurulundan katılan üyelere, katıldıkları her bir toplantı günü için memur maaş katsayısının 500’le çarpımı sonucu bulunacak miktarda ‘huzur hakkı’ ödeniyor.
