Katliam haberlerinin geldiği Sudan’da ABD öncülüğündeki arabulucu ülkelerin önerdiği insani ateşkes, Hızlı Destek Güçleri (RSF) tarafından kabul edildi, ancak Sudan ordusu ateşkesi kabul etmek için şartlar öne sürdü. RSF’nin Faşir kentini ele geçirdikten sonra katliam yaptığı bildirilmişti.
HABER MERKEZİ – Sudan’da hükümet güçleri çatışan ve son olarak Darfur eyaletinin başkenti Faşir’deki katliam ile gündeme gelen Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) ABD öncülüğündeki arabulucu Quad grubunun önerdiği insani ateşkesi kabul ettiği bildirildi.
Associated Press’in (AP) aktardığına göre, ABD öncülüğündeki arabulucu grup olan Quad insani bir ateşkes önerdi. RSF ateşkesi kabul ederken, Sudan hükümeti bazı şartlar öne sürdü.
RSF’den yapılan açıklamada, Quad grubunu oluşturan ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır’a atıf yapılarak, “RSF, söz konusu ülkeler tarafından önerilen insani ateşkese katılmayı kabul ettiğini teyit etmektedir” denildi. Açıklamada, RSF’nin Sudan’daki siyasi süreci şekillendirecek temel ilkelerin derhal görüşülmeye başlanmasını beklediği, adil, kapsamlı ve kalıcı bir barış ortamının tesis edilmesini amaçladığı öne sürüldü.
AP’ye konuşan Sudanlı bir askeri yetkili ise, ordunun ancak RSF’nin sivil bölgelerden tamamen çekilmesi ve önceki barış önerilerinde belirtildiği gibi silah bırakması halinde ateşkesi kabul edeceğini söyledi. Sudan hükümetinden henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.
×
ABD’NİN ATEŞKES PLANI
ABD’nin Afrika İşleri Danışmanı Massad Boulos da, ABD’nin Sudan ordusu ve RSF ile birlikte insani bir ateşkes sağlamak için çalıştığını ve “yakında” bir açıklama yapabileceğini söyledi.
Boulos Pazartesi günü AP’ye verdiği röportajda, “Son 10 gündür her iki tarafla da bu konu üzerinde çalışıyor ve detayları netleştirmeyi umuyorduk” demişti.
ABD liderliğinde arabulucu grubun planı, önce üç aylık bir insani ateşkesi, ardından da dokuz aylık bir siyasi süreci öngörüyor.
ABD, savaşı sona erdirmek için Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte çalışıyor.
SUDAN ORDUSU VE RSF: ORTAKLARIN SAVAŞI
RSF ile Sudan ordusu arasındaki çatışmalar, son bir ayda Darfur eyaletinin başkenti olan Faşir’de yoğunlaştı. Bir hafta önce de RSF, kuşattığı Faşir’i ele geçirdi ve ardından katliam yapıldığı haberleri geldi.
Uluslararası Göç Örgütü, Faşir’in kuşatıldığı bir haftada 70 binden fazla kişi kentten kaçtı ve bölgede halihazırda yerinden edilmiş yüz binlerce kişiye katıldı. Kaçanların bir kısmı, özellikle kadınlar için güvenli olmayan bir yolculukla Kuzey Eyaleti’ne yürüyerek ulaştı.
RSF ve Sudan ordusu, 2019’da ülkede çıkan protestolara ve ayaklanmalara karşı ortak hareket etmiş ve bu sırada da ciddi katliam haberleri gelmişti. İki ortağın çatışması ise 2023’ten itibaren söz konusu oldu.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre çatışmalar en az 40.000 kişinin ölümüne ve 12 milyon kişinin yerinden edilmesine yol açtı. Ancak bölgede faaliyet yürüten yardım kuruluşları, sayının çok daha fazla olduğunu belirtiyor. Dünya Gıda Programı’na göre de, 24 milyondan fazla insan akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya.
Baykar İHA’ları, SADAT, paralı cihatçılar… | Foreign Policy: Türk silahları Afrika’da şiddeti körüklüyor
×
DARFUR: İNSANİ DRAMIN UZUN GEÇMİŞİ
Darfur’da 2003’te başlayan çatışmalar kısa sürede insani bir felakete dönüştü. Sudan hükümetinin desteklediği Arap milis grubu Cancavid (Janjaweed)lerin, bölgedeki Afrikalı yerli Fulani, Masalit ve Zaghawa halklarına karşı yürüttüğü saldırılar soykırım boyutuna ulaştı.
BM verilerine göre sadece 2003-2005 yılları arasında 300 bin insanın katledildiği kayıtlara geçti. 2 milyonu aşkın insan yerinden edildi. Binlerce köy yakıldı, kadın ve çocuklara yönelik toplu cinsel şiddet vakaları kaydedildi.
2009 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi, dönemin devlet başkanı Ömer El Beşir de olmak üzere çok sayıda hükümet yetkilisini insanlığa karşı suçlar, tecavüz, zorla nakil ve işkence suçlarından suçlu buldu, tutuklama kararı çıkardı. Ve bu saldırılar uluslararası düzeyde “soykırım” olarak tanımlandı.
UCM’nin devlet başkanı sıfatıyla yargılamak istediği ilk kişi olan Beşir hakkındaki soruşturma süreci 2005’te başlamıştı ancak Nisan 2019’da ekonomik sebeplerle çıkan halk ayaklanması sonucu görevinden alınarak tutuklandı.
Ancak 2023 yılında yeniden patlak veren iç savaş 2003’tekine benzer bir insani felakete neden oldu. İnsan hakları örgütleri soykırım uygulamaları ve toplu infazların yaşandığını raporladı.



