Meclis’te kurulan komisyonun düne göre ileri ama yetersiz olduğunu belirten HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Hedef halkların eşit, demokratik birliğine dayanan demokratik cumhuriyettir. Bu ilkesel çizgi, bütün emek, özgürlük, adalet taleplerinin ve mücadelesinin kapsayıcı çerçevesi ya da çatısıdır” dedi.
HABER MERKEZİ – 3 Kasım 2016’dan beri Kocaeli’ndeki Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kritik tarih 8 Ekim I Selahattin Demirtaş için tahliye başvurusu
“SİYASİ KARARLARLA KOBANÎ DAVASINI BUGÜNE KADAR GETİRDİLER”
bianet’in sorularını mektupla yanıtlayan Yüksekdağ, istinaf incelemesinde olan Kobanî davası hakkında, “Yargı ajandası ve görevi siyasî olunca, birden çok tutuklama kararıyla bugüne kadar getirdiler. HDP başarısının bedelini ödetme ve siyasî intikam ısrarıyla çok şey yaptılar belki ama hedeflerine ulaşmayı ve demokratik siyasetin yarattığı umut, özgüven, değişim hakikatini tasfiye edip teslim alamadılar” ifadelerini kullandı.
CHP’YE YÖNELİK OPERASYONLAR İÇİN NE DEDİ?
Yüksekdağ, CHP’ye yönelik operasyonlar ve barış sürecine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“İç siyaset açısından çelişkili; bir yandan Kürt sorununda çözüm süreci başlatılırken diğer yandan CHP’ye yönelik operasyonlarla demokratik zemini kilitleyen bir tutum hâkim. Siyasal iktidar ikbal hesaplarını her şeyin önüne koymuş durumda. Halkın sokak ve toplumsal mücadele dinamiklerinin bastırılmaya devam ederken bir yandan da dağıtmayı hedefleyen bu yönelim, muhalefet açısından bir hattan ilerlese 23 yıllık statükoyu değiştirecek bir zeminde yanıtlanabilir. Bunun için mevcut Kürt sorununa çözüm süreciyle genel demokratik dönüşüm taleplerini karşı karşıya koymadan, birbirinden ayırmadan, bütün toplumsal sol muhalefetçe sahiplenilmesi gerekiyor.”
“SÜRECE UMUTLU VE İYİMSER BAKILABİLİR”
Sürece “umutlu ve iyimser bakılabileceğini” belirten Yüksekdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
דKürt hareketi ve önderliği büyük risk ve sorumluluk üstlenerek kolaylaştırıcı pek çok aracı adımlar attı. Silah bırakma ve ateşkes gibi radikal kararlar uygulamada gösterildi. Her şeyden önemlisi Kürt politik hareketi bütün Türkiye, bölge ve dünya halklarına savaş isteyen, çatışmadan ısrarlı olan tarafın kendisi olmadığını net ve güçlü şekilde beyan etmiştir.”
KOMİSYON ‘DÜNE GÖRE İLERİ AMA YETERSİZ’
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinen Yüksekdağ, “Meclis’te bir komisyon kuruldu; ancak düne göre ileri bir adım olmakla birlikte yeterli değil. Toplumsal katılımı yine temsiliyet alanlarında sınırlayan bir tekrara düşülüyor. Hâlihazırda siyasal iktidarın aşılması gereken yanılgılara gelip dayanan sürece, ilerleme için bu eşiğin aşılması gerekiyor” dedi.
TALEPLERİNİN ÇATISI OLARAK ‘DEMOKRATİK CUMHURİYET’
“Sürecin demokratik ihtiyaçlarını kitlesel talebe ve harekete dönüştürecek pozitif baskı oluşturmak önemlidir” diyen Yüksekdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hedef halkların eşit, demokratik birliğine dayanan demokratik cumhuriyettir. Bu ilkesel çizgi, meselelerin bütün emek, özgürlük, adalet taleplerinin ve mücadelesinin kapsayıcı çerçevesi ya da çatısıdır; dinamik bir hareket ve değişim hattının yarattığı ölçüde anlamlıdır elbette.”