Amûdê kırsalında yaşayan Tahir Umer, iklim krizine rağmen ailesinden kalan arıcılık geleneğini yaşatmaya çalışıyor. Son iki yılda 200 kovanını kaybetti ama umudunu değil.
HABER MERKEZİ- Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Amûdê’nin Qijle köyünde 25 yıldır arıcılık yapan Tahir Umer, iklim krizinin sahadaki sessiz etkisini bizzat yaşıyor. Bir zamanlar 250 kovana sahip olan Umer’in bugün sadece 50 arı kolonisi ayakta kalabilmiş durumda.
ANHA Haber Ajansı’na konuşan Umer, “Kuraklık sadece toprağı değil, havayı da öldürüyor,” diyor. Son iki yılın, tüm arıcılık geçmişinin en kötü dönemi olduğunu belirtiyor. Artan sıcaklıklar ve mevsim dışı kurak dönemler nedeniyle arılar günün büyük bölümünde kovanlarından çıkamıyor.
KİMYASALLAR VE YAYLA GÖÇÜ
Arıların yaşam alanı sadece kuraklıkla değil, bölgedeki tarımda yaygınlaşan kimyasal ilaçlarla da daralıyor. “Çevredeki tarlalarda kullanılan zehirli ilaçlar polen kaynaklarını da öldürüyor,” diyen Umer, bu nedenle yaz aylarında kovanlarını daha serin, gölgelik ve kimyasal temasın az olduğu yaylalara taşımak zorunda kalıyor.
Ancak bu göç de riskli. 2025 yılının ilk aylarında yaşanan sert kış koşulları nedeniyle birçok kovan dönüş yolunda kaybedildi.
Umer, Şam Üniversitesi’nde İktisat eğitimi almış bir mezun. Ancak mezuniyetinin ardından aile geleneğini devam ettirme kararı almış: “Ben arıcılığı sadece bir geçim kaynağı olarak değil, ailemin kültürel bir taşıyıcısı olarak görüyorum.”
YEREL DESTEK ŞART
Bölgedeki diğer arıcıların da benzer zorluklar yaşadığını vurgulayan Umer, yerel yönetimlerin, kooperatiflerin ya da üniversitelerin arıcılıkla ilgili somut destek programları başlatması gerektiğini söylüyor. “Bizim yaptığımız iş sadece bal üretmek değil,” diyor, “aynı zamanda çevrenin sağlığı için çalışan bir zincirin parçasıyız.”