Abluka ve saldırı altındaki Gazze haberlerinde İsrail yanlısı dil kullanıldığını belirten BBC çalışanları, açık mektupla yönetime seslendi. Mektupta kurumdan tarafsız ve şeffaf yayıncılık talep edildi.
HABER MERKEZİ- 107 BBC çalışanı, Genel Müdür Tim Davie ve İcra Kurulu Başkanı Deborah Turness’e açık mektup yazarak, kuruluşun Gazze haberlerinde “İsrail hükümeti ve ordusu için sık sık PR yaptığı” eleştirisinde bulundu.
Mektupta, BBC’nin Gazze’de yaşananları doğru şekilde aktaramadığı, editoryal standartlarda eksiklikler olduğu vurgulandı. Çalışanlar, bu durumun “BBC’deki herkes için büyük bir utanç ve endişe kaynağı” olduğunu belirtti.
Gazeteciler mektupta, “Haberleri şeffaf bir şekilde ve bağlamıyla birlikte sunmamıza izin verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
BBC çalışanlarının açık mektubu şöyle:
×BBC’nin İsrail/Filistin haberleriyle ilgili şeffaf olmayan editoryal kararları ve sansür uygulamaları konusundaki endişelerimizi ifade etmek için yazıyoruz. “Gazze: Ateş Altındaki Sağlıkçılar” belgeselinin yayınlanmaması yönündeki karar, gündem güdümlü kararların uzun bir listesinin son örneğidir. Bu, BBC’nin İsrail söz konusu olduğunda hâlâ “tarafsız veya eşit davranmadığını” bir kez daha göstermektedir.
BBC’nin, içeriği BBC kılavuzları ve editoryal politikalarına uygun olarak onaylanmış olmasına rağmen, kıdemli yöneticiler tarafından belgeselin yayınlanmaması yönünde karar verdiğini anlıyoruz. Bu kararın siyasi bir karar olduğu ve habercilik kalitesini yansıtmadığı ortadadır. BBC’nin yakın zamanda yaptığı bir açıklamada, filmin yayınlanmasının “tarafsızlık algısını zedeleyebileceği” belirtilmiştir. Bu, bizim gibi birçok çalışanın birebir yaşadığı bir durumu yansıtmaktadır: İsrail hükümetine eleştirel yaklaşan bir yayıncı gibi algılanma korkusuyla hareket eden bir kurum.
BBC’den taraf olmalarını istemiyoruz. Haberleri şeffaf bir şekilde ve bağlamıyla birlikte sunmamıza izin verilmesini talep ediyoruz. Birçok çalışan için, BBC’de üst düzeylerde alınan bu şeffaf olmayan kararlar, açıklama yapılmaksızın alınmakta ve izleyiciye ulaşmamızı engellemektedir. Kurum olarak, İngiltere hükümetinin Filistin’e yönelik savaştaki rolüne dair önemli analizler sunmadık. Silah satışları veya yasal sonuçları hakkında haber yapamadık. Bu haberleri rakip medya kuruluşları sundu, biz değil.
Bu durum tesadüfen değil, bilinçli bir tercihle oluşmuştur. BBC’nin bu alandaki haberciliği anti-Filistinci ırkçılıkla şekillenmektedir. Haber standartları tutarsız bir şekilde uygulanmaktadır. Özellikle BBC Yönetim Kurulu üyesi Sir Robbie Gibb’in rolü dikkat çekmektedir. Gibb’in, İsrail yanlısı duruşuyla bilinen bireylerle yakın ilişkileri bulunmaktadır. Daha önce Filistin karşıtı içerikler paylaşmış bu kişinin, “Gazze: Ateş Altındaki Sağlıkçılar” belgeselinin yayınlanmaması gibi kararlarda rol alması bizi endişelendirmektedir.
Bu çıkar çatışması, BBC yöneticilerinin “tarafsızlık” adına sansür uygulamasının çifte standart taşıdığını gösteriyor. İsrail hükümetini eleştiren haber veya içerik paylaşan gazeteciler, sosyal medya geçmişleri nedeniyle ayrımcılığa uğrarken, Gibb gibi ideolojik duruşları bilinen kişiler BBC’de karar verici konumda kalabilmektedir. Artık BBC’nin lisans ücretini ödeyen kamuoyuna bu ideolojik kararları açıklamak mümkün değildir.
Ekim 2023’ten bu yana, BBC’nin İsrail/Filistin haberciliğinin kendi editoryal standartlarımızı karşılamadığını seyircilerimize aktarmak giderek zorlaşmıştır. BBC’nin sahada neler olduğuna dair eksik haberciliği ile izleyicilerimizin farklı kaynaklardan gördüğü gerçekler (insan hakları örgütleri, BM yetkilileri, gazeteciler) arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Bazı bölümler ve uluslararası muhabirler dışında, BBC’nin genel yayınlarında Gazze’deki gerçekler ve savaşın bağlamı yeterince yansıtılamamıştır.
BBC’nin İsrail hükümeti ve ordusu için halkla ilişkiler faaliyeti yürüttüğü hissi oluşmuştur. Bu, BBC’deki herkes için büyük bir utanç ve endişe kaynağı olmalıdır.
Bu eksikliklere rağmen, son aylarda kamuoyunda büyük bir değişim yaşanmıştır. İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçların boyutu, artık halkın ve birçok parlamenterin daha fazla farkına vardığı bir gerçek hâline gelmiştir. BBC’nin editoryal kararları ise gitgide gerçeklikle uyumsuz hâle gelmektedir. Kararların, izleyicilerin ihtiyaçlarını karşılamak yerine siyasi bir gündeme uymak amacıyla alındığı sonucuna varmak zorunda kaldık. Sektörün içinden gelen insanlar ve BBC çalışanları olarak bizler bunu doğrudan tecrübe ettik. Bölgedeki son gerilimlerle birlikte bu konu daha da acil hâle gelmiştir. BBC’nin yayınları, İsrail’in rolünü küçümseme eğiliminde olup, güvenilirliğimizi zedeleyen “önce İsrail” odaklı bir çerçeve sunmaktadır.