Fikret Başkaya
Neden insanlık yerlerde sürünüyor? Neden bunca açlık, yoksulluk, sefalet, etik yozlaşma var? Neden canlı yaşam tehdit altında? Neden güzel gezegenimiz giderek yaşanamaz bir yer haline geliyor? Bu durumun yegâne sorumlusu bu dünyada üretmek ve yaşamak için gerekli olan üretim araçlarına sahip olan mülk sahibi egemenler mi? İyi de o işi nasıl başarıyorlar? Eğitimlilerin, mekteplilerin, ‘uzmanların’, bizde “aydın” denilenlerin ihaneti, suç ortaklığı sayesinde değil mi? O anayasaları, o kanunları, yönetmelikleri kim, kimin hesabına yapıyor, uyguluyor? Katliam emrini kim veriyor? Sömürü düzenini kim “meşrulaştırıyor”? Eğitimli taifenin suç ortaklığı olmadan egemenler varlıklarını sürdürebilirler mi?
Kendinden öncesi üretim tarzlarından (köleci, feodal-tribüter) ‘uygarlıklardan’ farklı olarak, kapitalizmde sınıf değiştirme yolu kapalı değildir… küçük bir azınlık da olsa, ezilen -sömürülen sınıftan (proletaryadan), birilerinin de mülk sahibi sınıflar katına terfi etmesi mümkündür… Oysa, öyle bir şey kapitalizm öncesi dönemde mümkün değildi… Nitekim Osmanlı İmparatorluğunda “reaya oğlu reaya olur” denirdi… Kapitalizm dahilinde sınıf değiştirme yolu açıktır… ABD’de mülti-milyarderlerin kahir ekseriyeti en ünlü üniversitelerden mezun olanlardır…
Burjuva toplumunda sosyal düşünce parçalanmış, dar uzmanlık alanlarına, kompartımanlara hapsedilmiş durumdadır. Uzman, maddi-sosyal gerçekliğin çok küçük bir parçası hakkında bilgi sahibidir ama bütünden habersizdir; ağacı görür de ormanı görmez… Oysa gerçek bütündedir, hakikât bütündedir… Bilgisini, uzmanlığını sermayeye veya devlete satar…



