DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, 10 Mart Mutabakatı’na olan bağlılıklarını bir kez daha teyit ederek, zaman zaman ihlaller yaşansa da geçici hükümetle doğrudan ve dolaylı diyalogların kesilmediğini ve ilerleme sağlamak için sürekli çaba gösterildiğini ifade etti.
HABER MERKEZİ – Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Tabka kentinde düzenlenen ve aşiret ileri gelenleri ile din âlimleri ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı, Kuzey ve Doğu Suriye’de Müzakere Komitesini Destekleme Danışma Heyeti toplantısına katıldı. Abdi, toplantıda video konferans aracılığıyla bir konuşma yaptı.
Abdi, ülkenin içinden geçtiği hassas süreçte özellikle toplumsal, dini ve sivil elitlerin toplumsal diyaloğu güçlendirme, ortaklık ilkesini pekiştirme ve toplumsal barışı koruma konusundaki merkezi rolünü vurguladı.
10 MART MUTABAKATI
Mazlum Abdi, Suriye geçici hükümetiyle imzalanan 10 Mart Mutabakatı’nın temel amacının, şiddetten uzak ve barışçıl bir ortamda diyalog yoluyla Suriye sorunlarını çözmek ve Suriye topraklarının birliğini güvence altına almak olduğunu belirtti. Demokratik Suriye Güçleri’nin anlaşma maddelerine bağlılığını teyit eden Abdi, zaman zaman ihlaller yaşansa da Şam ile doğrudan ya da dolaylı diyalogların kesilmediğini ve ilerleme sağlamak için sürekli çaba gösterildiğini ifade etti.
Abdi, son ayların, Mart ayı ile kıyaslandığında, Şam ile yürütülen diyalog sürecinde kayda değer gelişmelere sahne olduğunu belirterek yakın gelecekte ilerleme kaydedilebileceği yönündeki iyimserliğini dile getirdi. Abdi, güvenlik ve askeri dosyalar, sınır kapıları ile yeraltı kaynaklarının Suriye halkına ait olduğunu ve adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini söyledi.
ŞAM’LA YENİ TOPLANTILAR YAPILACAK
Güvenlik ve askeri entegrasyon dosyalarında, bölgenin istikrarı ve güvenliğini sağlamak ve terörle mücadelenin sürdürülmesini temin etmek amacıyla üzerinde çalışılan ortak bir mutabakat formülünün bulunduğunu belirten Abdi, önümüzdeki dönemde bu dosyaların görüşülmesine devam etmek üzere Şam ile yeni toplantıların yapılacağını, varılacak herhangi bir anlaşmanın ortak bir açıklamayla duyurulacağını belirtti.
MUTABAKAT YIL SONUNDA MI BİTİYOR?
Katılımcıların, 10 Mart Mutabakatı’nın süresinin yıl sonunda sona ereceği ya da askeri çözümlere dönüleceği yönündeki iddialara ilişkin sorularına yanıt veren Abdi, Suriye geçici hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara ile imzalanan anlaşmada sona erme tarihi için bir zaman sınırı belirlenmediğini açıkladı. Ateşkesin yıl sonuna bağlanmadığını vurgulayan Abdi, anlaşmanın uygulanmasına yönelik çabaların, maddelerin eksiksiz hayata geçirilmesine önem veren yerel, bölgesel ve uluslararası tarafların desteğiyle süreceğini söyledi.
Abdi, üyelerden birinin “Suriye kanı Suriyeliye haramdır” sözünü hatırlatması üzerine, nefret söyleminin reddedilmesinin 10 Mart Mutabakatı’nın en önemli maddelerinden biri olduğunu belirtti. Suriye içinde 14 yıl süren savaştan çıkar sağlayan ve hala çatışmayı körüklemeye çalışan taraflar bulunduğuna işaret eden Abdi, aşiret ileri gelenleri, şeyhler, aydınlar, sivil toplum temsilcileri ve halka bu söylemi reddetme, olumlu ve yapıcı diyaloğu benimseme çağrısı yaptı. Abdi, savaşın ülkeyi tükettiğinin ve artık daha fazla yıkımı kaldıramadığının altını çizdi.
YENİ ANAYASANIN GEREKLİLİĞİ
Abdi, Suriye’de köklü çözümler gerektiren en önemli meselelerden birinin de anayasa olduğunu vurgulayarak, bunun yönetim biçimi ve devlet yapısı, temel özgürlükler ve iktidarın paylaşımı gibi konuları kapsadığını söyledi. Bu dosyaların tüm Suriyeliler arasında derinlemesine diyaloglar gerektirdiğini ve geçiş süreciyle bağlantılı olduğunu belirten Abdi, bu aşamaya ulaşılıncaya kadar, tüm bileşenlerini kapsayan bir devlet çatısı altında Suriye kurumlarının birleştirilmesine yönelik pratik adımlar atılabileceğini ifade etti.
ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK VURGUSU
Abdi, DSG’nin vizyonunun, merkez ile vilayetler arasında yetki paylaşımını güvence altına alan ve geçmiş on yıllarda hakim olan aşırı merkeziyetçilikten uzak duran adem-i merkeziyetçiliğin benimsenmesi gerektiğine dayandığını vurguladı. Bölgelerin, halkının kararlara katılımını güvence altına alan demokratik bir şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti.
Afrin, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinden göç ettirilenlerin dönüşü konusunda ise Abdi, Şam’da Ahmed El Şara ile yapılan ilk toplantıda bu konuda ilkesel bir anlaşmaya varıldığını, ancak bu dosyada hızlı ilerlemeyi engelleyen pek çok engelin hala mevcut olduğunu söyledi. Onurlu dönüş yönünde geniş bir halk iradesinin bulunduğunu belirten Abdi, bunun geri dönenlerin güvenliğine dair gerçek güvenceler gerektirdiğini ve yıl sonundan önce bu hedefin henüz gerçekleştirilemediğini ifade etti.
MÜZAKERELERİN BAŞARISIZ OLMA İHTİMALİ
Şam ile müzakerelerin başarısız olma ihtimaline ilişkin olarak ise Abdi, bu senaryonun söz konusu olmadığını, müzakerelerin başarısız olmasının tüm Suriyelilere zarar vereceğini vurguladı ve bu sürecin akamete uğramasını önlemek için tüm çabaların gösterildiğini söyledi.
Geçiş hükümetinin bazı kurumlarının Özerk Yönetim çalışanlarına yönelik aldığı kararlara da değinen Abdi, bu adımların müzakere sürecine zarar verdiğini belirtti. Müzakerelerin genel olarak, sivil ve askeri kurumların birleştirilmesinden sonra Özerk Yönetim çalışanlarının Suriye devlet kurumları içindeki rolünü teyit ettiğini ifade etti. Abdi, çalışanlara yönelik her türlü idari ya da yargısal işlemin 10 Mart Mutabakatı’na aykırı ve kabul edilemez adımlar olduğunu söyledi.
Konuşmasının sonunda Abdi, anlaşmanın yönetimde ortaklık ilkesine dayandığını ve bunun bölgedeki tüm bileşenleri ve vilayetleri kapsayan bir hak olduğunu vurguladı. Rakka başta olmak üzere farklı bölgelerin müzakere sürecinde temsil edilmesinin önemine işaret eden Abdi, bunun halkın tutumlarını yansıtacağını ve Suriye’nin geleceğinde tüm bileşenlerin gerçek anlamda katılımını güvence altına alacağını ifade etti.
