Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Trump’ın Gazze Planı |

Hamas'ın 'zor seçimi', Netanyahu'nun hesapları

Trump’ın Gazze Planı |

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırıları sürüyor. Öbür yandan Trump’ın açıkladığı “Gazze Barış Planı” da tartışılıyor. Hamas henüz kararını açıklamadı. Hamas’ın her halükarda “zor bir seçim” yapması gerekecek. Zira plan Hamas ve ortaklarının isteklerine uymuyor, ama reddetme olasılığının doğuracağı sonuçlar da çok daha ağır olabilir. Netanyahu ise plandan memnun, bir yıl sonraki seçim için elini güçlendiren bir adım olabilir veya plandan cayma ihtimali de var. 

HABER MERKEZİ – ABD Başkanı Donald Trump, 29 Eylül’de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ağırladı ve ardından 20 maddelik “Gazze Barış Planı“nı duyurdu. Netanyahu planı destekledi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Arap ve Müslüman ülkelerin önemli bir kesimi de planı desteklediklerini duyurdu. Ancak gözlerin çevrildiği Hamas’tan henüz net bir açıklama yok.

HAMAS İÇİN KABUL ETMEK DE, REDDETMEK DE FELAKET

Donald Trump, planı kabul etmesi için Hamas’ın 3-4 günü olduğunu söylemişti ve bu süre en fazla yarın itibarıyla bitiyor. Hamas’tan gelen ilk tepkiler planın pek olumlu karşılanmadığı yönünde. BBC ve Reuters’ın Hamas kaynaklarına dayandırılan haberlerinde Hamas’ın planı İsrail yanlısı gördüğü ve fakat yine de değerlendireceği kaydedildi.

Hamas’ın üst düzey isimlerinden biri BBC’ye yaptığı açıklamada, Hamas’ın Donald Trump’ın Gazze barış planını reddetmesinin muhtemel olduğunu belirterek, planın “İsrail’in çıkarlarına hizmet ettiğini” ve “Filistin halkının çıkarlarını göz ardı ettiğini” söyledi.

Öbür yandan Reuters, ikisi Hamas’ın ortağı olmak üzere üç Filistinli grubun plana karşı çıktığını duyurdu. Onlara göre, plan, Filistin davasını yok edecek ve İsrail’in Gazze üzerindeki kontrolüne uluslararası meşruiyet kazandıracak.

Reuters’a konuşan Hamas’a yakın bir kaynağa göre, Hamas’ın da farklı görüşte olmadığını gösteriyor. Kaynağın söyledikleri şöyle:

דPlanı kabul etmek bir felaket, reddetmek ise başka bir felaket, burada sadece acı seçimler var, ancak plan Trump tarafından dile getirilen bir Netanyahu planı. Hamas savaşı ve soykırımı sona erdirmek konusunda isteklidir ve Filistin halkının daha yüksek çıkarlarına hizmet edecek şekilde karşılık verecektir.”

HAMAS’IN “ZOR SEÇİMİ”

Hamas’ın “zor seçimini“ etkileyen faktörler bizzat planın kendisi. Her şeyden önce plana bakıldığında, odağın Hamas üzerine kurulduğu görülebilir.

Plan, Hamas’ın silahlarını teslim etmesini, Gazze’nin geleceğinde hiçbir şekilde rol oynamamasını, elindeki rehineleri şartsız bırakmasını öngörüyor. Bu bir bakıma, Hamas’ın şimdiye kadar yaptıklarını geride bırakıp bir kenara çekilmesi anlamına geliyor.

Hamas’ın diplomatik nüfuzu şimdi çok daha az görünüyor. Şartları kabul edebilir veya müzakere etmeye çalışabilir, ancak bu, çok fazla seçeneği sahip olduğu anlamına gelmiyor. Üstelik Trump, açıkladığı planla Hamas’a alan açan Arap ve Müslüman devletlerin desteğini aldı ve böylece Hamas’a alan kapatmış oldu. Ayrıca Hamas’ın planı kabul etmemesi halinde Netanyahu’ya yapacağı her ne varsa tam destek vereceğini söyleyerek, Hamas üzerindeki baskıyı çok daha ciddi düzeye taşıdı.

Buna karşılık, plan, İsrail’in yakın vadede çok az taviz vermesini öngörmüyor, hatta İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesine dair güçlü emareler de içermiyor. Bununla birlikte BM’nin 80’inci Genel Kurulu toplantısında ana gündem haline gelen ve şimdiye kadar 158 ülkenin tanıdığını açıkladığı Filistin devleti için de plan tatminkar bir çerçeve sunmuyor.

Öbür yandan plan, Türkiye dahil Arap ve Müslüman ülkelerden tam destek almış görünüyor. Hamas üzerinde etkisi olduğu kabul edilen Türkiye ile Katar dahil, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi önemli devletler planı desteklediklerini duyurdu.

Bu, Hamas’ın planı desteklediğini açıklaması için ayrıca bir baskı unsuru olarak değerlendiriliyor; buna karşılık planı desteklediğini duyuran Netanyahu hükümetinin ise, bir süredir sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerinin onarılmasına imkan tanıyor.

İSRAİL KUZEY – GÜNEY BAĞINI KESTİ

Hamas’tan henüz net bir açıklama gelmemişken, İsrail de Gazze Şeridi’ndeki saldırılarını sürdürüyor. İsrail ordusu, Gazzelilerden güneye göçü sürdürmelerini istiyor ve ordunun bu insanların bir daha terk ettikleri kuzey bölgelerine dönmelerine izin vermeyeceği kaydediliyor. İsrail ordusu, bugünden itibaren güneyden kuzeydeki yerleşim yerlerine gitmek için kıyı yolunun kullanılmasına izin verilmeyeceğini de duyurdu.

İsrail ordusunun göçertme hamlesi, Trump’ın planına aykırı bir hamle gibi görünmüyor; nihayetinde plan, Gazze’nin tamamen silahsızlandırıldıktan sonra Gazzelilerin dönüşünün ele alınacağını öngörüyor ve bu durumda İsrail’in çekilmesi, öncelikle silahsızlanmaya dair şartın Hamas tarafından kabul edilmesine bağlanıyor. Bu durum, Gazzelilerin savaş bitse bile eski yerlerine dönüşünü önemli bir endişe konusu olarak belirsiz bırakıyor.

PLAN NETANYAHU’YA DESTEĞİ ARTIRABİLİR

Aleşander Cornwell ve May Angel’ın Reuters’da yer alan dikkat çekici analizinde ise planın Netanyahu açısından kazanım ve kayıpları masaya yatırıldı. Analizde, Trump’ın planına verdiği destekle, Netanyahu’nun “yurtdışındaki küskün müttefiklerini geri kazanma ve ülke içindeki siyasi tabanını onarma şansı“ elde ettiği kaydedildi ve ardından şöyle denildi:

דNetanyahu, Trump’la aynı safta yer alarak, planı hükümetinin hedeflerini ilerleten ve savaşa yönelik uluslararası eleştirileri Hamas’a yönelten ortak bir çaba olarak çerçeveledi. Hamas ise şimdi planı kabul etmekle kuşatmanın devam etmesi arasında bir seçim yapmak zorunda.

Bu hamle, giderek daha az popüler hale gelen bir savaşı sona erdirerek ve Filistinli militan grubun elindeki rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayarak Netanyahu’nun ülke içindeki desteğini artırabilir ve bir yıl sonra yapılacak seçimlerde şansını artırabilir.”

Londra Queen Mary Üniversitesi’nden İsrailli akademisyen Neve Gordon da, Netanyahu’nun daha fazla Arap ve Müslüman ülkeyle ilişkileri normalleştirmeye yönelik bir planı olması halinde, Ekim 2026’da yapılması planlanan seçimi kazanabileceğine inandığını söyledi.

İSRAİL’DE SAVAŞIN BİTİRİLMESİNE DESTEK YÜKSEK

Cornwell ve Angel’ın analizinde önemli istatistiklere de yer verildi. Kudüs merkezli İsrail Demokrasi Enstitüsü tarafından Salı günü duyurulan bir ankete göre, İsraillilerin yüzde 66’sı savaşın sona erme zamanının geldiğine inanıyor ve bu oran Netanyahu ile hükümet ortaklarının hitap ettiği siyasi sağda yüzde 48,5.

NETANYAHU PLANI FARKLI ALGILIYOR

Netanyahu, plan ile savaşı bitiren kişi olarak sahneye çıkmak ve böylece bir yıl sonraki seçimlerde koltuğunu korumak isteyebilir. Ancak yine de Trump’ın planına bile ne derece tam olarak sadık kalacağı belirsiz. En önemli işareti, bizzat planın duyurulmasından hemen sonra Netanyahu’nun yaptığı açıklamaydı. Netanyahu, Salı günkü açıklamasında, İsrail ordusunun Gazze’nin büyük bölümünde kalacağını söyledi, çekilme konusunda ise herhangi bir takvim vermedi. Oysa Trump’ın planında İsrail ordusunun çekilmesi ve Gazze’de güvenliğin uluslararası misyon tarafından sağlanması hususları var. Netanyahu ise, savaştan sonra bile İsrail’in genel güvenlik kontrolünü elinde tutması gerektiğinde ısrar ediyor.

Bu noktada eski İsrailli diplomat Alon Pinkas’ın yorumları dikkat çekiyor. Pinkas, Netanyahu’nun, hem siyasi olarak ayakta kalmak hem de Trump’ın planını baltalamak amacıyla, İsrail ordusunun çekilmesi gibi belirsizliğini koruyan konularda müzakereleri uzatmaya çalışacağı görüşünde.

Netanyahu, Trump açıkladıktan hemen sonra, planın İsrail’in “savaş hedeflerine ulaşmasını sağlayan“ bir nitelikte olduğunu söylemişti. Reuters’a konuşan Netanyahu’nun eski danışmanlarından Nadav Shtrauchler da, planı, Netanyahu için “kazan-kazan” olarak nitelendirdi; zira tüm baskı Hamas’ın üzerine kaydırıldı, İsrail’e yönelik son aylarda artan uluslararası baskıyı da hafifletiyor.

Bir diğer önemli husus da şu: Netanyahu, İsrail’e çok fazla taviz dayatmayan ve fakat Hamas üzerinde baskıyı arttıran anlaşmadan cayabilir; bunu Mart ayında ateşkes anlaşmasında çekildiğinde zaten göstermişti. Netanyahu bu kez de, üstelik çok daha fazla baskı altına alınmış olan Hamas’ı gerekçe gösterebilir. Bu da hem Hamas cephesinden hem de İsrail tarafından Trump’ın planının geleceğine dair belirsizliğin var olduğunu gösteriyor.

Netanyahu destekledi, gözler Hamas’ta | Trump ‘Gazze Barış Planı’nı açıkladı

×

TRUMP’IN ‘GAZZE BARIŞ PLANI’
  1. Gazze, komşularına tehdit oluşturmayan, radikalleşmeden arındırılmış terörden uzak bir bölge olacaktır.
  2. Gazze, yeterince acı çekmiş olan Gazze halkının yararına yeniden inşa edilecektir.
  3. Eğer her iki taraf da bu teklifi kabul ederse, savaş derhal sona erecektir. İsrail kuvvetleri, esir değişimine hazırlanmak için üzerinde anlaşılmış sınıra çekilecektir. Bu süre boyunca tüm askeri operasyonlar — hava ve topçu bombardımanları dahil — askıya alınacak ve cephe hatları, kademeli ve tam geri çekilme için gerekli şartlar karşılanana kadar dondurulmuş halde kalacaktır.
  4. İsrail’in bu anlaşmayı kamuoyu önünde kabul etmesinden sonraki 72 saat içinde tüm rehineler — hayatta olanlar ve ölüler — iade edilecektir.
  5. Tüm rehineler serbest bırakıldığında, İsrail 250 müebbet hapis cezası almış mahkumu ve 7 Ekim 2023’ten sonra gözaltına alınan 1700 Gazzeliyi — kadınlar ve çocuklar dahil — serbest bırakacaktır. Hayatta olmayan her İsrailli rehinenin kalıntıları için, İsrail 15 ölü Gazzelinin kalıntılarını teslim edecektir.
  6. Tüm rehineler iade edildikten sonra, barışçıl bir şekilde birlikte yaşamaya söz veren ve silahlarını bırakmayı kabul eden Hamas üyelerine af tanınacaktır. Gazze’den ayrılmak isteyen Hamas üyelerine ise güvenli geçiş sağlanacaktır.
  7.  Bu anlaşmanın kabul edilmesiyle birlikte, tam kapsamlı insani yardım derhal Gazze Şeridi’ne gönderilecektir. Asgari olarak, günlük yardımlar 19 Ocak 2025’teki anlaşmada belirtilen insani yardımlarla uyumlu olacaktır. Buna altyapının (su, elektrik, kanalizasyon) rehabilitasyonu, hastane ve fırınların yeniden inşası, molozların temizlenmesi için gerekli ekipmanların girişine izin verilmesi de dahildir.
  8. Gazze’ye insani yardımın girişi ve dağıtımı, Birleşmiş Milletler ve bağlı kuruluşları ile Kızılhaç üzerinden, diğer uluslararası kurumlar da işbirliği yaparak, tarafların müdahalesi olmadan devam edecektir. Refah sınır kapısının her iki yönde açılması da 19 Ocak 2025 anlaşmasında uygulanan aynı mekanizmaya tabi olacaktır.
  9. Gazze, geçici teknokratik ve siyasi açıdan tarafsız bir Filistin komitesi tarafından yönetilecektir. Bu komite, Gazze halkı için günlük kamu hizmetlerini ve belediye işlerini yürütmekten sorumlu olacaktır. Komite, nitelikli Filistinlilerden ve uluslararası uzmanlardan oluşacak ve yeni bir uluslararası geçiş kurulu tarafından gözetim altında olacaktır. Bu kurulun adı “Barış Konseyi” olacak ve Başkan Donald J. Trump başkanlığında toplanacaktır. Konseyde ayrıca eski İngiltere Başbakanı Tony Blair gibi isimlerin yanı sıra, açıklanacak diğer devlet başkanları yer alacaktır. Bu kurul, Trump’ın 2020’de açıkladığı barış planı ve Suudi-Fransız önerisi de dahil olmak üzere çeşitli öneriler üzerine Gazze’nin yeniden inşası için fonları yönetecek ve Filistin Yönetimi’nin fon programlarıyla uyumlu hale getirecektir. Bu kurul, uluslararası standartlara uygun bağımsız ve etkili bir yönetim yaratmak için çalışacaktır. Bu yönetim, Gazze halkına hizmet eden ve Filistinliler ile İsraillilerin barış içinde yaşamasını mümkün kılacak güvenilir bir idare oluşturmayı amaçlamaktadır.
  10. Gazze’yi yeniden inşa etmek ve canlandırmak için Trump’ın ekonomik kalkınma planı, Orta Doğu’daki bazı gelişmiş modern mucize şehirlerin inşasına yardımcı olan uzmanlardan oluşan bir heyet tarafından oluşturulacaktır. Çok sayıda düşünülmüş yatırım önerisi ve heyecan verici kalkınma fikirleri iyi niyetli uluslararası gruplar tarafından hazırlanmış olup, bu fikirler güvenlik ve yönetişim çerçevelerini sentezlemek ve bu yatırımların iş, fırsat ve gelecek için umut yaratacak şekilde kolaylaştırılmasını sağlamak amacıyla değerlendirilecektir.
  11. Özel bir ekonomik bölge kurulacak, tercih edilen gümrük tarifeleri ve erişim oranları katılımcı ülkelerle müzakere edilecektir.
  12. Hiç kimse Gazze’yi terk etmeye zorlanmayacak ve ayrılmak isteyenlerin bunu özgürce yapmalarına ve geri dönmelerine izin verilecektir. İnsanların kalmasını teşvik edeceğiz ve onlara daha iyi bir Gazze inşa etme fırsatı sunacağız.
  13. Hamas ve diğer gruplar, doğrudan veya dolaylı olarak, hiçbir şekilde Gazze’nin yönetiminde rol almamayı kabul eder. Tüm askeri, terör ve saldırı altyapıları, tüneller ve silah üretim tesisleri dahil olmak üzere, yok edilecek ve yeniden inşa edilmeyecektir. Bağımsız denetçilerin gözetiminde Gazze’nin askerden arındırılması süreci olacaktır. Bu, silahların kalıcı olarak kullanılamaz hale getirilmesini ve uluslararası finanse edilen bir geri alım ve yeniden entegrasyon programı ile desteklenecek onaylı bir tasfiye sürecini içerecektir; bu program bağımsız denetçiler tarafından doğrulanacaktır. Yeni Gazze tamamen müreffeh bir ekonomi inşa etmeye ve komşularıyla barışçıl bir şekilde bir arada yaşamaya bağlı olacaktır.
  14. Bölgesel ortaklar, Hamas ve diğer grupların yükümlülüklerini yerine getirmesini ve Yeni Gazze’nin komşularına veya kendi halkına tehdit oluşturmamasını garanti altına alacaktır.
  15. Amerika Birleşik Devletleri, Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte geçici bir Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) geliştirmek için çalışacaktır; bu güç derhal Gazze’ye konuşlandırılacaktır. ISF, Gazze’deki onaylı Filistin polis güçlerini eğitecek ve destek sağlayacak, ayrıca bu alanda geniş deneyime sahip Ürdün ve Mısır ile istişare edecektir. Bu güç uzun vadeli bir iç güvenlik çözümüne geçiş süreci olacaktır. ISF, İsrail ve Mısır ile birlikte sınır bölgelerinde güvenliği sağlamak için çalışacak ve yeni eğitilmiş Filistin polis güçleriyle birlikte hareket edecektir. Mal akışını yeniden başlatmak ve güvence altına almak için sınırların girişini önlemek kritik öneme sahiptir. Bir silahsızlandırma mekanizması ISF tarafından uygulanacak ve doğrulanacaktır.
  16. İsrail Gazze’yi işgal etmeyecek veya ilhak etmeyecektir. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), silahsızlandırmaya bağlı standartlar, kilometre taşları ve zaman çizelgelerine göre geri çekilecektir; bu plan, IDF, ISF, garantörler ve Amerika Birleşik Devletleri arasında üzerinde anlaşmaya varılacaktır. Amaç, Gazze’nin artık İsrail, Mısır veya vatandaşlarına tehdit oluşturmamasıdır. Pratikte, IDF, işgal ettiği Gazze topraklarını kademeli olarak ISF’ye devredecek; ISF ile yapacakları bir anlaşmaya göre bu alanlarda geçici otorite kuracaklar ve sonunda tamamen Gazze’den çekileceklerdir. Ancak, yeniden ortaya çıkabilecek herhangi bir terör tehdidine karşı güvenliğini sağlamak için Gazze uygun şekilde güvence altına alınana kadar bir çevre güvenliği varlığı sürdürülecektir.
  17. Hamas bu öneriyi geciktirir veya reddederse, yukarıdakiler, ölçeklendirilmiş yardım operasyonları da dahil olmak üzere, IDF’den ISF’ye devredilen silahsız alanlarda ilerleyecektir.
  18. Bir dinler arası diyalog süreci, hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşama değerleri temelinde kurulacak; Filistinliler ve İsraillilerin zihinlerini ve anlatılarını değiştirmeye çalışılacak ve barıştan elde edilebilecek faydalar vurgulanacaktır.
  19. Gazze’nin yeniden kalkınması ve yönetimi ilerledikçe ve Filistin Yönetimi reform programı sadakatle uygulandıkça, nihayetinde Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkı ve devlet kurma yönünde inandırıcı bir yol için koşullar hazır olabilir; bu, Filistin halkının arzusu olarak kabul edilmektedir.
  20. Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Filistinliler arasında, barışçıl ve müreffeh bir birlikte yaşam için siyasi bir ufuk konusunda bir diyalog başlatacaktır.

 

Benzer Haberler