Dürzi ruhani lideri Şeyh Hikmet El-Hicri, Suriye geçici hükümeti güçlerinin Temmuz’da Süveyda’ya yaptıkları saldırıdan bu yana kayıp olan 600 kişinin akıbetinin hala bilinmediğini belirtti. Hicri, vizyonlarının ise “tam bağımsızlık” olduğunu kaydetti.
HABER MERKEZİ – Dürzi Müslüman Vahdet Cemaati’nin ruhani lideri Şeyh Hikmet El-Hicri, Temmuz ayında Suriye geçici hükümetine bağlı güçlerin saldırdığı Dürzi vilayeti Süveyda’daki son gelişmeler ve Dürzilerin talepleri hakkında Sky News Arabia’ya konuştu.
“Süveyde halkının kendi kaderini tayin hakkı geri alınamaz bir haktır. Vizyonumuz Süveyda vilayetinin tam bağımsızlığına dayanmaktadır” diyen El-Hicri, aralarında kadınların da bulunduğu 600 kişinin hala kayıp olduğunu ve Şam hükümetinin bu kişiler hakkında her türlü bilgiyi engellediğini söyledi. El-Hicri, “Şam hükümeti yıkılan köyleri boşaltma konusunda henüz bir taahhütte bulunmadı ve gerçekleri çarpıtmaya kararlı” ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplumu Süveyda halkının yaşadığı acıların farkına varmaya çağırdı ve ekledi: “Yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması gerekiyor.”
NELER YAŞANDI?
Geçici Şam yönetimi ordusu, IŞİD ve HTŞ gibi gruplar 13 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki Dürzi kenti Süveyda’ya saldırmaya başlamıştı.
Saldırılarda şimdiye kadar Şam güçlerinin 765 sivil Dürzi’yi infaz ettiği belgelenmişti. Birleşmiş Milletler’den (BM) 9 uzman tarafından Süveyda’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin 23 Ağustos’ta yayınlanan raporlarda saldırılar sırasında 105 kadın ve kız çocuğu kaçırıldığı, aralarında 80 kadın ve kız çocuğunun da bulunduğu 763 kişinin akıbeti bilinmediğini açıklanmıştı.
Suriye geçici hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Ürdün Dışişleri Bakanlığı ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack arasında 16 Eylül’de “Süveyda Krizine İlişkin Yol Haritası” imzalanmıştı. Ancak Süveyda’daki Yüksek Hukuk Komitesi bu yol haritasını reddetmişti.
Kent Şam yönetiminin ablukası nedeniyle hâlâ derin bir insani ve ekonomik krizin içinde.
16 Eylül “yol haritası”, Ürdün-ABD desteğiyle insani yardımların artmasını ve uzlaşma sürecini başlattı. Fransa ve AB, 17 Temmuz ve 19 Eylül açıklamalarında ateşkese uyulmasını ve yardım erişimini vurguladı. Ancak, 26 Eylül’de İsrail-Suriye görüşmelerinde “insani koridor” anlaşmazlığı çıktı; Netanyahu’nun asker ve silahtan arındırılmış tampon bölge talebi, Şam’ı tedirgin etti.
Şara hükümeti, 20 Temmuz’da “Bedevi savaşçıları temizlediğini” ilan etse de, Dürzilerin talepleri karşılanmadı ve vilayette ağır abluka sürüyor.



