Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Trans Onur Yürüyüşü’ne yasak ve müdahale |

İstanbul'da en az 30 gözaltı

Trans Onur Yürüyüşü’ne yasak ve müdahale |

İstanbul’da düzenlenen 11. Trans+ Onur Yürüyüşü polis müdahalesiyle engellenmeye çalışıldı. En az 30 kişi darbedilerek gözaltına alındı. Yürüyüşte yapılan açıklamada, “Varoluşumuzla başkaldırıyoruz, barışın öznesiyiz” mesajı verildi.

HABER MERKEZİ – Barış, eşitlik ve görünürlük talebiyle düzenlenen 11. Trans+ Onur Yürüyüşü, İstanbul Kadıköy’de polis ablukası ve sert müdahaleyle karşılaştı. Acıbadem sokaklarında bir araya gelen trans+ aktivistlere polis saldırdı, en az 30 kişi darbedilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında yürüyüşe katılmak üzere alana ulaşmaya çalışan kişiler de bulunuyor.

Bianet’ten Nur Kaya’nın haberine göre valilik ve kaymakamlığın yürüyüş yasağına rağmen “Başkaldırı/Serhildan” temasıyla sokağa çıkan trans aktivistler, bu yılki yürüyüşü devlet şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren trans bireylere ve “barış güvercini” olarak anılan Sırrı Süreyya Önder’e adadı.

SİZE ASLA TESLİM OLMADIK

Basın açıklamasında, geçen yıl 6 yıllık aranın ardından yeniden yapılan yürüyüşün ardından bu yıl da sokaklarda oldukları belirtilerek şu sözlere yer verildi:

“Varlığımızı, hafızamızı ve birbirimize olan inancımızı büyütmek için buradayız. Devletin baskı ve yasaklarına karşı sokaktayız. Size asla teslim olmadık, olmayacağız. Bu yürüyüşümüzü, intihara sürüklenen arkadaşlarımıza ve her zaman yanımızda olan Sırrı Süreyya’ya adıyoruz.”

Trans+ bireylerin devlet politikaları nedeniyle intihara ve şiddete sürüklendiği vurgulanan açıklamada, barış ve demokratik çözüm sürecinin bir parçası olarak transların da yer alması gerektiği dile getirildi: “Barışı ve diyaloğu sadece talep etmiyoruz, inşa sürecinin parçası olmak istiyoruz. Bu topraklarda gerçek bir barış olacaksa, translar olmadan olmaz.”

BAŞKALDIRIYORUZ ÇÜNKÜ YAŞIYORUZ

Yürüyüşte LGBTİ+ karşıtı politikaların, kadınların ve transların yaşam hakkını hedef aldığı; nefret suçlarının cezasız kaldığı; yoksulluğun, seks işçiliğine zorlamanın ve görünmezliğin devlet eliyle üretildiği vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi: “Trans kadınlar zorunlu seks işçiliğine mahkûm edilirken faillerin korunması, şiddeti meşrulaştırıyor. Trans intiharları bir sonuçtur; sistemin kurduğu ölümcül düzenin ürünüdür. Bizler orospuyuz, işçiyiz, göçmeniz, lubunyayız. Başkaldırıyoruz çünkü yaşıyoruz.”

MİLLETVEKİLLERİ DE ENGELLENMEK İSTENDİ

Yürüyüşe destek vermek üzere gelen İstanbul Milletvekilleri Kezban Konukçu ve Özgül Saki de polis ablukasına alınmak istendi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yürüyüş öncesi ve sırasında gözaltılar gerçekleşti. En az 3 kişi, yürüyüş alanına ulaşamadan GBT bahanesiyle alıkonulup gözaltına alındı.

Açıklamanın sonunda, yalnızca trans kimliğine değil, devlet şiddetine, cinsiyetçiliğe, kapitalizme ve milliyetçiliğe karşı bir yaşam hayalinin savunulduğu belirtilerek şu ifadeler öne çıktı:

“Bizi sevin diye değil, bu sistemi tanımadığımız için buradayız. Transların yaşam hakkı bir lütuf değil, devrimci bir haktır. Biz hayatta kalmanın tarihini yazdık.”

Benzer Haberler