Dünya’nın dönüş hızındaki artış nedeniyle 5 Ağustos 2025, 24 saatten 1,25 milisaniye daha kısa sürecek. Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi halinde önümüzdeki yıllarda zaman ölçümlerinde teknik düzenlemelere gidilebileceğini belirtiyor.
HABER MERKEZİ – Bilim insanları, Dünya’nın dönüş hızındaki gizemli bir artışın etkisiyle 5 Ağustos 2025’in, modern ölçüm tarihinin en kısa günlerinden biri olacağını açıkladı.
Güneş günü, yani öğleden öğleye geçen süre, bugün tam 24 saat değil, 1,25 milisaniye daha kısa olacak.
News24/7’nin haberine göre bu fark insan gözüyle hissedilemeyecek kadar küçük olsa da, gezegenin dönüşünde yaşanan bu hızlanma, bilim insanlarını şaşırtıyor. Çünkü onlarca yıl boyunca süregelen yavaşlamanın ardından Dünya’nın dönüşü son yıllarda ivme kazandı. Uzmanlar hala bu değişimin kesin nedenini tespit edebilmiş değil.
ASTROFİZİKSEL DETAY: NEDEN 24 SAAT DEĞİL?
Dünya’nın tam bir dönüşü –yani 360 derecelik hareketi– aslında 23 saat, 56 dakika ve 4,1 saniye sürüyor. Bu süreye “yıldız günü” deniyor. Ancak günlük yaşantımızda kullandığımız “gün” kavramı, Güneş’e göre tanımlanıyor ve “güneş günü” olarak adlandırılıyor. Bu da ortalama 86.400 saniyelik, yani 24 saatlik bir süre.
İşte bugün yaşanacak olan şey tam da bu ölçümdeki sapma: güneş günü, 1,25 milisaniye daha kısa sürecek.
2025’TE ÜÇ FARKLI GÜNDE KISALMA GÖZLENDİ
Bilim insanları bu yıl üç günün belirgin biçimde kısa geçeceğini önceden öngörmüştü:
9 Temmuz (1,23 ms kısa),
22 Temmuz (1,36 ms kısa)
ve bugün, 5 Ağustos (1,25 ms kısa)
Ancak tarihte ölçülmüş en kısa gün, 5 Temmuz 2024’te yaşandı. O gün, Dünya 24 saatlik dönüşünü 1,66 milisaniye daha erken tamamlamıştı.
Dünya’nın dönüş hızında yaşanan geçmişteki yavaşlamalar genellikle Ay’la ilişkilendiriliyordu. Ay, Dünya etrafındaki hareketi sırasında gezegenin dönme enerjisini kısmen kendisine çekiyor ve bu da günlerin uzamasına neden oluyordu. Ancak son yıllarda tam tersi bir eğilim ortaya çıktı.
Bilim insanları bu hızlanmanın nedeninin tam olarak ne olduğundan emin değil. Bazı araştırmacılar iklim değişikliğinin etkilerini inceliyor; ancak en güçlü teori, Dünya’nın sıvı iç çekirdeğinin dönüş hızındaki değişimin bu duruma neden olduğu yönünde.
Bugünkü gibi milisaniyelik sapmalar kısa vadede hissedilmese de, bu eğilim devam ederse 2029 yılına kadar “artı saniye” değil, ilk kez “eksi saniye” yani “negatif artı saniye” eklenmesi gündeme gelebilir. Bu da zaman hesaplama sistemlerinde teknik düzenlemeleri zorunlu kılabilir.