Sebahat Tuncel
Son yıllarda savaş ve çatışmanın derinleşmesi, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ve militarist politikalar erkeklik ideolojisiyle buluşunca kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan ve şiddeti erkekliğini ispatlamanın aracı olarak gören insan olmaktan çıkmış adamların savaş meydanına dönmüş toplumsal bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Buna dur demek savaşa, erkek egemen kapitalist sisteme dur demekle ve barışçıl, eşit, özgür, demokratik sosyalist bir yaşamı inşa etmekle mümkündür. Öncelikle insan olmanın sorumluluğunun insani değerlere sahip çıkmaktan ve kadınların, halkların, inançların eşitliğini ve özgürlüğünü esas alan ahlaki ve politik değerleri örgütlemek olduğunu hatırlamak gerekir. Kadınların hayatı değerlidir. Çocukların hayatı değerlidir. Herkesin hayatı değerlidir diyerek yaşamı savunmak örgütlenmek gerekir.