Veysi Sarısözen
Çözüm sürecinin önünde pek çok engel olmakla birlikte, aktüel en büyük engel AKP ve CHP arasında süren, giderek tehlikeli şekilde tırmanın “iktidar savaşıdır.” Devletle PKK arasındaki savaş sona erdiği halde, sürecin olumlu sonuç vermesinde belirleyici rol oynayacak AKP ve CHP arasındaki savaş süreci tıkayan en temel faktördür.
Devleti, Başkan Öcalan’la uzlaşmaya yönelten sebep özünde “devletin bekasının” tehlikeye girmiş olmasıdır. AKP ve CHP’nin çözüm temelinde uzlaşmasını önleyen sebep ise bu partilerden birinin iktidarını koruma diğerinin ise iktidarı kazanma amaçlarıdır.
Oysa devlet kendisine isyan eden PKK’yle ve PKK de Kürt halkını inkar ve imha etmek isteyen devletle savaşa son vermiş; buna karşılık AKP ve CHP Türkiye’nin ve Kürdistan’ın, tüm bölge halklarının kaderi ile ilgili çözüm sürecinin bağrında “iktidar savaşını” en azından çözüm sürecinin sonuç vermesine kadar bir “siyasi mütarekeyle” sonlandırmak yerine tırmandırmaya devam etmektedirler.
Hiç kuşkusuz bu iktidar savaşının tırmanmasında asıl sorumluluk Saray rejimine aittir. Böyle olsa da bu savaşı sona erdirme perspektifine iki parti de sahip değildir. CHP savaşı “erken seçimle” AKP iktidarını yıkarak sonlandırma, AKP de CHP’yi bölerek ya da kapatarak sonlandırma amacındadır. Kapatma gibi bir amaca karşı “erken seçimle yıkma” amacı elbette meşrudur. Ama bu meşruiyet “iktidar savaşlarının” çözüm sürecini neredeyse imkansız hale getirdiği gerçeğini değiştirmemektir.



