Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2026 bütçesini eleştiren DEM Parti milletvekilleri, enerji politikasının sermayeye göre düzenlendiğini, halkı yoksullaştırdığını ve ekolojik yıkıma yol açtığını belirtti.
HABER MERKEZİ – Hükümetin 2026 bütçe teklifi üzerine Meclis’te görüşmeler devam ediyor. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı idarelerin bütçelerine dair görüşme gerçekleştirildi. Görüşmede söz alan DEM Parti milletvekilleri, ekolojik yıkıma dikkat çekti.
DEM Parti Mv. Akça Cupolo Nûmedya24’e anlattı | “Barış bütçesi” mümkün mü?
DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, 2026 bütçesinin doğayı, emeği, halkları ve ekolojiyi sınırsız bir şekilde kar hırsı için kullanıma açtığını belirterek, bunun sömürü olduğunu ancak iktidarın bu durumu “kalkınma” olarak lanse ettiğini söyledi.
DERSİM ÖRNEĞİ VE DEM PARTİ’NİN ÇÖZÜMÜ
Bütçe teklifinin halkın yaşamını zorlaştırdığına, sermaye şirketlerinin kazancına kazanç katmasına yol açtığına değinen Ayten Kordu, şunları söyledi:
Şimdi, Dersim’de Sekasur, Cevizlidere yani Merho alanı, Aliboğazı, Pülümür’de HES ve RES politikaları başta Pülümür olmak üzere arıcılığı, balcılığı orada baltalayacak. Yine, orada devam eden krom madeni gibi ruhsatlandırmalar boşaltılmış köylere geri dönüş yapan yurttaşlar açısından da yaşam alanlarını yeniden madenlerle işgal eden ve köylüyü yeniden göçürtme politikasının uygulandığı yerler. Üstelik Dersim’de Munzur suyuna baraj kurmak sadece bir doğa meselesi değil doğayla bir bütün Alevi inancına, kültürüne, yaşamın hafızasına bir saldırıdır. Bu, hem ekolojik yıkıma hem de kültürel asimilasyona yıllardır devam etme ve uygulama biçimlerinden bir tanesidir.
Bizim savunduğumuz şey, güneşi, rüzgârı, suyu, halkların ortak değerlerini, varlıklarını korumak üzerine kuruludur; kadınların, köylülerin, gençlerin, halkın karar süreçlerine katıldığı demokratik bir enerji düzenidir.
Çözüm daha fazla enerji üretmekte değil enerjiyi adil paylaşmakta; demokratik bir işleyişle doğaya uyumlu, halkla birlikte planlamada yatmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki enerji halkın hakkıdır. Enerji politikası doğanın diliyle, emeğin gücüyle, halkın iradesiyle yeniden yazılmalıdır, yeniden inşa edilmelidir.”
“ENERJİ POLİTİKASI ÜÇ BEŞ ŞİRKETE TESLİM EDİLMİŞ”
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın da iktidarın doğadan, insandan yana bir tutum ile bütçe hazırlamadığını, tamamen sermayenin ihtiyaçlarına göre planladığını belirtti. Akın, “Daha önce şirketlerin hakkı yüzde 32 iken, şimdi bu yüzde 83’e çıkmış yani bizim enerjimizin yüzde 83’ü şirketler tarafından yönetilir ve üretilir hâle gelmiştir. Bazılarının ismini söyleyeyim: Cengiz Holding, Limak, Aydem, Sabancı gibi şirketler neredeyse bunların merkezi hâline gelmiş yani kısacası 5-10 tane şirkete teslim edilmiş bir enerji politikamızla karşı karşıya olduğumuzu söylemek isterim” diye konuştu.
GABAR PETROLÜ VE HALKIN ŞİKAYETİ
Enerji alanındaki özelleştirmeleri eleştiren Akın, orman yangılarının yüzde 25’inin bu özelleştirme politikasından dolayı yaşandığına dikkat çekti. Akın, Gabar’daki petrol faaliyetine de değinerek şunları söyledi:
“ENERJİ POLİTİKANIZ EKOLOJİK KIRIMA DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Bakanlık bütçesini “talan bütçesi“ olarak niteleyen DEM Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartin de, Gabar’daki duruma dikkat çekti ve ekledi:
MAPEG 2024 yılında Hakkari’de 256 hektarlık alanı madenciliğe açtı. Henüz satışı yapılmamış 4 mega ruhsat alanı, yerleşim yerlerine 250 metre, Çığlı Suyu’na 70 metre, Cilo-Sat Milli Parkı’na 200 metre mesafede bulunuyor. Bu, açık bir ekokırım uyarısıdır. Sat Buzul Gölleri’ni, Cilo Dağları’nı yok edecek bir projedir.”



