Anayasa Mahkemesi kararlarının yerel mahkemler tarafından reddedilmesi ‘yargı’ ve ‘hukuk’ tartışmalarını derinleştirdi. Peki AYM kararları neden uygulanmıyor? Avukat Tugay Bek, Erdoğan’ın kullandığı, “Türkiye bir yargı devletidir” sözlerine dikkat çekerek, “Hiçbirimizin canı, malı, hürriyeti gerçek manada hukuksal bir güvencede değil” dedi.
Hacı BİŞKİN
Gezi davasında yargılanan Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM), hak ihlali kararı verdi. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin “süper temyiz mahkemesi gibi hareket ettiğini” öne sürerek kararı tanımadı.
| Tayfun Kahraman davası: HSK’ya başvuru yapıldı l Yerel mahkeme AYM kararını tanımadı |
Öte yandan Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı davasında yargılanan ve vekilliği düşürülen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için de 25 Ekim 2023’te hak ihlali kararı vermişti. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı da uygulanmamıştı. Peki AYM kararlarının yerel mahkemeler tarafından reddedilmesi ne anlama geliyor?
Avukat Tugay Bek, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş için verdiği ihlal kararına da değinerek yerel mahkemelerin AYM kararlarına uyması gerektiğine dikkat çekti.
“DÖNEMİN RUHUNU TARİF EDEN BİR TERCİH”
Nûmedya24‘ün sorularını yanıtlayan Bek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye bir yargı devletidir” sözlerine değindi. Bek, bu ifadenin “tesadüf” olmadığını söyledi:
“Cumhurbaşkanının kullandığı bu ifadenin bir dil sürçmesi olduğu düşünüldü. Bir gazetecinin de Selahattin Demirtaş’ın AİHM kararı doğrultusunda tahliye edilip edilemeyeceği sorusuna da Erdoğan bir kez daha ‘Türkiye bir yargı devletidir’ şeklinde yanıt verdi. Böylelikle bu kavramın dönemin ruhunu tarif eden bilinçli bir tercih olduğu netleşmiş oldu.”
“YEREL MAHKEMELER İÇİN BAĞLAYICI”
“Hukuk devletinde, kralı da bağlayan bir Anayasa ve yasalar vardır” diyen Bek, mahkemeler arasında hiyerarşik bir yapılanma olduğuna dikkat çekti. Bek’e göre, hukuk devletinde herkes, hatta en üst makamda bulunanlar dahi Anayasa ve yasalarla bağlıdır:
×Mahkeme kararlarının Anayasa’ya ve ülkemizin tarafı olduğu Uluslararası anlaşmalara uygunluğunu denetleyen, hak ihlali kararları veren AYM kararları da yerel mahkemeler yönünden bağlayıcı olması beklenir. Erdoğan’ın inşa ettiği bu yeni rejimde ise Anayasa, kanunlar ile AYM ve AİHS kararları iktidarın konjonktür el ihtiyaçları ile çeliştiği durumlarda yargıdan müesses nizamdan yana bir karar vermesi bekleniyor. Bu yeni normal ‘yargı devleti’ olarak tarif ediliyor.
Bek, CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasıyla ilgili de mahkemenin verdiği kararı örnek gösterdi: “Bunun en bariz örneği CHP habire kongre yaparken İstanbul 45. Asliye Hukuk hakiminin Gürsel Tekin’i kayyum olarak atanmasında da tanık oluyoruz. Bir mahkeme YSK kararlarını da tanımayarak iktidarın muhalefete yönelik ince hesaplanmış planlarının bir aparatı olabiliyor. Daha önce defalarca AİHM kararlarını tanımayan yeni tip yargı, Selahattin Demirtaş konusunda Suriye’deki gelişmeler, İmralı’daki görüşmelerin seyrine bakarak bir karar verecek gibi duruyor.”
“HİÇBİRİMİZİN CANI, MALI HUKUKSAL GÜVENCEDE DEĞİL”
Bek son olarak şunları söyledi: “Bugün Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Selahattin Demirtaş’ın yaşadıkları tüm yurttaşları kaygılandırması gerekir. Çünkü bu ‘Türk Tipi Yargı Devletinde’ hiçbirimizin canı, malı, hürriyeti gerçek manada hukuksal bir güvencede değil.”
×
YARGITAY BAŞKANI “AYM KARARLARINA UYULSUN” DEMİŞTİ
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez de 20 Ekim’de yaptığı bir açıklamada AYM kararlarının önemine vurgu yapmıştı. Kerkez, bireysel başvuru sonucu verilen ihlal kararlarının gereğinin yerine getirilmesi ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasının önemini vurgulamıştı.
Kerkez, “Anayasa Mahkememiz bir ihlal kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının, hepimizin buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerekir” demişti.



