Gökçer Tahincioğlu
Son birkaç aydır, belediyelere yönelik operasyonları değil haber kanallarına, holdinglere, şirketlere yapılan operasyonları izliyoruz.
Bununla birlikte bir de ünlü isimlerin gözaltına alınıp teste sokulmasıyla başlayan “uyuşturucu” başlığı var.
Bu operasyonların neredeyse tamamı, iktidara ya da iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve şirketlere yönelince doğal olarak, sorular artıyor.
Yanıtlar muhtelif…
Kimi iktidar ortakları arasındaki gerilime işaret ediyor, kimi AKP içindeki kliklerin çarpışmasına…
Kimi yorumlarda da AKP içerisinde Erdoğan sonrası konusunda bir kavga yaşandığı iddiası yer alıyor.
Habertürk, uzun bir süre dokunulmaz görülen kurumlardandı. Ciner Holding’in ani bir kararla Habertürk’ü satması, satın alan Can Holding’in iktidarla yakın ilişkilerine rağmen operasyonla kayyıma devredilmesi, iktidara yakın olduğu söylenen Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerin, özel hayatı da deşifre edilerek tutuklanması, medyadaki el değiştirmeler, kurumların kapanması, ani biçimde bütün çalışanları işten çıkartmaları, hepsi birbirini izliyor.
İktidarın asla dokunmayacağı düşünülen kişi ve şirketler operasyonun adresi olunca, iktidara yakın medya da doğal olarak ne yapacağını şaşırıyor.



