Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Bakırhan zedeleyici dil ve tutumlara dikkat çekti |

Eskinin diliyle yeni inşa edilmez

Bakırhan zedeleyici dil ve tutumlara dikkat çekti |

Meclis grup toplantısında konuşan Bakırhan, sürecin özünün barış ve demokratik toplumsal mutabakat olduğunu belirtti, gidişatı zehirleyen dil ve üslubu eleştirdi.

HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesinin ardından Meclis grup toplantısında konuştu.

Ortadoğu’nun değişim ve dönüşüm sürecinde olduğunu ve dünyadaki tüm devletlerin gelecek yüzyılın rotasını çizme telaşına girdiğini ifade eden Bakırhan, “Gelin kendi rotamızı kendimiz çizelim. Bizim rotamızı başkaları belirlemesin, Türkiye halkları belirlesin. Rotamız Barış ve Demokratik Toplum çağrısı olsun, demokratik bir cumhuriyet olsun” dedi.

×Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Demokratik Ulus Mutabakatıyla gerçek bir eşitlik zemini kurabiliriz.

‘DEMOKRATİK ORTADOĞU, DEMOKRATİK TÜRKİYE’

Abdullah Öcalan’ın çağrısının rotalarını çizebileceği bir kapı araladığını belirten Bakırhan, demokratik bir Ortadoğu, demokratik bir Türkiye’nin eskiden hayal olduğunu ancak şu an bunun gerçekleştirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekti.

‘GÜVEN SORUNU VAR’

Bakırhan, bu sürecin layıkıyla devam edebilmesi için en önemli şeyin güven ortamı olduğuna vurgu yaparak, “Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu ikna edecek bir söylemin içerisinde yer almamız gerekiyor. Başta AK Parti olmak üzere geçmişte bu deneyimin içinde yer almış herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Bu süreçte yalnızca DEM Parti değil, herkes daha cesur olmalı, daha büyük sorumlulukla hareket etmelidir” dedi.

‘MHP’NİN ÇABASINI GÖRÜYORUZ’

Şu ana kadar yüz binlerce evin kapısını çaldıklarını ve eş başkanlar olarak kaleme aldıkları mektubu her eve bıraktıklarını ifade eden Bakırhan, toplumun endişe ve kaygılarını dikkatle dinlediklerini söyledi.

×MHP’nin kendi teşkilatı ve tabanına bu süreci anlatmak için çaba içerisinde olduğunu bizler de görüyoruz. Muhalefetteki siyasi partilerin bu konudaki duruşu fena değil. Ama bu sadece sözle değil, onların da bu sürece aktif katılım sunacak çağrılar yapması gerektiğini belirtiyoruz.

‘TOPLUMSAL RIZA SADECE BİZİM İŞİMİZ MİDİR?’

Halkın kendisine iktidarın neden sessiz kaldığını sorduğunu hatırlatan Bakırhan, “Sizlerin huzurunuzda bizler de iktidara, ana muhalefet partisine soruyoruz: Toplumsal rızayı gerçekleştirmek sadece bizim işimiz midir?” diye sordu.

‘HASTA MAHPUSLAR MESELESİ VİCDAN SIZLATAN BİR GERÇEK’

Bakırhan, 515 günde bin 26 tutsağın yaşamını yitirdiğini ve her gün cezaevlerinden 2 cenazenin çıktığını belirterek bu dehşet tabloyu sona erdirmenin barışın ilk ve en acil adımı olduğunu söyledi.

×Bir diğer adım da infaz düzenlemesine ilişkin olmalıdır. Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. İnfaz kanunu demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmelidir.

‘KAYYIMLAR DEMOKRASİYE AYKIRIDIR’

Haftasonu Diyarbakır’da Yerel Yönetimler Ara Konferansı’nın yapıldığını söyleyen Bakırhan, halkın iradesine müdahale eden kayyım uygulamasının demokrasiye aykırı olduğunun altını çizdi.

×Türkiye’nin barışı konuştuğu, aradığı süreçte bu kayyım belasından kurtulunmalıdır.

‘ESKİNİN DİLİYLE YENİ YÜZYIL KURULAMAZ’

Bakırhan, medyanın sürece uygun olmayan tahrik edici dil kullandığına dikkat çekerek şunları söyledi:

×Eskinin diliyle yeni bir yüzyıl kurulamaz, demokratik zemini oluşturamayız. Medyanın dili acilen değiştirilmelidir. Bilen bilmeyen herkes konuşuyor. Sabah akşam bize ve değerlerimize hakaret edenlerin dili, çözümün zeminini zehirliyor. Çok açık söylüyorum, biz de tabanımız da rahatsızız. Medya çözüm dilini ne kadar benimser ve kullanırsa, barışın toplumsallaşması da o kadar güçlü olur. Barış dilde başlar, toplumda hayat bulur.

‘ÜLKENİN DİLİ VE BAŞKENTİYLE SORUNUMUZ YOK’

“Derdimiz Türkiye’nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir” diyen Bakırhan, devlet artı demokrasi formülünü savunduklarının altını çizdi.

×Yüzyıllık tekçi ve inkarcı yaklaşım, insanların kafasında soru işaretleri de yaratıyor. Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı. Biz Kürdün dilinin, kültürünün ve varlığının dışlanmadığı, Alevi’nin eşit yurttaş olacağı bir ülke istiyoruz. Demokratik, eşit vatandaşlık istiyoruz. Var mı burada kimseyi rahatsız edecek bir şey? Ülke demokratik olsun. Güçlü yerel demokrasi istiyoruz. Batman’a kayyım atanmasın istiyoruz.

‘SÜRECİN ÖZÜ DEMOKRATİK TOPLUMSAL MUTABAKATTIR’

Bakırhan, bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduklarını, sürecin özünün eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakat olduğunu vurguladı.

×Toplumun ve siyasetin ortak ve acil barış ihtiyacını tüm farklılıklarımızla rağmen demokratik uzlaşıyla çözmeye kararlıyız.

‘BİZ ÜÇÜNCÜ YOLUZ’

Bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin demokratik bir anayasa ile güvence altına alınabileceğini ifade eden Bakırhan, darbenin panzehrinin özgür siyaset olduğunu söyledi.

×Siyaseti kişisellikten arındırıp kurumsal çözümlere kavuşturma zamanıdır. Anayasa tartışması tabu değil, demokrasi, özgürlük ve adalet ekseninde samimi müzakere alanı olmalıdır. Ne eski vesayete sığınırız ne de mevcut merkezileşmeyi kabul ederiz. Biz üçüncü yoluz. Biz demokratik zeminiz. Biz kimsenin yedeği ya da pazarlık unsuru değiliz, biz DEM Partiyiz. Demokratik siyasetin kurucu unsuruyuz, kendisiyiz. Rotası demokrasi olana elimizi uzatırız, barışa gönül verene yüreğimizi açarız.

Benzer Haberler