BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Sercan Üstündaş yazdı |

Film festivalinden öte

Sercan Üstündaş yazdı |

Sercan ÜSTÜNDAŞ

13 Kasım’da başlayan 5. Rojava Uluslararası Film Festivali, açılış anından itibaren yalnızca bir sanat etkinliği olmadığını gösterdi. Törenin sunucusu, salona hitap ederken kendi hikayesinden söz etti; annesinin sinemaya gitmesini yıllarca engellemeye çalıştığını anlattı. Bu tepki, bireysel bir kaygıdan çok, Amûdê’nin küllerinden hâlâ yükselen toplumsal hafızanın bir yansımasıydı. 1960’ta Suriye devletinin sorumluluğunda Amûdê’de 283 Kürt çocuğunun sinemada yakılarak katledilmesi, Kürt toplumunun sinemayla ilişkisini onlarca yıl gölgeledi.

Açılış konuşmasında PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Foza Yûsif’in söyledikleri de bu hafızanın güncelliğini bir kez daha ortaya koyuyordu. Yûsif, hayatında ilk kez bir sinema salonunda film izleyeceğini söyleyerek, Suriye rejiminin Kürt halkı üzerinde kurduğu kültürel ve siyasal baskının boyutlarına dikkat çekti. Yıllar boyunca dili yasaklanan, kültürel etkinliği cezalandırılan bir halk için bugün festivalin varlığı bile devrimsel bir kazanım niteliği taşıyor.

Küçük Gösterimlerden Uluslararası Bir Platforma

Rojava Uluslararası Film Festivali, 2016’da film gösteriminden ibaret mütevazı bir girişimken, bugün dünyanın dört bir yanından yönetmenleri ağırlayan, paneller ve tartışmalarla büyüyen uluslararası bir buluşmaya dönüşmüş durumda. 2022’de yapılması planlanan ama bölgeye yönelik saldırıların sürdüğü koşullarda imkansızlaşan festivalin bu yılki planlamasında yerli ve yabancı 81 film yer alıyor. Mihemed Şêxo Kültür Sanat Merkezi ile TEV-ÇAND sinema salonları aynı ayda izleyicilere ev sahipliği yaparak katılımın yüksekliğine uygun koşullar oluşturuldu. Kadın özgürlüğü, emek, demokrasi ve insan hakları temalı özel kategoriler ise festivalin sanatsal olduğu kadar toplumsal bir iddiası olduğunu da gösteriyor.

Ancak festival büyüdükçe, bölgedeki politik dengelerin sanata nasıl doğrudan müdahale ettiğini de daha görünür kılıyor.

Şam Hükümeti Engeli: Ortadoğu Sınırları Sanata da Kapalı

Bu yılın en çarpıcı olaylarından biri, Mısırlı yönetmen İsam Zekeriya’nın Rojava’ya geçişinin Şam Hükümeti tarafından engellenmesiydi. Zekeriya’nın festival kapsamında “Sinematografinin Dört Görevi” başlıklı bir seminer vermesi planlanıyordu. Ancak geçişine izin verilmemesi nedeniyle etkinlik iptal edildi. Bu durum, yalnızca bir yönetmenin seyahat özgürlüğünün engellenmesi değil; bölgedeki merkezi hükümetin kültürel üretim alanına nasıl müdahale ettiğinin de somut bir örneği oldu.

Festival komitesi, bu engellemenin sanatçılar arası dayanışmayı zayıflatmayı amaçlayan politik bir hamle olduğunu belirterek, dayanışmayı artırma çağrısında bulundu. Rojava’da kültürel alanın bölgesel güçler tarafından kuşatılması yeni değil; ancak festivalin genişlemesiyle birlikte bu müdahaleler daha görünür hale geliyor.

Bakur–Rojava Arasında Koparılan Kültürel Hat

Rojava ile Türkiye arasındaki gerilim ve kapıların kapalı olması, sadece günlük yaşamı veya ticareti değil, Kürt halkının kültürel etkileşimini de kesintiye uğratıyor. Bu yıl birçok Bakurlu sinemacı festivale katılmak istedi ancak Türkiye’nin politik engellemeleri ve sınır geçişlerinin kapalı olması nedeniyle Rojava’ya geçemedi. Böylece, aynı halkın iki parçası arasındaki sınırlar, sinemanın yaratıcı dolaşımını da vurmuş oldu.

Festival, Kürt sinemasının doğal coğrafi akışının devletler tarafından parçalanmasının en güncel örneklerinden biri. Rojava Film Komünü üyeleri, “Kürdistan’ın dört parçası arasında kültürel bağ kurmadan özgür bir sinema hattı inşa edilemez” diyerek, bu engelleri aşmanın yollarını tartışmaya devam ediyor.

Hafızanın Mekanı: Amûdê Sineması Yeniden Doğuyor

Festivalin en anlamlı gündemlerinden biri, Amûdê Sineması’nın yeniden inşası oldu. Rojava Film Komünü ve Amûdê Belediyesi’nin öncülük ettiği proje, yalnızca yıkılan bir binayı yeniden yapmak değil; katledilen 283 çocuğun anısını kurumsal bir hafıza mekanına dönüştürme çabası. Almanya ve İtalya’dan kurumların desteğiyle başlatılan projede -850 m² alana yapılacak olan sinema- üç salon, geniş bir fuaye ve kültür etkinliklerine açık bölümler yer alacak.

Gönüllülerden yönetmen Ersin Çelik’in sözleri projenin anlamını özetliyor: “Yakılan sadece çocuklar değildi; bir halkın geleceği hedef alınmıştı.” Bugün inşa edilen sinemanın her tuğlası hem yasın hem de direnişin parçası oluyor.

Kolektif Üretimin Doğuşu

Rojava’da sinema, 19 Temmuz Devrimi’nin kültürel kazanımlarından biri olarak komünal üretimin içinden doğdu. TEV-ÇAND ve sinema komünleri, bireysel rekabetin değil kolektif emeğin belirlediği bir sinema anlayışını benimsiyor. Senaryodan çekime, montajdan dağıtıma kadar bütün süreç kolektivizme ve dayanışmaya dayanıyor. Bu nedenle Rojava sinemasında estetik kaygı ile toplumsal sorumluluk birbirinden ayrılmıyor.

Festivalin açılış filmi Heval Birako, IŞİD saldırıları ile birbirinden koparılan iki kardeşin yaşadıklarını anlatıyor ve Türk devletinin SİHA saldırısında yaşamını yitiren gazeteci Nazım Daştan’a ithaf edildi. Bu bile Rojava sinemasının yalnızca sanat üretmekle kalmayıp, acının ve direnişin hafızasını kayıt altına alan bir alan olduğunu gösteriyor.

Ambargoya Rağmen Büyüyen Bir Kültür Alanı

Savaş koşulları, ambargo ve ekonomik yoksunluklara rağmen festivalin düzenlenebilmesi, Rojava toplumunun kültüre ve sanata verdiği değerin açık bir göstergesi. Amûdê Sineması için başlatılan kampanya da bölge halkının kendi kültürel hafızasına sahip çıkma kararlılığını güçlendiriyor.

Rojava’da sinema bugün yalnızca bir sanat dalı değil; hafıza, direniş ve geleceği kurma iradesinin kesiştiği bir zemin. Tüm engellemelere, kapatılan sınırlara ve politik müdahalelere rağmen festival, genç yönetmen, senarist ve oyuncuların irade, coşku ve heyecanları ile sürüyor.

Benzer Haberler

Metro inşaatında çökme |

İnşaat şirketinden iki yetkili hakkında tutuklama talebi

Kraliyet mücevheri Florentine |

100 yıl sonra ortaya çıktı

Yeniden Refah Partisi’nde kongre |

Fatih Erbakan yeniden genel başkan

Demirtaş’tan İHD Genel Kurulu’na mesaj:

Özgür bir geleceği mutlaka kuracağız

Meclis’te yoğun hafta başlıyor |

Komisyon toplanacak, beş bakanlığın bütçesi görüşülecek

1239 Sayılı Kanun’u örnek gösterdi |

Uçum adımları sıraladı: Komisyonun İmralı konusunda bir karar vermesi...