CHP’li 81 il başkanı, kurultaya açılan davaya karşı Ankara’da buluştu. İl örgütleri adına yapılan açıklamada, “Kayyum ya da butlan kararını tanımayız” denildi.
HABER MERKEZİ- CHP’li 81 il başkanı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in seçildiği 38. Olağan Kurultay’a ilişkin açılan davaya karşı Ankara’da toplandı. Yaklaşık beş saat süren toplantının ardından CHP Genel Merkezi önünde basın açıklaması yapıldı.
İl başkanları adına ortak açıklamayı CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol okudu.
Erkol, üyelerin ve delegelerin iradesiyle oluşan seçilmiş yönetimi esas alacaklarını vurgulayarak, dava sonucunda çıkabilecek kayyum ya da butlan (geçersizlik) kararını tanımayacaklarını söyledi.
Erkol, açıklamasında şunları kaydetti:
“Bu iradeyle; 81 il başkanı olarak butlan ve kayyum tartışmalarına karşı önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, önceki dönem genel başkanlarımıza, milletvekillerimize, partimizde görev yapmış ve yapmakta olan tüm yöneticilerimize ve büyük örgütümüze çağrımızdır: Ülkemizin geleceği açısından kritik bu dönemde hepimize düşen görev, partimize yönelik kuşatmayı hep birlikte dağıtmak ve partimizi iktidara taşımaktır. Biz buradayız, omuz omuzayız.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de 15 Haziran’da yaptığı açıklamada, kurultaya ilişkin verilecek herhangi bir kayyum kararını tanımayacağını duyurmuştu.
NE OLMUŞTU?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturmada, aralarında tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de bulunduğu 12 kişi hakkında “seçim kanununa muhalefet” suçundan iddianame hazırlamıştı.
İddianamede, sanıklar hakkında 3 yıla kadar hapis cezası ve siyaset yasağı talep edilmişti. Soruşturmanın, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın şikâyeti üzerine başlatıldığı, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise iddianamede “mağdur” sıfatıyla yer aldığı belirtilmişti.
Öte yandan, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi “rüşvet” suçlamasını da içerebileceği gerekçesiyle ağır ceza mahkemesine gönderme kararı almıştı.