Kamil Tekin Sürek
Herkes konu başlığını farklı ifade edip, farklı anladığı için “süreç” demeyi tercih ettim. Herkesin kendine göre anladığı konudan söz edeceğim aşağıda.
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katılan siyasi partiler raporları Komisyona sundu ve yayımlandı. Raporlardan anlaşılıyor ki: İktidar partileri ile muhalefet partileri süreci farklı farklı değerlendiriyor ve farklı öneriler getiriyor. Muhalefet partileri esasen iktidar partilerinin silahsızlandırma ve PKK üyelerinin hapishanelere girmeksizin ülkeye gelme ve toplumsal yaşama dahil olmaları konusundaki yaklaşımına itiraz etmiyorlar ama bu adımlarla birlikte “barış ve kardeşliğin” sağlanması için baskı yasalarının en azından en öne çıkanlarından başlamak üzere aldırılması veya değiştirilmesini savunuyorlar. İktidar partileri ise bu konuda tek söz etmiyor. PKK Türkiye, Suriye ve Irak’ta bütün silahlarını bıraksın, teslim etsin ve devlete teslim olsun; biz de bir yasa uydurup bu teslim olan örgüt üyelerini denetimli olarak serbest bırakalım. Bizden bu aşamada başka bir şey beklemeyin diyorlar. MHP AKP’den farklı olarak umut hakkı uygulansın ve Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ hakkındaki AİHM kararları uygulansın diyor.
İktidar partileri Öcalan ile çok iyi anlaşıyorlarmış, Öcalan da kendileri gibi düşünüyormuş, DEM Parti ve bazı münafık muhalefet unsurları farklı yansıtmaya çalışıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar ama bu doğru değil. Daha ilk basın toplantısında Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı açıklamadaki gibi; Öcalan da sürecin karşılıklı adımlarla ilerlemesini, karşılıklı adımlar atılmasını istiyor. O yüzden İmralı’ya giden heyet konuşmaların tümünü açıklayamıyor.
Evet doğru, PKK’nin fesih edildiği açıklandı, bazı PKK’liler Türkiye’yi silahları ile terk etti ve bazı PKK’liler silahlarını yaktı ama PKK hâlâ aktif olarak çalışıyor, hâlâ binlerce silahlı PKK’li kamplarda bekliyor. Neden? Çünkü onlar süreci iktidar partileri gibi tanımlamıyor ve baskı rejiminde yasal iyileştirmeler bekliyorlar. Bir adım sen at bir adım ben atayım diyorlar. Bana söylemediler elbette ama bakan her göz bunun böyle olduğunu söylüyor. Süreç ilerliyormuş, problem yokmuş gibi yapmanın bir manası yok.
