CHP Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu, Meclis’teki komisyonun demokrasi ve toplumsal barış için çalışması gerektiğini belirterek, cezaevinde Kürtçe öğrenmeye başladığını söyledi: “Aynı şehri paylaştığım yurttaşlarımın dilini az da olsa bilmem gerekir.”
HABER MERKEZİ – Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, aynı cezaevinde tutuklu bulunan CHP Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile röportaj yaptı.
İmamoğlu Altaylı’nın gündeme dair sorularını yanıtladı. Altaylı’nın sorularını avukatlara aracılığıyla İmamoğlu’na ilettiği, yanıtların da aynı şekilde avukatlar aracılığıyla verildiği belirtildi.
Meclis’te Kürt sorunun çözümü için devam eden süreç kapsamında kurulan komisyona ilişkin soruya yanıt veren İmamoğlu, sürecin AKP’den ibaret olmadığını belirtti ve “Biz hiçbir zaman iktidardan samimiyet ve iyi niyet beklemedik. Sözümüzü esirgemedik. Gerçek bir muhalefetten de geri durmadık” dedi.
CHP’nin komisyonda yer almasına yönelik eleştirilere yönelik bir soruya da yanıt veren İmamoğlu, “Milletimizin bu sürece dair endişelerini görüyoruz. Herkes müsterih olsun. CHP demokrasinin, adaletin, barışın ve nihayetinde cumhuriyetin sigortasıdır” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun komisyona dair diğer değerlendirmeleri ise şöyle:
Bizim görevimizse bu komisyonu milletimize gerçek mamada demokrasi, adalet ve toplumsal barışa armağan edecek çalışmalar yapmasını sağlamak, milletin sözünü komisyona taşımaktır.
Bir bu sürecin demokrasiye, adalete ve yeni bir toplumsal mutabakata duyduğu ihtiyaca cevap verdiği müddetçe gerçek manasını bulacağına inanıyoruz.
Demokratik bir zeminde oluşacak eşit yurttaşlık ve hukukun herkese eşit uygulandığı bir Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı esastır. Bu esasların bizi geleceğe çok büyük bir ivme ile taşıyacağı kesindir.”
KÜRTÇE ÖĞRENMEYE GAYRET EDİYORUM
İmamoğlu, cezaevinde Kürtçe öğrenmeye başladığını belirterek, İstanbul’da bir pazar ziyareti sırasında yaşadığı anıyı şöyle aktardı:
“Bana sevgi dolu sözlerini Kürtçe söyleyen bir annemi anlamadan dinledim. ‘Neden annemiz Türkçe öğrenememiş, neden bu imkân sağlanmamış?’ diye düşündüm. Sonra da kendime, ‘Peki sen neden bu anneye birkaç cümle Kürtçe kurmayı düşünmedin?’ diye sordum.”
İmamoğlu, aynı şehri paylaştığı yurttaşlarının dilini en azından bir parça öğrenmesi gerektiğini düşünerek Kürtçe öğrenmeye gayret ettiğini söyledi.