Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Umuda akan kadın seli

Umuda akan kadın seli
Menekşe KIZILDERE

Kadınlar zor zamanlarda gördüğü o samimi kadın dayanışmasının sıcaklığını çok iyi anlar. Bazen yurt odasında ağladığımız o diz, bazen korkunç bir deneyimin ardından kucaklayan o kollar, bazen sadece bir tebessümdür o sıcacık dayanışma. O zor anlar cehennem gibidir kadınlar için fakat başka bir kadın o cehennem ateşini söndüren serin bir su gibi o an ateşin acısını durdurur. Bu tanımı bir yas günü yaşlı bir annemiz yapmıştı: “Zor zamanda, kadınlar birbirine ateşi söndüren serin su olur.”

Öyle bir bilgelik var ki bu sözlerde tekrar tekrar hatırladıkça yeni baştan anlıyor insan. Bu aslında bir kadın mirası aktarımdır. Genç yaşlarda çok daha romantik gelen bu sözün bir kadınlık mirası aktarımı olduğunu şimdi anlıyorum. Clarissa Pinkola Estés, Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında sözlü anlatım ve kadın mirası aktarımına dair şu tanımı yapar: Kadınların kolektif mirası, masallar, mitler ve sözlü anlatılar aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılır; bu anlatılar, kadınların hem bireysel hem toplumsal hafızasının taşıyıcısıdır.” 1 .

Üç yıl evvel bir sonbahar günü katledilerek bizden alınan Nagihan Akarsel, Estes’in ifade ettiği kadın mirası aktarımını, zarif ama çelik gibi irade hissettirerek aktaran bir bilge kadındı. Estes’in vurguladığı bilge kadın arketipi Nagihan Akersel’de vucüt bulmuştur adeta. Akarsel’ Nisan’nında “Nisan’da kadın uyanır, toprağın kalbinde / köklerinden yeniden doğar”2 diyor. Bu tam olarak Estas’ın ifade ettiği kadın mirasının sözlü anlatımına bir örnektir. Ayrıca Nagihan’nın cümleleri soyadındaki gibi akan serin bir su hissiyatındadır. Okudukça o bilge kadının aktardığı güçlendirici, özüne döndürücü sözleri su gibi sarar insanı.

Nagihan’ı okudukça seneler evvel çocukken yaşlı annenin  kadınların dayanışma mirasını aktardığı sözü geliyor aklıma. Tek bir sözde tanımlarsak eğer, Nagihan, özellikle zor zamanlarda okuyan kadınlar için serin bir sudur. Sözleri kadınca bir akış halinin yazıya dökülmüş halidir. Zihinden çok kalbe hitap eder. Dizeleri zihinle değil kalp ile, duygular ile takip edilen bir bilge kadın…

Kadının zihinsel akışına kavuşması çok zordur. Kadının zihni işgal altındadır ve kendine ait değildir. Erkek egemenliği kendini tekrar tekrar var etmek için kadının emeğini sömürürken kadının zihnini de işgal eder. Nagihan’ı okurken zihni işgal altında olan kadının zihinsel akış halini hem deneyimleyerek hem okuyarak yaşıyor insan.  Kadın mirasını hem yaratan hem aktaran bilge kadınlar serin bir ırmağın akışı gibi, dingin ve emin bir kadın zihni için deneyimleri yaşar ve aktarırlar. Aramızdan koparılan Nagihan Akarsel’i dizeleriyle bir nehir gibi akıp ardından gelen kadınlara yollar açtığı için en başta minnet, saygı ve sevgi ile anıyorum. Bize kadın zihninin akışının tıkanan yollarını açmayı öğreten bilge kadın için bütün dizelerimiz az kalacak.

Sevgili Nagihan Akarsel, Jinoloji Dergisi’nin 19’uncu sayısında yayımlanan “Kadın Devrimi Üzerine”3 yazısında, “Bizim temel farkımız; hayal ettiğimiz, hedef olarak belirlediğimiz… kadın devrimini yaratmamızdır”, der.  Bu ifade, kadınların tarihsel deneyimlerinin ve mücadelesinin, sözlü kültür aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılarak, bir devrimsel fark yarattığını ima eder. Bunun vücut bulmuş hali özgür kadınların bıraktığı mektuplardır. Başta acı ve utanç arasında hisler yaratan bu kıymetli sözler aslında çok güçlü bir kadın mirası aktarımıdır. Zamanla Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü kadınlarının geriye kalan dizelerinin aslında güç veren güçlendiren sözler olduğunu bir kadın yaşamı tecrübe ettikçe, deneyim kazandıkça anlıyor. İşte tam olarak kadın mirasının güçlendiriciliği buradadır. Ayrıca kadınların ürettiği her söz, kadın mirasının sözlü aktarımıdır. Kadınların dayanışma ve birbirini var etme mirası aktarım yapılan kadınlar için çok önemlidir. Kuşaklar boyunca hayat tecrübesi bu şekilde aktarılır.

Kürt kadın hareketi her zaman en başta kadın yoldaşlığının, miras aktarımının ve dayanışma mirasının çok güçlü olduğu bir siyasi hareket olmuştur. Bu hareket içinde öncü olan kadınlar, ardıllarına asla kapanmayacak yollar açmış ve kadınların kadın olarak var olmasını sağlamıştır. Kürt siyasi kadın hareketi çok zor deneyimlerin ardından kadın özgürlüğü adına eşsiz bir miras yaratmıştır. Bu mirası kadınların eylemleri ve dizleri ile birbirlerine aktarılmaktadır. Kadın yoldaşlığında deneyimli kadınların yoldaşlığı bir okul gibidir.

1 Ekim’de Abdullah Öcalan’nın umut hakkı ve özgürlüğü için yürüyüş başlatan Tevgera Jinên Azad çatısı altındaki kadınlar, kadın mirası deneyimlerinden birini tarihsel olarak ortaya koymaktadır. 8 Ekim’de Ankara’ya bir kadın seli gibi akan bu güçlü kadınların her bir fotoğrafı umut saçıyor. TJA’lı kadınlar barış sancılarının çok zorlayıcı olduğu bugünlerde adeta serin bir su gibi, tıkanan tarihe akış kazandırıyorlar. TJA’lı kadınların bu eylemi Kürt tarihi açısından da tarihsel bir önem taşıyor. Bu eylem sadece kendileri için özgürlüğü en radikal şekilde savunup dayanışan son Kürt isyanın lideri Önder Öcalan’a minnet için yapılmamaktadır, ki bu minnet bakidir; bu eylem, Kürt tarihi açısından da kayıtlara düşülmesi gereken bir eylemdir ve Kürt kadını tarih yazmaktadır.

Yüz yıllık Kürt isyanlarında fikriyatından bağımsız her lider katledilmiştir. Bu sebeple barış halinde Türk Devleti tarihsel olarak da Kürtlere son isyanlarının liderlerinin özgürlüğünü borçludur. Bu tarihsel bir borçtur. İşte TJA’lı kadınlar bu özgürlüğü yoldaşça ve umutla isterken aslında tarihe kadın sözünü bırakmaktadır.

Kürt kadınlar olarak bunun güncel öncülüğünü yapmak Kürt kadının da geldiği yeri çok iyi göstermektedir. Kürt kadını öncüdür ve tarih yazmaktadır. Bu kudrettir.

“Durumumuz kudretlidir.”


Referanslar:

  1. Clarissa Pinkola Estés, Kurtlarla Koşan Kadınlar: Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler, Ayrıntı Yayınları, 2019.
  2. (Akarsel, Nisan, Jingeh Yayınları, 2022).
  3. Jinoloji Dergisi, Sayı 19, Kadın Devrimi Üzerine, Nagihan Akarsel

Benzer Haberler