Gerçeğe yeni ses
Numedya24

Sırrı Süreyya Önder için anma töreni |

'Sana söz barış kazanacak'

Sırrı Süreyya Önder için anma töreni |

Toplumun her kesiminden binlerce kişi Sırrı Süreyya Önder’i son yolculuğuna uğurladı. Anma töreninde yapılan konuşmalarda Önder’e barış mücadelesini başarıya ulaştırma sözü verildi.

HABER MERKEZİ – İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybeden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili, İmralı Heyeti üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, bugün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı.

Önder için ilk tören Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlendi.

Sanat ve siyaset camiası başta olmak üzere toplumun her kesiminden binlerce kişi anma için AKM’de toplandı. Salondaki yoğun kalabalığın yanı sıra, binlerce kişi de salon dışında buluştu.

Önder’in naaşı, ailesi ve sevenleri tarafından sahneye taşındı ve karanfillerle donatılan tabutun başına beyaz tülbent bırakıldı.

Tören, Önder anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Saydı duruşu sırasında sık sık “Şehîd namirin”ve “Yaşasın hakların kardeşliği” sloganları atıldı.

Ardından Önder için hazırlanan sinevizyon gösterildi. Önder’in barış mücadelesi ile ilgili konuşmalarının yer aldığı sinevizyon sırasında solondakiler gözyaşlarına hakim olamadı.

MEKTUPLA VEDA ETTİ: SENİNLE GURUR DUYUYORUM

İlk konuşmayı Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir yaptı.

Kandemir, gözyaşları içinde başladığı konuşmasında “Ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik. Sanki kendime okur gibi okurdum. Hatalarımı görürdüm” dedi.

Ardından babasına yazdığı mektubu okudu.

Kandemir’in mektubu:

Baba, hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü, bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mağurasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle bir benzersizdin ki; bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim. Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde 5 kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi heyecanla buluştuğumuz kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmeyişin, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurun kırmaktan… ‘Baba kalbim kırık’ diye arardım. ‘Baba grip oldum, öksürüğüm geçmiyor, kedim öldü, aşık oldum, uyku tutmadı…’ Ben babalığına çok doydum, şimdiye kadar verdiğin tek bana değil, oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayana kadar doyurdun beni. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu?

Şimdi öfkelenmek istiyorum. ‘İki hafta sonra barış protokolu imzalanacak, sonra rahatız, ameliyat da olacağım.’ ‘İki haftada ne olacak?’ demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerinde işkencelere… Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, ama yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevi’nden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum. Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan, ama hep yanımda olan bir babayı sen istemezdin demişsin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim? ‘Sana öfke duyanlar için, yoksulluğun ve yoksunluğun için sakın öfke biriktirme’ diyordun.  Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim. Herhalde kalbine. Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onuru besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.

Giderken neşemin birazını Can ve Yasin’e bırakarak, ama rengin tamamını alarak. Sana doyuncana sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi. Doyunca öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. (Gülten abla, Pervin abla nerede?) Artık dinlen Turna Kuşum. Biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağız. Şakaların ağzımıza eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin huzuru. Seni ayakta son gördümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin. Can için daima bir cebinde mandalin ve bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutularındaki ballara ve dinlenme tesislerine olan sevgini untumayacağım.

Canonun düğününü görmeden gitmeyeceğim dedin. Tutmadığın sözün yoktu gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten ağzın hiç yanımıyordu. Barış mıydı bilmiyorum; hastane koridorlarında sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle; ‘Biliyorum, yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Acımaz olur silinir gider izi bıçağın, ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine, birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde’ Seninle gurur duyuyorum.

ÖCALAN VE BARZANİ’DEN MESAJLAR OKUNDU

Törende PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ve  KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’nin gönderdiği taziye mesajları okundu.

‘MUTLAKA BAŞARACAĞIZ’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuşmasında Önder’in barış çabalarını başarıya ulaştırma sözü verdi.

“Sözün asla havada kalmayacak. Bu sefer mutlaka başaracağız Sırrı hocam” diyen Hatimoğulları’nın konuşmasından bazı bölümler şöyle:

 

Senin hayat hikayen bu coğrafyadaki kadınların, yoksulların hikayesiydi. Ondandır bu kadar yürek acısı. Barışa inancın gerçekleşmek üzere dip diri duruyor. Senin bu mücadelede ödediğin bedel çok. Sen başta olmak üzere bu mücadelede bedel ödeyen tüm yoldaşlarımız önünde saygıyla eğiliyorum. Barışın, adaletin, demokrasinin yolu incedir, taşlıdır, dikenlidir. Acıyı bal eğledin. ‘Başaracağız, barışacağız’ dedin. Sen ateşe körükle giden, Ortadoğu’yu sürüklemek istedikleri çatışma zemininin farkındaydın. Ondandır yoruldu kalbin. ‘Aha bu sefer olacak, başaracağız’ dedin. Biz de buna inanıyoruz. Vallahi de başaracağız. Sözün asla havada kalmayacak. Bu sefer mutlaka başaracağız Sırrı hocam. Bu topraklarda bedel ödeyen herkese sözümüz olsun. Güle güle değerli yoldaşımız. Seni asla unutmayacağız.

‘SANA SÖZ BARIŞ KAZANACAK’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise Önder için kaleme aldığı metni okudu.

Bakırhan’ın kaleme aldığı metin:

×Dünya zerafetini yitirirken tepeden tırnağa adanmışlıktın sen. Yetiştiğin toprak ve anlattığın hikayeler kadar köklüydü hikayen. Badiresi çok olanın hikayesi de çok olur. Bir dengbêj, çîrokbej gibiydin. Kullandığın her kelimede yaşadığın bütün coğrafyanın izleri vardı. Murathan Mungan’ın dediği gibi ‘hem ağacı hem ormanı hem de bunların dildeki karşılığını bilirdin.’ 10 sene öncesiydi. Sen yine barış için yollara düşmüştün. Dolmabahçe’de en kadim sözü umutla dile getirmiştin. ‘Dağlar, insanlar yorulmuştu artık barış kazanacak’ demiştin. Tam da o gün Yaşar Kemal’i kaybettik. Seni onun cümleleriyle uğurlamak istiyorum: ‘Bir tek insan ne kadar acı çekerse bütün insanlar o kadar acı çekiyor demektir. Bir insanla birlikte bütün insanlık öldürülmüyor mu? Savaşa karşı savaşmak, öldürmeye karşı öldürmeden savaşmak bu toprakların yarattığı en güzel düşünce olmuştur.’ Sen bir tek insan acı çekmesin diye kendini barışa adadın. Sana söz Fırat suyu Marmara’ya akacak. Sana söz barış kazanacak. O güzel yüreğini özleyeceğiz.

‘SIRA BÜYÜK BARIŞTA’

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan ise şunları söyledi:

×Sen benim yoldaşım, yol arkadaşım, sırdaşım, gardaşım, her şeyimdin Sırrı. Sen sadece Sırrı Süreyya Önder değildin, Türk’tün, Kürt’tün, Aleviydin, yanı başımızdaki Gezi Parkı’ndaki ağaçtın, güldün, çiçektin. Sen böceklere, çiçeklere, kalbi atan, hava soluyan herkese candın, yoldaştın. 18 gün boyunca hastanede yoğun bakım katında yaralı yüreğinle yattın. Ama ne oldu biliyor musun Sırrı; Toplumsal barışı sağladın, Toplumsal barış sağlandı. Şimdi sıra büyük barışta.

Törenin ardından ikindi namazına müteakip Levent Barbaros Camii’nde cenaze namazı kılınacak. Sırrı Süreyya Önder, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek.

 

Benzer Haberler