Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

B. Zeyno Bayramoğlu yazdı |

Menottismo ve Bilardismo: Futbolun ideolojik çatışması

B. Zeyno Bayramoğlu yazdı |

B. Zeyno BAYRAMOĞLU

Bazen bir pas sadece bir topu değil, bir hafızayı da dolaşır. Bir teknik direktör, yalnızca oyuncularına değil, bir ülkeye neyi unutmaması gerektiğini fısıldar. Arjantin’de futbol, bir oyundan fazlasıdır. Duruştur. Taraf olma hâlidir. Sahada pasın sezgisiyle disiplinin kuralları çarpışır. Menotti ve Bilardo, iki farklı oyun anlayışı değil, iki ayrı dünyanın karşılaşmasıdır.

Biri hayal kurar. Diğeri plan yapar. Biri kolektif akla güvenir. Diğeri bireysel işlevi öne çıkarır. Bu fark yalnızca taktiksel değildir. Yoksullukla, adaletle ve hafızayla örülür.

Rosario’dan Direnişe: Menotti’nin Eşitlikçi Futbolu

César Luis Menotti Rosario’da doğar. Demiryollarında çalışan bir babanın oğludur. Evlerinde kitap eksik değildir ama yaşam da kolay sayılmaz. Bu sokaklar, futbol kadar grevlerin, bildirilerin ve protestoların da mekânıdır. Genç yaşta futbol sevgisi, edebiyat ve siyasetle iç içe geçer. Troçkist broşürlerle, Borges ve Cortázar’ın hikâyeleriyle büyür.

Futbola Rosario Central’de başlar, ardından Boca Juniors’a geçer. Oyunculuğu sessiz geçer. Ama teknik direktörlüğü, futbolu sahada olduğu kadar toplumda da düşünen bir yaklaşıma dönüşür. Oyuncularına düşünme özgürlüğü tanır. “Futbolcu düşünmezse oyun gelişemez” diyerek sezgilerin ve ilişkilerin sahadaki ifadesine yönelir.

Pas, onun gözünde teknik bir unsur değildir. Ben’den biz’e açılan bir yoldur. Oyun sadece kazanmak için oynanmaz. Birlikte var olmanın, birlikte düşünmenin alanıdır. Estetik yalnızca göze değil, vicdana da seslenmelidir. Menotti için güzel oyun, doğru olanla el ele yürür.

1978 Dünya Kupası sırasında Arjantin siyasi karanlık içindedir. Siyasi muhalifler kaybedilirken, Plaza de Mayo’da anneler çocuklarının izini sürer. Rejim, Menotti’nin takımını vitrine çevirmeye çalışır. O ise oyunun estetiğiyle bu sahte tabloya direnir. Sahadaki oyun, tribünlerdeki sessiz öfkeyi ateşler.

“¿Dónde están los desaparecidos?” — Kayıplar nerede? sorusu statlarda yankılanır. Videla kupayı sahaya koyar. Ama tribünler başka bir şey anlatır. Fısıltılar adaletin izini sürerken, sahte zaferin gölgesine vicdan yerleşir. Bazı statlarda “Videla’ya ölüm!” sloganı yükselir. “Futbol halkın çığlığıdır” diyenler çoğalır. Menotti, bu sesin sessiz ama onurlu ortağı olur.

Onun futbolu yalnızca kupa peşinde değildir. Hafızayı sahaya taşır. Başka bir futbolun mümkün olduğunu gösterir.

“Bir futbolcu, binlerce insanın hayalleri ve duygularının yorumcusudur.” Menotti

Disiplinin Anatomisi: Bilardo ve Neoliberal Futbolun Doğuşu

Carlos Salvador Bilardo Buenos Aires’te doğar. Tıpkı Menotti gibi futbolun yalnızca bir oyun olmadığını bilir. Ancak onun cevabı farklıdır. Bilardo’nun yolculuğu sahadaki estetikten değil, kazanmanın mutlak gerekliliğinden geçer. Estudiantes formasıyla tanıştığı sistem, her türlü yolla kazanmayı öğretir. Bilardo bu anlayışı benimser, sistematik hale getirir.

Estudiantes’te forma giyerken, Ricardo Zubeldía’nın sert ve disiplinli futbol anlayışının içinde yoğrulur. Aynı zamanda tıp eğitimi alır. Ama esas reçetelerini saha kenarında, rakip analiz tablolarında ve video kayıtlarında yazar. Planlıdır, detaycıdır, kontrolcü bir yapıya sahiptir. Oyunu bir bilim gibi ele alır. Kazanmak için en ince ayrıntıyı hesaplar. Bu tavır, zamanla yalnızca Arjantin’de değil, İtalya ve Latin Amerika’da da birçok teknik adama ilham verir.

1980’lerde Arjantin, askeri cunta sonrasında neoliberal politikaların dalgasıyla sarsılır. Enflasyon yükselir, özelleştirmeler yayılır. Toplum değişirken Bilardo net bir yanıt verir: Kazanmak. Oyuncuların ne yediğinden ne kadar uyuduğuna kadar her şey denetlenir. Oyun, sezgiden çok şemaya dönüşür. Futbolcular, yaratıcılıktan uzaklaşır; görev tanımları netleşmiş çalışanlara benzer.

1986’da Arjantin bir kez daha Dünya Kupası’nı kaldırır. Tribünlerdeki sessizlik, zaferin sesini bastırır. Bilardo’nun zaferi, Arjantin’in neoliberal dönüşümünün sahadaki karşılığına dönüşür. Verimliliğin kutsandığı, bireysel performansın puanlandığı, futbolun şirket mantığıyla yönetildiği bir dönemin habercisidir. Ve bu anlayış sadece Arjantin’de değil, tüm dünyada yayılır.

“Estetikle kupa kazanamazsın.” — Carlos Bilardo

Aynı Sahada, Farklı Düşler

Bugünün futboluna bakıldığında, Menotti’nin düşlediği oyun ile Bilardo’nun sistematiği hâlâ karşı karşıyadır. Bir yanda pasla düşünen takımlar. Diğer yanda verilerle şekillenen şemalar. Bir yanda oyunu güzelleştirmeye çalışanlar. Diğer yanda onu sadece skora indirgeyenler.

Arjantin futbolunda bu iki damar hâlâ akar. Menottismo ve Bilardismo geçmişin değil, bugünün de kodlarıdır. Menotti’nin yolundan giden Bielsa ve Sampaoli, oyuncularına düşünsel özgürlük tanır. Oyunun estetik boyutuna verdikleri önemle bu mirası yaşatır. Bilardo’nun izinden giden Scaloni ve Sabella ise disiplini, detaycılığı ve stratejik analitiği sahaya taşır. Aynı sahada farklı doğrularla ilerlerler.

2022 Dünya Kupası, bu iki anlayışın bir sentezini sahaya sürmüş olabilir. Ama sonuç ne olursa olsun, futbol sadece bir teknik karar değildir. O, tribünde, sokakta, çocukların ilk pasında da vardır.

Menotti ve Bilardo… Biri oyunu dünyaya açtı. Diğeri dünyaya göre oyunu kurdu. Biri düş gördü. Diğeri o düşü kazanıma çevirmeye çalıştı. Her ikisi de Arjantin’in ruhuna kazındı.

Bu izler hâlâ sürüyor: Barcelona’nın tiki-takası, Napoli’de Maradona’nın tutkusu, Livorno tribünlerinde yükselen antifaşist tezahüratlar ve Aykut Kocaman’ın adaletle yoğrulmuş futbol anlayışı.

Kocaman, sadece sonucu değil, süreci önemseyen bir duruşla, Türkiye’de Menotti’ye yazılmış bir parantez gibi duruyor.

Maradona mı? Belki de her iki yaklaşımın bir arada vücut bulduğu en sahici örnekti. Bilardo’nun planlarının içindeydi ama kalabalıkların içinden hep Menotti’ye benzeyen bir sesle konuştu:

“Biri sana neyi oynadığını öğretir, diğeri nasıl kazanacağını.” — Diego Maradona


[*] 1978 Dünya Kupası’nın rejim tarafından nasıl araçsallaştırılmak istendiği konusunda bkz. Global Panorama, “El Mundial 78 y la Dictadura”, 2022. https://www.globalpanorama.org/2022/11/ma-3/

[*] “Menottismo” ve “Bilardismo” terimleri, Arjantinli spor yazarı Ezequiel Fernández Moores tarafından 1980’li yıllarda kamuoyunun gündemine taşınmıştır. Bu kavramlar yalnızca teknik taktik farklılıkları değil, aynı zamanda temsil ettikleri siyasal, toplumsal ve kültürel duruşlarla birlikte düşünülmüştür. Bugün, Arjantin futbolundaki en belirgin ideolojik ayrımı simgeler hale gelmişlerdir.

Benzer Haberler