Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Sudan’da mülteci kampına saldırı |

El Faşir’de en az 40 can kaybı

Sudan’da mülteci kampına saldırı |

Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletindeki El Faşir kenti yakınlarında bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’na RSF güçleri tarafından düzenlenen saldırıda en az 40 kişi hayatını kaybetti, 19 kişi yaralandı.

HABER MERKEZİ – Sudan’da paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF), El Faşir yakınlarındaki Ebu Şuk Mülteci Kampı’na pazartesi sabahı saldırı düzenledi. Yerel insan hakları gruplarına göre saldırıda en az 40 kişi yaşamını yitirdi, 19 kişi de yaralandı.

‘Acil Müdahale Odaları’ adlı yardım grubu, Facebook’taki açıklamasında RSF’nin kampın bazı bölümlerine baskın düzenlediğini, insanları bulundukları yerde hedef aldığını belirtti. El Faşir çevresinde yer alan kamp, yerinden edilmiş yaklaşık 450 bin kişiye ev sahipliği yapıyor ve savaş boyunca birçok kez saldırıya uğradı.

ORDU: SALDIRI GERİ PÜSKÜRTÜLDÜ

Sudan ordusu, pazartesi günü sabah 06.00’da başlayan ve öğleden sonra sona eren çatışmalarda RSF militanlarını geri püskürttüğünü duyurdu. Dijital medyadaki paylaşımlarında, “Askerlerimiz, teröristlerin birçok cepheden yaptığı büyük saldırıyı geri püskürttü ve düşmana ağır kayıplar verdirdi. 16’dan fazla savaş aracı yok edildi, zırhlı araçlar dahil 34 araç ele geçirildi” ifadelerine yer verildi.

RSF ise Telegram kanalında saldırıya ilişkin bir açıklama yapmadı.

SALDIRILAR DOĞRULANDI

Bölgede etkin olan ‘Direniş Komiteleri’ de saldırıları doğruladı. Facebook paylaşımlarında, yaşananların “masum ve savunmasız insanlara karşı korkunç ihlaller” olduğunu belirtti.

Darfur Valisi Mini Arko Minawi, El Faşir’in “vatanına ihanet edenlere karşı zafer kazandığını” ifade ederek pazartesi günkü çatışmalarda RSF’yi işaret etti.

İÇ SAVAŞIN BİLANÇOSU AĞIRLAŞIYOR

Sudan’da RSF ile ordu arasındaki iç savaş, Nisan 2023’te başkent Hartum’da başladı ve ülke geneline yayıldı. Çatışmalarda şimdiye kadar 40 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 12 milyon kişi evlerini terk etti.

İnsani yardım kuruluşlarına göre Ebu Şuk, ülkedeki ciddi açlık koşullarının yaşandığı iki kamptan biri. Sudan Doktorlar Ağı, ağustos ayından bu yana Kuzey Kordofan’da 3 binden fazla ailenin yerinden edildiğini ve RSF’nin bu kişilerin mallarını yağmaladığını bildirdi.

SUDAN’DAKİ İÇ SAVAŞ: 2019’DAN BU YANA TIRMANAN KRİZİN ARKA PLANI

Afrika’nın üçüncü büyük ülkesi olan Sudan, yedi ülkeyle sınır komşusu olması ve jeopolitik konumu nedeniyle stratejik öneme sahip. Ancak bu avantaj, beraberinde ciddi güvenlik sorunlarını da getiriyor. Söz konusu sorunlar, büyük ölçüde başkent Hartum’daki siyasi çekişmelerle iç içe geçmiş durumda.

BEŞİR’İN DEVRİLMESİNDEN İÇ SAVAŞA

2019’da, 30 yıl boyunca iktidarda kalan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, halkın demokrasi taleplerinin yükseldiği bir dönemde devrildi. Ardından, sivil ve askeri kanadın ortak yönetimde bulunduğu geçici bir hükümet kuruldu. Ancak bu yönetim, 2021’de Sudan Silahlı Kuvvetleri Komutanı General Abdulfettah el-Burhan’ın darbesiyle sona erdi.

Darbe sürecinde, “Hemedti” olarak bilinen Hızlı Destek Güçleri (RSF) lideri General Mohamed Hamdan Dagalo da Burhan’a destek verdi. Fakat kısa sürede iki lider arasında iktidar paylaşımı, RSF’nin gelecekteki rolü ve finansmanı konusunda derin anlaşmazlıklar çıktı.

En kritik ihtilaf, yaklaşık 100 bin kişiden oluşan RSF’nin orduya entegre edilmesi ve bu yeni gücün kimin komutasında olacağıydı. Bu gerilim, 15 Nisan 2023’te Hartum’da patlak veren çatışmalarla ülkeyi iç savaşa sürükledi.

İNSANİ KRİZİN BOYUTU

BM verilerine göre savaş nedeniyle 11 milyondan fazla kişi yerinden edildi. Resmi tahminler en az 30 bin kişinin öldüğünü gösterse de çatışmaların yoğunluğu nedeniyle ölü sayısının tam kaydı tutulamıyor.

RSF KİMLERDEN OLUŞUYOR?

RSF, kökenlerini Darfur’da isyancılarla sert bir şekilde savaşan ve insan hakları ihlalleriyle tanınan Cancavid milislerinden alıyor. 2013’te Ömer el-Beşir tarafından yarı organize bir paramiliter güç haline getirildi ve liderlerine resmi askeri rütbeler verildi.

General Dagalo’nun yönetiminde RSF, Yemen ve Libya’daki çatışmalara müdahil oldu ve Sudan’daki bazı altın madenlerini kontrol ederek ekonomik gücünü artırdı.

Bazı kaynaklar, Cancavid milislerinin Sudan’daki İslamcı hareketlerle bağlantılı olduğunu ve şeriat hukukunun uygulanmasını savunduğunu belirtmektedir. Diğer kaynaklar ise, milislerin daha çok kabile ve etnik temellere dayandığını ve ideolojik motivasyonlarının ikinci planda olduğunu ileri sürmektedir. 

Benzer Haberler