Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Galası sansürlenmişti I

'Dağlardan Başka Tanık Yok' seyirciyle buluşuyor

Galası sansürlenmişti I

‘Dağlardan Başka Tanık Yok’ filmi seyirciyle buluşuyor. Filmin galası, İstanbul Atlas Sineması’nda sansürlenmişti.

HABER MERKEZİ – Hukukçu ve yönetmen Kurtuluş Baştimar’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Dağlardan Başka Tanık Yok’ filmi, vizyon öncesi ardı ardına gelen gala iptalleriyle gündeme geldi. Sansür tartışmalarını beraberinde getiren iptallerin ardından film bugün vizyona giriyor. Baştimar, “Susmayacağız, film yalnız kalmayacak” dedi.

İstanbul Atlas Sineması’nda yapılması planlanan gala, “eser işletme belgesi” gerekçesiyle iptal edildi. Ardından Ankara’daki Büyülü Fener Sineması da gösterimi iptal etti.

“TOPLUMSAL HAFIZAYI ZEDELEMEKTEDİR”

Baştimar, Birgün‘e yaptığı açıklamada galaların iptali için öne sürülen gerekçelerin geçerli olmadığını söyledi: “Bize iletilen gerekçe ‘eser işletme belgesi’ydi. Oysa gala gösterimleri, davetlilere yönelik özel etkinliklerdir; ticari dolaşım kapsamında yer almaz. Bilet satışı yapılmadığı için bu belge yalnızca ticari gösterimlerde aranabilir. Burada uygulanması hukuka aykırıdır.”

Sanatsal faaliyetlerin engellenmesinin kültür yaşamına zarar verdiğini belirten Baştimar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iptaller, sanatsal ifade özgürlüğünü kısıtlayan, hukuki temeli olmayan uygulamalardır. Gala gösterimlerimizin engellenmesi yalnızca sanatı değil, toplumsal hafızayı da zedelemektedir.”

Kürdistan’ın tarihine sinemadan bakmak

FİLM NE ANLATIYOR?

Film, bir köyde kaybolan insanların ardından sessiz kalan tanıklıkları odağına alıyor. Unutulmuş acılar, bireysel hafıza ile toplumsal bellek arasındaki gerilim üzerinden aktarılıyor.

İlk galasını Diyarbakır’da yapan film, Van’ın Bahçesaray’daki Sampas (Özbeyli) köyünde zorlayıcı kış koşullarında çekildi. Yapım sürecindeki güçlükler ve son dönemde yaşanan iptaller, filmi ifade özgürlüğü tartışmalarının merkezine taşıdı.

×

‘DAĞLARDAN BAŞKA TANIK YOK’

Helîn, 1980 darbesinin ardından 90’lı yıllarda tutuklanarak cezaevinde faili meçhul bir cinayetle öldürülen babasının kendisine yazdığı mektupların izini sürmektedir. Aynı zamanda, sesiyle ün kazanmış bir dengbêj (ses sanatçısı) olan fakat sesini kaybederek sessizliğe mahkum edilmiş annesinin kayıp kasetlerini de arar.

Bu arayış, Helîn’i sadece ailesinin geçmişine değil, aynı zamanda kendi kültürel kimliğine, diline ve köklerine doğru derin bir yolculuğa çıkarır. Yol boyunca karşılaştığı gerçekler, ona hem geçmişin ağırlığını hem de geleceğe dair umudu taşır.

Benzer Haberler