Kürt sorunun çözümü için Meclis’te kurulan komisyonun henüz bir yol haritası ve çalışma takviminin olmadığını belirten DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Halkın komisyon ve Meclis tarafından dinlendiğini hissetmesi gerekiyor. Hem asker ve polis anneleri hem de gerilla annelerinin dinlenmesi gerekiyor” dedi.
HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti Grup Başkanvekili ve aynı zamanda Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Gülistan Kılıç Koçyiğit, süreç bağlamda yaşanan tartışmalar ve komisyona dair değerlendirmelerde bulundu.
MA’dan Mehmet Aslan’a konuşan Gülistan Kılıç Koçyiğit, iktidarın süreci “Terörsüz Türkiye” kavramıyla tanımlamasına tepki göstererek, Kürt sorununu ele alış biçimlerinin iktidardan farklı olduğunu söyledi.
SÜRECİN DİLİ NASIL OLMALI?
“Dilin kendisi, en az diğer işler kadar önemlidir” vurgusunu yapan Koçyiğit, “Kürt sorunu gibi tarihsel bir sorunu, yüzyıllık arka planı olan ve temelinde ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının olduğu bir sorunu getirip bir ‘terör sorunu’na indirgemek, sorunun hakikatini görmemek demektir. Eğer gerçek bir yüzleşme olursa, sorun doğru kelimeler ve doğru kavramlarla ele alınırsa çözüm de o zaman gerçekçi bir zeminde ve kalıcı olacaktır” dedi.
‘DEVLETTE DEMOKRATİK DÖNÜŞÜM İÇİN ZORLUYORUZ’
Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki tecride rağmen yapmaya çalıştığı şeyin “devlette bir çözüm aklı geliştirmek” olduğunu kaydeden Koçyiğit şunları dile getirdi:
“Devlette demokratik dönüşüm ve zihniyet değişimi için çaba yürütüyoruz. Devletin dilinin değişmesinden meseleye yaklaşım biçiminin dönüşmesine kadar her gün oturuyor, konuşuyor, tartışıyor ve diyalog kuruyoruz. Ayrıca devleti, iktidarı, yer yer muhalefeti değişime zorluyoruz.”
KOMİSYONUN BİR YOL HARİTASI VAR MI?
Gülistan Kılıç Koçyiğit, komisyonun çalışma yol haritasının henüz netleşmediğini dile getirerek, “Henüz kesinleşmiş bir yol haritası yok. Bu komisyonun bir yol haritasına ve çalışma takvimine sahip olması gerektiğini söylüyoruz. Bugünden Ekim ayına kadar komisyonun çalışma takvimini bilmek istiyoruz. Komisyon, yalnızca silah bırakma ile ilgili yasal düzenlemelerle sınırlı kalmayacak. Komisyon sorunu tartışacak, çözüm yollarını ele alacak. Hem yasal hem toplumsal boyutlarıyla adımlar atacak. Bazı konularda yasal taslak hazırlayabilir, bazı başlıklarda tavsiye kararları alabilir” diye konuştu.
YASAL DÜZENLEMELER
Komisyonun en önemli işlevlerinden birinin sürecin toplumsallaşmasını sağlamak olduğunu da söyleyen Koçyiğit, “Silah bırakanlara ne olacak, ülkeye dönüp dönemeyecekleri konusunda yasal bir düzenlemeye de ihtiyaç var. Hukuki statülerinin belirlenmesi gerekiyor. Bunun için hızlı bir şekilde yasal taslak hazırlanmalı ve ilgili İhtisas Komisyonu’na sunulmalı; ardından yasalaşması sağlanmalı. Bu, komisyonun ilk somut çalışmaları arasında yer alacak. Örneğin TMK kaldırılmalı, CMK ve TCK düzenlenmeli. Kayyum yasasının ele alınması ve kayyum uygulamasını ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin hızla yapılması gerekiyor” ifadeleri kullandı.
‘ASKER ANNESİ DE GERİLLA ANNESİ DİNLENMELİ’
“Halkın komisyon ve Meclis tarafından dinlendiğini hissetmesi gerekiyor” diyen Koçyiğit sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Bu süreçte farklı bölgelerde toplantılar yapılması da önemlidir. Karadeniz’e, Marmara’ya kadar farklı kentlerde alacağı toplantılar bu güveni sağlamanın bir vesilesi olacaktır. Hem asker ve polis anneleri hem de gerilla annelerinin dinlenmesi gerekiyor. Eren Bülbül’ün annesiyle beraber Cemile Çağırga, Uğur Kaymaz’ın, Ceylan Önkol’un annesinin dinlenmesi, Miray Bebeğin annesinin dinlenmesi gerekiyor.”
‘ARABAYI ATIN ÖNÜNE KOYMAMAK GEREKİYOR’
CHP’nin komisyondaki tutumuna da değinen Koçyiğit, “Kürt sorununu çözdüğümüzde aslında Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli bariyeri de kaldırmış olacağız. Bugün CHP’li belediyelere kayyım atanma gerekçesi Kürt sorununun varlığı. Çünkü o uygulama önce Kürtlere yapıldı. Kürt sorunu çözüldükçe Türkiye’nin önündeki engeller kalkar. Siz 29 maddelik bir bildiriyle komisyona gelirseniz, ‘hepsini bu komisyon’ çözsün derseniz, ‘bunlar olmadan bunlar olmaz’ derseniz, açıkçası orada artık işin odağını kaçırmış olursunuz. Bir odak ve bir öncelikler sıralamasına ihtiyaç var. Atı arabanın önüne koymamak gerekiyor” dedi.