BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Komisyonun rapor hazırlığı |

DEM Parti’den eleştiri ve konsensüs vurgusu

Komisyonun rapor hazırlığı |

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, AKP ve MHP’nin Meclis Komisyonu’na  sunduğu raporların Kürt sorununun tarihsel ve siyasal boyutlarını karşılamadığını belirterek nihai rapor aşaması ve yasa süreci için konsensüs vurgusu yaptı.

HABER MERKEZİ – Kürt sorunun çözümü için devam eden süreç kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarında sona geliyor.

Geçtiğimiz hafta komisyonda bulunan partiler komisyonun hazırlayacağı rapor için önerilerini içeren taslaklarını komisyona sundu.

AKP, MHP ve CHP’nin komisyona sundukları raporlar “beklentilerin gerisinde kalan ve sürecin ruhuna uymayan bir yaklaşımla hazırlandığı” şeklinde eleştiriler aldı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, partilerin sundukları raporlara ve komisyondaki nihai rapor hazırlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Temelli, nihai raporun toplumun beklentilerini karşılayacak bir rapor olması ve konsensüs sağlanarak hazırlanması gerektiğine işaret etti.

Temelli, raporlarda Kürt sorununun tarihsel ve siyasal boyutlarının yeterince ele alınmadığını ve sürecin ruhuna uygun hazırlanmadığını söyledi.

KÜRT MESELESİNİ HİÇ ZİKRETMEYENLER VAR

Temelli AKP, MHP ve CHP’nin sunduğu raporlarla ilgili şu yorumda bulundu:

דKürt meselesinin çözümü olsun diyenler var; ama Kürt meselesini hiç zikretmeyenler de var. Tabii Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar partisi olarak çok daha kapsamlı, meseleyi çok daha doğru bir yerden ele alıp çözüm üreten bir yaklaşımını açıkçası beklerdik. Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi olsun bütün partilerin, meselenin çok boyutlu tarihsel arka planını ve son yaşanan gelişmeleri yeterince değerlendirebildiklerini söylemek hazırladıkları raporlara da bakarsak çok olanaklı değil.”

KONSENSÜS VURGUSU

Meclis Komisyonu’nun taslak metninin hazırlanma sürecine ilişkin bilgi veren Temelli, iktidar partisinin bu aşamada konsensüs arayışını sağlayarak Meclis çoğunluğuna dayalı ve rapordaki sınırlılıklar çerçevesinde bir kanun teklifi hazırlaması durumunda, söz konusu raporun mevcut haliyle beklentileri karşılamadığını söyledi.

דÇünkü toplumun beklentisi, Kürt halkının beklentisi, Türkiye siyasetinin beklentisinin gerisinde kalmış bir rapor olarak görüyoruz. İktidar kendi çerçevesinden bu raporu hazırlamış olabilir; ama Meclis’te yasa sürecinde konsensüsün muhakkak sağlanması büyük önem taşır. Çünkü beklentiler çok farklı ve kalıcı bir barışa giden yolun açılmasına yönelik bir özel yasanın çıkmasına dairdir.”

Raporlarla “her şey hal olacak” beklentisinin yanlış olduğunu, raporların partilerin görüşlerini yansıttığını belirten Temelli, şunları söyledi:

“Dolayısıyla Meclis bu raporu okuduğunda hangi parti ne düşünüyor, nasıl bir ortak akıl ilk başta ortaya konmuş ve sonrasında partiler buradan meramları, kendi arzuları, talepleri ne olmuş? Bunu görecek. İşte esas mesele de burada başlayacak. Dolayısıyla 27 Şubat’tan bu senenin sonuna kadar geldiğimizde yaşadığımız süreci biz bu rapora baktığımızda biraz anlamaya da çalışacağız. Neresini anlayacağız? Hem partiler bu süreci nasıl değerlendirmiş ve nasıl yaklaşmış, çözüme dair ne demiş? Hem de Meclis bu değerlendirme ışığında özel yasayı hazırlamak için bir sürece girecek. Buda önümüzdeki birkaç ay boyunca bu tartışmalarla yürüyecek. Meclis kanun teklifiyle bir özel yasa hazırlayacak ve bu tartışmalarda en kritik tartışmalar olacak.”

ADIMLAR

Süreç kapsamında yapılması gereken yasal düzenlemelere dikkati çeken Temelli, bazı adımların yasal düzenlemeye ihtiyaç duymadan atılabileceğini, bazılarında ise yasal düzenlemelerin gerekli olduğunu ifade etti ve önerilerini şöyle sıraladı:

דBunlar hasta tutsaklara yönelik atılacak adımlar, İdare ve Gözlem Kurullarının bu keyfi uygulamalarına son verecek adımlar olabilir. Yine Adli Tıp Kurumu’nun adeta kabul edilemez raporlarını sonlandıracak uygulamalar için bir şeyi beklemeye gerek yok. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının önünde bir engel yok. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmasının önünde bir engel yok. Hatta bunların uygulanmaması aslında bir suç teşkil ediyor. Yani Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak bir suçtur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları Anayasanın 90’ına bağlı olarak bağlayıcıdır. Bunların adımları neden atılmıyor? Yani bütün her şeyi iktidarın belirlediği süreç konseptine uygun bir araç haline getirmek. İşte bu sağlıksız bir durumu ortaya koyuyor. Çünkü örgütün silah bırakmasına bağlı gelişecek bir özel yasa diğer bütün yasaların, uygulamaların bunu destekleyen ve bundan olumlu etkilenen bir ilişkiye tabi kılınması gerekir. Dolayısıyla düzenlemeleri böyle yaptığınızda özel yasa sonucu ortaya çıkacak gelişmeler, çok daha olumlu etkiler yaratır. Bu etkilere bağlı olarak da diğer alanlarda da gelişmeler sağlanabilir.”

Benzer Haberler

Gündemde 10 Mart Mutabakatı var |

Fidan, Güler ve Kalın Şam'da Şara ile görüştü

Tespit edilebilen 91. çocuk işçi ölümü l

Eşarbını makineye kaptırdı: 17 yaşındaki Zehra hayatını kaybetti

Roboski Katliamı’nın 14’üncü yıldönümü |

Alevi kurumları Roboski'de: "Yaşadığımız acılar ve katillerimiz birdir"

Meclis’te ikinci taciz skandalı I

Bu kez üst düzey bir çalışanın adı geçiyor

İmamoğlu’ndan ‘süreç’ mesajı:

İktidar tek bir adımı bile samimiyetle atmadı

Meclis’te ikinci taciz skandalı I

Bu kez üst düzey bir çalışanın adı geçiyor

Süreç ziyaretleri |

İmralı Heyeti, Özgür Özel ile görüştü

Komisyonun rapor hazırlığı |

DEM Parti’den eleştiri ve konsensüs vurgusu