BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Koruculuğu kabul etmedi, gözaltında kaybettirildi |

Cumartesi Anneleri Nihat Aydoğan’ı sordu

Koruculuğu kabul etmedi, gözaltında kaybettirildi |

Koruculuğu kabul etmedi, özel tim tarafından ailesinin gözü önünde darpedilerek gözaltına alındı, kaybettirildi, ailsene de ‘Dağa çıktı, bir daha bu kapıya gelmeyin’ denildi, daha sonra nüfusa ölüm kaydı yaptırıldı. Cumartesi Anneleri, Nihat Aydoğan’ın akıbetini sordu.

HABER MERKEZİ – Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve faillerinin yargılanması talebiyle yaptıkları eylemin 1078’incini haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Basın metinin okuyan İHD’li Gülseren Yoleri, devletin gözaltında kaybedilme olaylarından sorumlu olduğunu vurgulayarak, cezasızlık politikasına son verilmesini istedi.

Gülseren Yoleri, bu hafta Nihat Aydoğan’ın hikayesini anlattı. Yoleri, şunları aktardı:

דNihat Aydoğan (39) Mardin’nin Midyat ilçesi Doğançay köyünde yaşıyordu. Koruculuk sistemini kabul etmeyen köy halkı üzerinde yoğun bir baskı uygulanıyordu. Daha önce gözaltına alınan, ağır işkenceye maruz kalan ve serbest bırakılan Nihat Aydoğan da güvenlik güçlerinin tehdidi altında yaşıyordu.

30 Kasım 1994 tarihinde sabah erken saatlerde, Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim mensubu, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan, eşi ve çocuklarının gözü önünde ağır biçimde darbedilerek, elleri ve gözleri bağlı şekilde Midyat Jandarma Karakolu’na, ardından Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldü.”

ÖLÜM KAYDI DÜŞÜLDÜ, AMA AKIBETİ AÇIKLANMADI

Yargı makamları, Aydoğan’ı arayan ailesine “Savcılıkta ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı” cevabını verdiğini belirten Gülseren Yoleri, devamında şunları söyledi:

דBunun üzerine eşi Halime Aydoğan, bir dilekçe ile savcılığa başvurdu; ancak savcı kendisine ‘Eşin dağa gitmiştir, bir daha bu kapıya gelme’ dedi. Aradan geçen uzun yılların ardından Nihat Aydoğan hakkında nüfus kayıtlarına ölüm kaydı düşüldüğü ortaya çıktı. Ailenin ölümün gerçekleştiği tarih, yer ve mezar bilgisine ilişkin soruları yanıtsız bırakıldı. Ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, bu bildirimi jandarma komutanının baskısı altında ve gerçeğe aykırı şekilde düzenlediğini itiraf etti.”

“TARAFSIZ SORUŞTURMA YÜRÜTÜLEMEDİ”

Aydoğan Ailesi’nin bugüne kadar yaptığı başvuruların etkisiz bırakıldığına dikkat çeken Gülseren Yoleri, “Olayın koşullarını, sorumlularını ve delilleri ortaya koyacak nitelikte etkili, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütülmedi. Son olarak, Nihat Aydoğan’ın da aralarında bulunduğu Midyat kayıplarına ilişkin olarak İnsan Hakları Derneği aracılığıyla yeniden yapılan başvuru üzerine Midyat Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir fezleke hazırlandı. Ancak savcılık, kişilerin kaybedildiğine dair bilgi bulunmadığını iddia ederek kapatılması talebiyle dosyayı Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi” diye konuştu.

“DEVLETİN KORUMASI ALTINDA KAYBEDİLMİŞTİR”

Gülseren Yoleri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nihat Aydoğan, devletin fiilî denetimi ve koruması altındayken kaybedilmiştir. Yetkili makamlar; yaşam hakkı, işkence yasağı ve etkili başvuru hakkı kapsamında doğan yükümlülüklerini yerine getirerek, Nihat Aydoğan’ın akıbetini açıklığa kavuşturmalı, olayda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlamalıdır. Kaç yıl geçerse geçsin, Nihat Aydoğan ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Benzer Haberler

TOKİ inşaatında iş cinayeti l

64 yaşındaki işçi Kadir Güven hayatını kaybetti

Gündem Gazze l

MİT Başkanı İbrahim Kalın Hamas heyetiyle görüştü

Gazeteci Cihan Berk’in tutuklanması l

Gazeteciler taleplerini sıraladı

Ünlülere uyuşturucu soruşturması l

Üç kişi hakkında yakalama kararı

“Hayatta kalmak için borçlanıyorlar” l

'Alternatif ekonomi programı' sempozyumu

“Kamuoyunun takdirine bırakıyorum” l

Zeydan Karalar'dan tutukluluk itirazı

Gültan Kışanak’tan ‘süreç’ açıklaması:

Sözümüzü güçlü kılıp sürecin rotasını çevirebiliriz