İklim krizinin tetiklediği sıcak hava dalgaları, kuraklık, kitlesel göç ve ölümler derinleşirken, EGEÇEP Eş Sözcüsü Arif Ali Cangı uyarıyor: “Bu kriz doğanın değil, doymak bilmeyen kapitalist sistemin sonucu. Çözüm, halkların dayanışmasında.”
HABER MERKEZİ- 5 Haziran Dünya Çevre Günü, bu yıl “Plastik kirliliğine son” temasıyla kutlanırken, yerküreyi saran çok daha derin bir kriz her geçen gün büyüyor: İklim krizi. Kuraklık, sıcak hava dalgaları, tarımsal çöküş, kitlesel göç ve ölümler artık istisna değil, yeni norm. Bilimsel veriler ve sahadaki gözlemler, krizin artık insan eliyle yürütülen bir eko-kırıma dönüştüğünü gösteriyor.
Bugün dünyanın dört bir yanında içme suyundan balıklara kadar her şey plastikle kirlenmiş durumda. 496 balık türünün %65’inde mikroplastik bulundu. 2022’den bu yana küresel bir plastik sözleşmesi imzalanmaya çalışılıyor. Ancak petrol ve fosil yakıt şirketlerinin baskısıyla bu girişim sürekli erteleniyor.
SON BİR YILDA 4 MİLYAR İNSAN REKOR SICAKLIK YAŞADI
Meopotamya Haber Ajansı’ndan Tolga Güney imzalı bu özel habere göre, iklim krizinin etkileri artık gündelik yaşamı altüst ediyor. Son bir yılda dünya nüfusunun yarısı, en az 30 gün boyunca tarihsel ortalamanın çok üzerinde sıcaklıklara maruz kaldı. Avrupa’nın güneyi kuraklık alarmı verirken, Türkiye’de meyve üretimi %24, tahıl üretimi %5’ten fazla azalacak.
GÖÇ, ÖLÜM VE YOKSULLUK: KRİZİN BEDELİ YOKSULLARA
Uluslararası Af Örgütü’ne göre iklim krizi, 2024’te 110 milyon insanı göçe zorladı. Yoksulluk, savaş ve iklim felaketleri birleşerek yeni bir insani krizin temelini oluşturuyor. Güney Asya’da seller, Avrupa’da sıcak hava dalgaları yüzlerce can aldı.
Nature Climate Change dergisinin verilerine göre iklim krizine neden olan emisyonların üçte ikisi, dünyanın en zengin %10’luk kesiminin tüketim ve yatırımlarından kaynaklanıyor. Bir başka çarpıcı veri ise NATO ülkelerinin küresel karbon salımının %5,5’ini oluşturması. NATO, tek bir ülke sayıldığında dünyadaki en büyük kirleticilerden biri.
TÜRKİYE’DE ÇED RAPORLARI RANT KAPISI OLDU
Sadece son bir yılda Türkiye’de 12 binden fazla proje için ÇED duyurusu yapıldı. Bunların büyük kısmı maden ve enerji yatırımı. 1.249 maden ve 513 enerji projesi için “ÇED gerekli değildir” kararı çıktı. Bu projeler Kaz Dağları’ndan Akbelen’e kadar onlarca yaşam alanını tehdit ediyor.
Ege Kültür ve Çevre Platformu (EGEÇEP) Eşsözcüsü Arif Ali Cangı’ya göre sorun plastik değil, kapitalist sistemin kendisi:
“Kapitalist sistem doymak bilmeyen bir canavara dönüştü. Doğal varlıkları sermaye olarak görüyor ve ne kadar yıkım yaparsa o kadar büyüyor. Bu sistem değişmeden, krizin önüne geçilemez.”
Cangı’ya göre hükümetlerin sunduğu çözümler göstermelik. Plastik sözleşmesi örneğinde olduğu gibi şirketlerin baskısı hukuki süreci kilitliyor. Halkların direnişi olmadan hiçbir çözüm gerçek güvence sağlayamaz.
İKLİMİ DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİR
Cangı son sözü şöyle koyuyor:
“Artık bir varlık-yokluk mücadelesindeyiz. Bu krizi hukukla ya da tek başına devletlerle çözemeyiz. Dayanışma, direniş ve halkların tepkisi olmadan yaşamın devamı mümkün değil. O yüzden diyoruz ki: İklimi değil, sistemi değiştir!”