“Barışın Yolunu Açmak” konferansının açılış konuşmasını yapan Rıza Türmen, Kürt sorununun çözümünün toplumsallaşmayla mümkün olduğunu belirterek, “Barış; silahları ortaya çıkan sebeplerin yok edilmesiyle olur. Demokrasi cephesi Kürt sorununa demokratik şekilde bir çözüm önerisi sunmalı” dedi.
HABER MERKEZİ- Barış İçin Toplumsal Girişim, Kürt sorununun demokratik çözümü çerçevesinde ortak politika ve mücadele araçlarını tartışmak amacıyla Eyüp Sultan Kültür Merkezi’nde “Barışın Yolunu Açmak” konulu konferans düzenliyor.
Konferansa çeşitli kesimlerden çok sayıda siyasetçi, aydın ve sanatçı katıldı. Konferansın açılış konuşmasını, eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıcı Rıza Türmen yaptı.
Türmen, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı, ardından PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma kararını ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece dair açıklamalarının umut verici olduğunu söyledi.
Tüm bu çağrıların birbirinden bağımsız görülmemesi gerektiğini ifade eden Türmen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
דBir tarafta barış süreci var, diğer tarafta barıştan uzaklaşmak var. Bir tarafta barış var, diğer tarafta baskıcı bir rejim var. Bu böyle olmaz. Bunlar kompakt şeyler. Bu süreçleri birleştirmek lazım. Demokratikleşme süreci ancak böyle olur. İktidarda olan Ak Parti azınlık iktidarına dönüştü. Böyle olunca iktidarda baskı yolluyla kalmaya çalışıyor. Öbür taraftan tabanını genişletmek için Kürt oylarına göz kırpıyor. Bu çelişkili süreç tamamen anlamsız değil. Yine DEM Parti ve CHP’nin arasını bozmaya çalışıyor. Bir kapı aralanmıştır. Silahların bırakılmasına; Kürt sorununa sadece güvenlik değil, sosyal siyasal çözüm perspektifinden bakılmalıdır. Bu sorun demokratikleşmeyle birleşmeli. Burada önemli olan faktör barışın toplumsallaşması. Çünkü barış sadece silahların bırakılması değildir, barış silahları ortaya çıkan sebeplerin yok edilmesiyle olur. Barış sürecinin başarılı olması için halk sürecin öznesi haline getirilmelidir. Savaşın nedenleri kalkmazsa yeniden savaş çıkar. Sürecin toplumsallaşması önündeki en büyük engel iktidarın baskıcı adımları oluyor. O yüzden bir taraftan şiddete son verirken, diğer taraftan şiddete başvurursanız inandırıcı olamazsınız. “
‘KÜRT SORUNU KÜRTLERDEN İBARET DEĞİL’
Kürt sorununun tüm toplumun sorunu olduğunu belirten Türmen, sorunun ancak devletin demokratikleşmesi, çok kimlikli bir toplumsal yaşamın kurallarını belirlenmesiyle çözülebileceğini vurguladı:
“Çoğulcu demokrasiyle Kürt sorunu çözülür. Bu nedenle sorun; sadece Kürtler ve devlet arasında bir sorun değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun. Dolayısıyla çözüm ortak yaşam iradesiyle ortaya çıkar. Bunun için ortak bir çözüm dili bulmalıyız.”
‘CHP SÜRECE ÖNDERLİK ETMELİ’
Sorunun çözümü için Meclis’te komisyon kurulmasının soruna sadece ‘güvenlikçi’ bir yaklaşımla bakılmamış olmasını sağlayacağını dile getiren Türmen, komisyonun esaslarının ne olması gerektiğine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Türmen şunları belirtti:
דKomisyon, partilerin çoğunluğuna göre belli olacak gibi duruyor. Ancak her parti eşit olarak üye sayısı vermelidir. Komisyonda salt çoğunlukla karar alınacak ancak sadece iktidarın kararları geçmiş olacak burada. Burada nicelik değil, niteliğe bakılmalı. Yine sivil toplum bu çalışmaların içerisinde olmalıdır. Türkiye’de demokrasi mücadelesi vermek zorundayız. Bu mücadele mutlaka Kürt siyasal hareketini içine almalıdır. Demokrasi cephesi Kürt sorununa demokratik şekilde bir çözüm önerisi sunmalı. Bugün CHP, bu sürece önderlik etmeli, sadece desteklemek ya da karşı çıkmak olmaz. Çözüme ilişkin somut bir plan ortaya koymalı.”
DEM PARTİ: HER ÇABA ÇÖZME DAHA FAZLA YAKLAŞTIRACAK
Konferansa bir mesaj da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Bakırhan tarafından gönderildi.
Konferansın sabah oturumunda, çözüm süreci deneyimleri ve Kürt sorununun geldiği aşama tartışılıyor. Bu bölümde, eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, CHP eski Genel Başkanı Hikmet Çetin, önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Arslan ve Kafkas Dernekleri Federasyonu temsilcisi Ayça Atçı söz alacak.
Öğleden sonraki oturumlarda ise barış sürecinin demokratikleşmeyle ilişkisi, ortak politikaların oluşturulması ve hukuki reform ihtiyacı ele alınacak. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eğitim politikaları alanında çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Fatma Gök’ün moderatörlüğünde yürütülecek bu oturumlarda; CHP, DEM Parti ve bağımsız akademik çevrelerden temsilciler yer alacak.
Konferansın sonunda, tüm tartışmaların ve önerilerin yer aldığı bir sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşılacak.
