Sevda Çetinkaya
İktidara karşı olmak kimseyi otomatik olarak barıştan yana yapmaz.
Bakınız İYİ Parti ve Zafer Partisi.
Tarihsel meseleler taktik hamlelerle değil; risk alarak, siyasi cesaret göstererek çözülür.
CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararı stratejik ve tarihsel bir hata bana göre.
Şu nedenlerle:
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in açıklamasındaki temel gerekçeler şöyleydi:
“Süreç şeffaf değil” dedi.
Doğru.
Peki o şeffaf olmadığını düşündüğünüz masaya gidip ne olup bittiğini öğrenmek için bir fırsat olamaz mıydı bu görüşme?
Pazarlık var mıydı? Saklanan bir şey var mıydı?
Çözüm sürecinin ana aktörlerinden biri olan Abdullah Öcalan’a bunları sorma imkanı ayağınıza gelmiş, devlet organize ediyor üstelik bu ziyareti.
Eleştirilerinizi, tüm şüphelerinizi doğrudan konuşma şansı çıkmış ortaya.
Sonra da bunu “rızası olmayan millete” en şeffaf haliyle anlatabilme fırsatı.
Milletin rızası gökten zembille inmeyecek, siyasetçilere bakıyorlar, referans alıyorlar.
İkinci gerekçe de şuydu:
“Kayyımlar kalkmadan İmralı’ya gidilmez.”
Buradan hareket edersek, iktidarın bugün veya dün yaptıkları yüzünden hiçbir zaman hiçbir barış masası kurulamaz.
Barış steril, sorunsuz koşulların mı meselesidir?
Tam tersine.
En sert, en anti demokratik dönemlerde çatışma çözümü ve barış için masaya oturulur.
19 Mart sonrası yaşananlar bize yeterince göstermedi mi?
Barış, otoriterliğin, kötülüğün arttığı yerde daha da hayati hale gelir.
Bunu Kürtler on yıllardır en yıkıcı biçimde yaşadı, tecrübe etti.



