Mezopotamya’nın antik kenti Ur’da 1927 yılında keşfedilen altın miğferin, yalnızca törensel amaçlarla kullanıldığı düşünülüyor.
HABER MERKEZİ – Arkeolog Sir Leonard Woolley’nin 1927 yılında Irak’ta yaptığı kazılarda keşfedilen ve 15 ayar altından yapılmış olan miğferin, Mezopotamya’nın kraliyet geleneğine dair önemli ipuçları taşıdığı belirtildi. Miğfer, Mezopotamya uygarlığının önemli merkezlerinden biri olan Ur’daki bir kraliyet mezarında bulundu.
MESKALAMDUG’UN MEZARINDAN ÇIKARILDI
Miğfer, “iyi toprakların kahramanı” anlamına gelen Meskalamdug isminin yazılı olduğu kaselerle birlikte mezarda bulundu. Mezardaki eserlerin zenginliği, mezarın bir krala değil, muhtemelen bir prens ya da kraliyet ailesinin bir üyesine ait olduğuna işaret ediyor.
TEKNİK ÖZELLİKLERİ
Miğfer, altından tek bir levha dövülerek yapılmış. Takan kişinin saç modeli ve kulaklarını gösterecek şekilde detaylı işlenmiş. Kulak kısmındaki deliklerin duymayı kolaylaştırmak için, alt kısımdaki deliklerin ise çene kayışı için yapıldığı düşünülüyor. Ayrıca iç kısmında, yastıklı bir astar takılmasına olanak sağlayan izler bulundu.
Miğferin orijinali 2003 yılında Bağdat’taki Irak Müzesi’nde yeniden ortaya çıkarıldı. Penn Museum ve British Museum için iki adet kopyası yapılan miğfer, 22,7 cm yüksekliğe ve 21 cm genişliğe sahip.
SADECE SAVAŞ DEĞİL, SEMBOLİK BİR NESNE
Woolley, miğferin sıradan askerlerin kullandığı bakır miğferlerden çok farklı olduğunu ve büyük olasılıkla törensel amaçlarla kullanıldığını belirtti. Uzmanlara göre bu miğfer, MÖ 25–24. yüzyıllarda hüküm süren Sümerli ve Akadlı hükümdarların başlıklarıyla benzerlik gösteriyor.
KRAL DEĞİLSE KİM?
Bazı arkeologlara göre miğfer, Sümer Kralı Meskalamdug’un adını taşıyan oğlu ya da torununa ait olabilir. Bu teori, miğferin bulunduğu mezarın zenginliğiyle değil, sembolik değerleriyle destekleniyor.
