Kamboçya’da siber dolandırıcılık merkezlerine düzenlenen operasyonlarda 2.000 kişi gözaltına alındı. Ancak Uluslararası Af Örgütü’nün son raporuna göre, devletin bu suç ağlarına göz yumduğu, hatta zaman zaman ortak olduğu ileri sürülüyor.
HABER MERKEZİ- Kamboçya polisi, bu hafta ülkedeki siber dolandırıcılık merkezlerine yönelik başlattığı operasyonlarda yaklaşık 2.000 kişiyi gözaltına aldı. Hükümet, operasyonu “siber suçlarla mücadele” olarak duyurdu. Ancak Uluslararası Af Örgütü’nün yayınladığı son rapor, bu yapıların arkasında çok daha karanlık bir düzenin olduğunu ortaya koyuyor: zorla çalıştırma, insan ticareti, işkence ve köleliğe dayanan milyar dolarlık bir yeraltı endüstrisi.
OPERASYONLAR GECİKMİŞ BİR MÜDAHALE Mİ?
Başbakan Hun Manet’in emriyle başlatılan geniş çaplı operasyon, ülke genelinde 9 ayrı eyaleti kapsıyor. Yetkililer, gözaltına alınanlar arasında en az 226 Çin vatandaşı dahil olmak üzere, Vietnam, Endonezya ve Hindistan uyruklu çok sayıda kişinin bulunduğunu açıkladı.
Ancak bu operasyonlar, insan hakları örgütlerine göre geç kalmış bir müdahale.
Uluslararası Af Örgütü’nün 18 ay süren saha araştırması, ülkede en az 53 aktif dolandırıcılık yerleşkesi bulunduğunu ve bu tesislerde sistematik insan hakları ihlallerinin sürdüğünü belgeliyor.
BİR İŞ UMUDUYLA GELİP CEHENNEME UYANANLAR
“Başkasının Malıydım” başlıklı 240 sayfalık raporda yer alan tanıklıklar, kurbanların çoğunun iş vaadiyle Kamboçya’ya getirildiğini, pasaportlarına el konularak kapalı tesislerde tutulduklarını ve çevrimiçi dolandırıcılık yapmaya zorlandıklarını gösteriyor.
Görüşülen kurbanlardan biri, “İçerideyken zaman kavramımı yitirdim. Günde 15 saat çalışıyorduk. Yeterince ‘müşteri’ dolandırmazsanız fiziksel şiddet uygulanıyordu” dedi.
ESKİ KUMARHANELER YENİ ESİR KAMPLARINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Af Örgütü, yerleşkelerin büyük çoğunluğunun 2019’da çevrimiçi kumarın yasaklanmasının ardından Çinli çeteler tarafından ele geçirilen eski otel ve kumarhaneler olduğunu tespit etti. Yüksek duvarlar, dikenli teller, kameralar ve silahlı güvenlik görevlileriyle çevrili bu tesisler, adeta modern birer esir kampına dönüşmüş durumda. Bazı merkezlerde çocuk işçilerin de çalıştırıldığı belirlendi. Kurbanlardan biri, 13 yaşındaki bir Endonezyalı çocuğun haftalar boyunca dövüldüğünü anlattı.
DEVLETİN SUÇ ORTAKLIĞI KUŞKUSU
Rapordaki en çarpıcı bulgu ise devletin bu merkezlerle olan ilişkisi. Af Örgütü, Kamboçya polisinin bazı merkezlerde doğrudan suçlularla iş birliği içinde olduğunu, bazı tesislerin polisin gözetiminde faaliyet gösterdiğini ve şikâyetlerin görmezden gelindiğini iddia ediyor.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, “Bu bir ihmalkârlık değil, görünürdeki bir rıza. Kamboçya, suç ağlarının lojistik ortağı hâline gelmiş durumda” dedi.
Af Örgütü, 336 kurban dosyasıyla birlikte 400’den fazla vaka üzerinde çalıştı. Veriler, sistemin tesadüfi değil; ulusötesi bağlantıları olan, iyi finanse edilmiş ve hükümetin bilgisi dâhilinde yürütülen bir suç ekonomisi olduğunu gösteriyor.
ULUSLARARASI BASKI ARTIYOR
Bu gelişmelerin ardından Kamboçya’ya yönelik uluslararası baskılar da artıyor. Hem insan hakları kuruluşları hem de bazı Batılı ülkeler, Phnom Penh yönetiminden bu yerleşkelerin tamamını kapatmasını ve insan ticareti mağdurlarının rehabilitasyonunu sağlamasını talep ediyor.
Ancak Af Örgütü’ne göre bu sadece Kamboçya’nın değil, tüm Güneydoğu Asya’nın ortak krizi. Dijital çağın yeni kölelik biçimi, yalnızca dolandırılan tüketicileri değil, sistemin içinde zorla çalıştırılan on binlerce kişiyi de hedef alıyor.