Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Amed Dicle süreci yazdı |

Süreç tıkandı mı?

Amed Dicle süreci yazdı |

Bu aşamada gündeme gelen asıl mesele, kurulacak zemin üzerinden sürecin nasıl şekilleneceği. Meclis çatısı altında yürütülecek bir çözüm süreci, daha önceki dönemlerde eksik kalan toplumsal meşruiyet ve kurumsal güvenlik ihtiyacını karşılayabilir.

Amed DİCLE

Kürt meselesi, Türkiye siyasetinde yeniden merkezî bir başlık hâline gelmiş durumda. Ancak bu kez alışıldık “çatışma-çözüm” döngüsünden farklı bir tablo oluşuyor: Kürt hareketi, silahlı mücadeleyi sonlandırarak ve demokratik siyasete açık bir çağrıyla yönelerek süreci fiilen başlatmış durumda. Devlet ise bu çağrıya karşı ne ret ne de kabul pozisyonu alıyor; düşük yoğunluklu bir hareketlilik içinde. Bu gri alanın giderek siyasileştiği yer ise Meclis: DEM Parti’nin Meclis Başkanı ile yapacağı görüşme, Meclis çatısı altında bir komisyonun kurulması ve CHP’nin de komisyon fikrine destek vermesi, çözüm sürecinin parlamenter zemine taşınması ihtimalini güçlendiriyor.

Devletin çözüm sürecine yaklaşımı ne yavaşlıkla açıklanabilir ne de dikkatli bir stratejiyle. Ortada dikkat değil, kararsızlık ve parçalı irade var. Abdullah Öcalan bu durumu “norm-devlet” ile “norm dışı devlet” ayrımıyla tanımlıyor. Norm-devlet; siyasal meşruiyeti, yasal süreci ve demokratik çözüm iradesini temsil ederken, norm dışı olan (özellikle Zap ve Metîna’daki askeri operasyonları yürüten) yapılar, süreci sabote eden, çözüme doğrudan saldıran güçlerdir. Bugün devletin iki paralel hatta ilerlemesi; bir yandan çözüm taleplerine yanıt veriyor gibi görünürken, öte yandan sahada fiilî çatışmayı sürdürmesi, yalnızca süreci tahrip etmiyor, aynı zamanda kendi meşruiyetini de aşındırıyor.

Önceki gün Medya Haber TV’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat’ın da ifade ettiği gibi, süreç tamamen tıkanmış değil ama mevcut haliyle “istenilen düzeyde” ilerlemediği de açık. Bu durum, Kürt hareketinin “tek taraflı barış” pozisyonunu pekiştirirken, karşı cephedeki bekleyişin daha da dikkat çekici hâle gelmesine neden oluyor.

Özellikle 27 Şubat’ta Öcalan tarafından yapılan çağrı, sürecin yönünü belirleyen tarihsel bir dönüşüm adımıdır. Bu çağrıyla birlikte yalnızca silahlı mücadeleye son verilmedi, aynı zamanda Türkiye’ye kalıcı barış ve demokratik çözüm için yeni bir stratejik zemin önerildi. Bu tarihi adım, siyasi sistemin merkezini sarstı. Fakat şimdiye kadar siyasi ve demokratik bir karşılık verilmedi. Bu durumun sürdürülebilir olmadığı çok açık.

Bu aşamada gündeme gelen asıl mesele, kurulacak zemin üzerinden sürecin nasıl şekilleneceği. Meclis çatısı altında yürütülecek bir çözüm süreci, daha önceki dönemlerde eksik kalan toplumsal meşruiyet ve kurumsal güvenlik ihtiyacını karşılayabilir.

Eğer bu komisyon hayata geçerse, süreç açısından yeni bir eşik aşılmış olacak. Çünkü bu komisyonun çözüm sürecinin baş aktörü olan Abdullah Öcalan’la doğrudan görüşmesi, artık yalnızca teorik bir fikir değil, politik bir olasılık olarak gündemde. Bu tür bir görüşme, yalnızca teknik bir görüşme değil; devletin Kürt meselesini tanıdığı ve çözüm iradesini meşru aktörlerle kurduğu bir çerçeve anlamına gelecektir.

Bu ihtimal, aynı zamanda Öcalan cephesinde de yeni hamlelerin önünü açabilir. Zira süreç kurumsal bir zemine kavuştuğu anda, Öcalan’ın yeni bir politik müdahalede bulunması yalnızca muhtemel değil, aynı zamanda sürecin gidişatını belirleyici olacaktır. Bu da Erdoğan yönetimini, bugüne kadar sürdüregeldiği “zamana yayma” siyasetinden çıkmaya zorlayacak bir gelişme olur. Bu açıdan önümüzdeki günlerde sahada somut gelişmeleri görmek mümkün olacaktır.

Sonuç olarak: Türkiye’de çözüm arayışı yeniden şekilleniyor. Ama bu kez daha kurumsal, daha açık ve daha meşru bir zemin üzerinde. Devletin bu kez süreci zamana bırakmak gibi bir lüksü yok. Meclis zemininde atılacak her adım, yalnızca Kürt sorununun çözümüne değil, Türkiye’nin demokratikleşme rotasına da yön verecek. Karar anı yaklaşırken, her siyasi aktör için asıl soru şudur: Tarihin çağrısına kulak mı verilecek, yoksa bir fırsat daha mı kaçırılacak?

Benzer Haberler