Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

“Hakikat komisyonu kurulmalıdır” çağrısı |

Cumartesi Anneleri: Cezasızlık, barışın önünde engeldir -YENİLENDİ

“Hakikat komisyonu kurulmalıdır” çağrısı |

Komisyon toplantısında konuşan Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren, devletin “gözaltında kaybolma politikasını sistematik” olarak uyguladığını ve devam ettirdiğini vurgularken, Maside Ocak ise sürdürülen cezasızlığın barışın önünde engel olduğunu ve hakikat komisyonu kurulması gerektiğini söyledi. Besna Tosun da, “30 yıldır halen Beyaz Toros’un peşinden koşuyoruz” dedi.

HABER MERKEZİ – Kürt sorunun çözümü için devam eden süreç kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun beşinci toplantısı devam ediyor.

Kurtulmuş’tan ‘kardeşlik ve demokrasi’ çağrısı: 40 yıllık süreçte yaşananlar, hepimizin ortak acılarıdır

Açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ardından ilk sözü Cumartesi Anneleri adına İkbal Eren Yarıcı’ya verdi.

İKBAL EREN: HAYRETTİN’İN HAKKI İÇİN BURADAYIM

İkbal Eren Yarıcı komisyonda bulunma amacını, “Yaşam hakkı elinden alınan ağabeyim Hayrettin Eren’in hakkını aramaktır” diyerek açıkladı.

Yarıcı, 21 Kasım 1980’de arkadaşıyla buluşmak üzere Saraçhane’ye giden ve burada gözaltına alınan kardeşi Hayrettin’den bir daha haber alamadıklarını hatırlattı.

‘DEVLET, GÖZALTINDA KAYBOLMA POLİTİKASINI SİSTEMATİK OLARAK UYGULADI’

“Hayrettin Eren’i hep canlı bekledik, yıllar geçti annem karanfil koyabileceği bir mezara razı oldu” diyen Yarıcı sözlerini şöyle sürdürdü:

“1995 yılına kadar aile olarak mücadele ettik, 1995 yılında bütün kayıp yakınlarıyla birleştik ve Galatasaray Meydanı’nda mücadelemizi sürdürdük. Annem 2019 yılında iki gözü açık olarak bize veda etti. Annemi ve bütün kaybettiğimiz annelerin bize bıraktığı yerden adalet arama mücadelemizi sürdüreceğiz. Devlet, gözaltında kaybolma politikasını sistematik olarak uyguladı ve devam ettirdi.”

MASİDE OCAK: SORUMLULARIN İFADESİ BİLE ALINMADI

Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak Kışlakçı ise gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alamadığı ağabeyi Hasan’ın yaşadıklarını ve adalet mücadelesini komisyonda paylaştı. Kışlakçı, ağabeyinin kaybedilmesinde Korkut Eken, Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’in sorumluluğu olduğunu belirterek, “On yıllardır bunların ifadeleri dahi alınmadı. Tanıklar dinlenmedi” diye konuştu.

HAKİKAT KOMİSYONU KURULMALIDIR

AYM kararına rağmen Galatasaray Meydanı’na yönelik fiili yasağa dikkat çeken Kışlakçı, “Barışçıl buluşmalarımız, polis şiddetiyle engellendi. AYM kararını tanımayan, yurttaşın hak ve özgürlüklerini kullanmasını engelleyen kamu görevlilerinin tutumu, uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekti. İnsanlığa karşı suçlara yönelik cezasızlık, barışın önünde engeldir. Bu komisyonun çatısı altında bir Hakikat Komisyonu kurulması için gerekli adımların atılmalıdır.”

BESNA TOSUN: 30 YILDIR BEYAZ TOROS’UN PEŞİNDEN KOŞUYORUZ

Besna Tosun ise gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alamadıkları babası Fehmi Tosun’un başına gelenleri ve ailesinin adalet mücadelesini aktardı.

Babasının, evlerinin önünden bir araç ile zorla kaçırıldığını ifade eden Tosun, “Beyaz Toros’un arkasından koştuk ve 30 yıldır halen bu aracın peşinden koşuyoruz” dedi.

“SONSUZ BİR ACIYA, SONSUZ BİR MATEME MAHKUM EDİLDİK

Tosun, uzun yıllardır verdikleri adalet mücadelesini şöyle anlattı:

Hükümet, etkin soruşturma vaadini yerine getirmedi. Dosyamız, zaman aşımına uğratılıp kapatıldı. Bütün hak arama yolları bizlere kapatıldı. Köyümüz yakıldı, imam olan dedem, seccadenin üzerinde vuruldu. Ben dokuz yaşında buna tanık oldum. Dedem saatlerce can çekişti ve kimsenin ona yardım etmesine izin verilmedi. Köyümüzden sürüldük, evsiz kaldık, yeni bir yaşam bulabilme umuduyla İstanbul’a taşındı. Dedemden sonra bu kez babam, evimizin önünden gözaltına alınarak kaybedildi. Annem, babası öldürüldüğünde 28, kocası öldürüldüğünde 30 yaşındaydı. Zorla kaybedilmek, ölümle yaşam arasındaki çizginin silinmesi demek. Biz ne yaşıyor ne de öldü diyebiliyoruz. Bizler ne sevdiklerimizi bulabildik ne de onlardan geriye kalanların boşluğunu doldurabildik. Bitmeyen sonsuz bir acıya, sonsuz bir mateme mahkum edildik.”

CUMARTESİ ANNELERİ’NİN TALEP RAPORU

Cumartesi Anneleri komisyona, taleplerini içeren bir rapor sundu. Raporda, şu talepler sıralandı:

× Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulansın.
Galatasaray Meydanı’ndaki keyfi yasaklama son bulsun.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun alt komisyonu olarak gözaltında kayıpları araştırmak üzere “Hakikat Komisyonu” kurulsun.
Devlet, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etsin.
Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, kalıntıları ailelerine teslim edilsin.
Gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilsin ve adalet sağlansın.
Gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılsın. Zamanaşımı kurumu cezasızlığın aracı olmaktan çıkarılsın.Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin.
Türkiye, imzalamaktan kaçındığı, BM Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni Kuran Roma Statüsü’nü imzalasın, onaylasın ve uygulasın.

BARIŞ ANNELERİ DİNLENİYOR

Komisyon toplantısı Barış Anneleri adına Nezahat Teke, Türkiye Bozkurt ve Rebia Kıran yaptığı konuşmalarla sürüyor.

Toplantının ikinci oturumunda ise İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Vetha Aydın Yüksel, İHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ercan Yılmaz’ın yanı sıra, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Genel Başkanı Kaya Kartal konuşacak.

Ardından Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Mahsum Batı ve yine vakfın başkan yardımcısı Erkan Şenses konuşacak. Son olarak İnsan Hak Ve Hürriyetleri Ve İnsani Yardım Vakfı Başkanı Fehmi Bülent Yıldırım ve vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Vahdettin Kayğan konuşacak.

Komisyonun 4. toplantısı sona erdi | Yakınlarını kaybedenler dinlendi

Benzer Haberler