Suriye, Ürdün ve ABD’li Barrack’ın duyurduğu anlaşmanın fiili özerk yönetimin organı olan Yüksek Hukuk Komitesi tarafından reddedildiği Süveyda’da kendi kaderini belirleme hakkı için başlatılan kampanyaya katılan Dürziler, “Kendi kaderimizi belirlemek, bizim en doğal hakkımız” dedi.
HABER MERKEZİ – Suriye geçici hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Ürdün Dışişleri Bakanlığı ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack arasında 16 Eylül’de imzalanan “Süveyda Krizine İlişkin Yol Haritası“nın fiili özerk yönetimin organı olan Yüksek Hukuk Komitesi tarafından reddedildiği Süveyda’da kendi kaderini tayin hakkı için başlatılan imza kampanyası üçüncü gününde sürüyor.
Süveyda Yüksek Hukuk Komitesi: Şam-Ürdün-ABD anlaşmasını reddediyoruz
KAMPANYANIN EN UĞRAK MERKEZİ: EL KARAMA MEYDANI
Dürzi kentinde kendi kaderini tayin hakkı için başlatılan imza kampanyası, çevrimiçi ve saha çalışmalarıyla devam ediyor. Yaklaşık 2 bin gönüllü aktivistle yürütülen kampanyaya Süveyda halkı yoğun ilgi gösteriyor.
İmza kampanyasının en uğrak merkezlerinden biri de Süveyda’nın tam merkezinde yer alan El Karama Meydanı.
Meydanda kurulan stantlara akın eden Dürziler, kendi geleceklerinde söz sahibi olmak için imza veriyor.
Kampanya yürütücülerine göre, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kamuoyuna yönelik başlatılan çevrimiçi imza kampanyasında şu ana kadar binlerce imza toplandı.
SÜVEYDALILAR: BU BİZİM EN DOĞAL HAKKIMIZ
İmzasını verdikten sonra ANHA’ya konuşan Süveydalı mühendis Henîn Miwefeq Xelîfe, “Biz buradayız çünkü kendi kaderimizi belirlemek, bizim en doğal hakkımızdır” dedi.
Aktivist Mesna Hinawî ise taleplerinin “adalet, eşitlik ve onur” olduğunu söyledi. Uluslararası topluma Dürzi halkının kendi kaderini belirleme hakkına destek verme çağrısında bulunan Hinawî, “ABD, Ürdün ve Suriye geçiş hükümetinin imzaladığı anlaşma bizleri temsil etmiyor” ifadelerini kullandı.
Süveydalı Zên Zênedîn adlı genç de göçmenlere ayrılan okulda yaşadıklarına değinerek, “Herkesin amacı Dürzi halkını yok etmekti. Saldırılarda birçok yakınımı kaybettim. Biz yaşamımızı güven içinde sürdürmek istiyoruz” diye konuştu.
‘KENDİ KADERİNİ BELİRLEME HAKKI’ NEDİR?
Birleşmiş Milletler Şartı (1945) ve 1966 tarihli İkiz Sözleşmeler’in güvence altına alarak tanıdığı “kendi kaderini tayin hakkı” (self-determination right), bir halkın veya topluluğun, kendi siyasi statüsünü ve ekonomik, sosyal, kültürel gelişimini serbestçe belirleme hakkıdır.
Bu hak, özellikle etnik gruplar, azınlıklar veya özerklik talep eden bölgeler söz konusu olduğunda gündeme gelir.
Ancak uluslararası hukukta bu hak her durumda “ayrılma” hakkı anlamına gelmez; genellikle sömürgecilik ya da ciddi baskı/ayrımcılık durumlarında bağımsızlık hakkı meşru kabul edilir.
SÜVEYDA’DA FİİLİ ÖZERKLİK ADIMI ATILMIŞTI
Suriye’nin güneyinde yer alan Dürzi Süveyda vilayetinde, 7 Ağustos’ta Dürzi Muvahhidin Tarikatı’nın ruhani liderliği, ilin yönetimini üstlenmek üzere üst düzey yargıç ve avukatlardan oluşan bir Yüksek Hukuk Komitesi’nin kurulduğunu duyurmuştu.
Süveyda’da fiili özerk yapının organı olan Komite’nin temel görevi, idari, güvenlik ve hizmet sektörlerini yönetmek, kamu ve özel kurumlara ait mülkleri korumak ve yolsuzlukla mücadele etmek olarak tanımlanmıştı.
Saldırıların gölgesinde kritik adım | Dürziler, Süveyda’da ‘Öz Yönetim’ ilan etti
×
İNFAZLAR VE KAÇIRMALAR
Geçici Şam yönetimi ordusu, IŞİD ve HTŞ gibi gruplar 13 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki Dürzi kenti Süveyda’ya saldırmaya başlamıştı.
Saldırılarda şimdiye kadar Şam güçlerinin 817 sivil Dürzi’yi yargısız infaz ettiği belgelenmişti. Saldırılarda 1592 Dürzi hayatını kaybederken, toplam can kaybı ise 2 bin 47 oldu.
Birleşmiş Milletler’den (BM) 9 uzman tarafından Süveyda’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin 23 Ağustos’ta yayınlanan raporda saldırılarda 105 kadın ve kız çocuğunun da aralarında olduğu 763 Dürzinin kaçırıldığı açıklanmıştı.