Ahmet Davutoğlu, “Barışın Yolunu Açmak” konferansında Kürt sorununun çözümüne dair yeni anayasa, eşit yurttaşlık ve anadilde eğitim gibi başlıklardan oluşan 10 maddelik önerisini kamuoyuyla paylaştı.
HABER MERKEZİ – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da düzenlenen “Barışın Yolunu Açmak” konferansında Kürt sorununun çözümüne yönelik 10 maddelik önerilerini sundu.
“Kürt Meselesi: Yeni Bir Demokratikleşme Sürecinin Temel Unsurları” başlığıyla önerilerini sıralayan Davutoğlu’nun önerileri arasında sorunun çözümü için yeni anayasa, eşit vatandaşlık ve anadilde eğitim gibi başlıklar yer aldı.
Davutoğlu’nun konferansa sunduğu 10 maddelik çözüm önerileri şöyle:
Ortak ve yerli bir yaklaşım: Kürt Meselesi’ne yönelik çözüm arayışları, dış model ve merkezlerden ziyade, Türkiye’nin kendi tarihsel ve toplumsal dinamiklerine dayanmalı, bize özgü, yerli ve sahici bir dil geliştirilmelidir.
Sivil, özgürlükçü ve kapsayıcı anayasa: Mevcut 12 Eylül Anayasası’nın yerine, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, tüm toplumu kapsayan, sivil ve demokratik bir anayasa inşa edilmelidir.
Düşünce ve ifade özgürlüğü: Farklılıkların ifade edilebildiği, açık diyalog ve empati zeminlerinin oluşabildiği tam bir ifade özgürlüğü ortamı, kalıcı çözümler için gereklidir.
İmtiyaza ve ayrımcılığa dayanmayan eşit vatandaşlık: Etnik kimliği, inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun tüm yurttaşlarımızın eşit haklara sahip olduğu bir vatandaşlık anlayışı esas alınmalıdır.
Kapsayıcı muhataplık: Kürt Meselesi’nin çözümü, yalnızca bir kesimin değil, tüm vatandaşlarımızın, tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun ortak gündemi olmalıdır. Karşılıklı güvensizlik yerine güven esas alınmalıdır.
Anadilin eğitimde ve sosyal hayatta kullanımı: Anadilin öğrenilmesi ve kullanımı temel bir insan hakkıdır. Türkçeyle birlikte Kürtçenin de eğitimde ve kamusal hizmetlerde kullanılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Demokratik yerel yönetimler: Merkezi vesayet mekanizmalarının yerine, demokratik meşruiyete dayalı ve yerinden yönetime imkân tanıyan bir yerel yönetim sistemi inşa edilmelidir. Seçilmişlerin yargı kararı olmadan görevden alınması ve kayyum atanması uygulamaları son bulmalıdır.
Sınır ötesindeki Kürtlerle sağlıklı ilişkiler: Türkiye, komşu ülkelerdeki Kürtleri bir tehdit değil; bölgesel barışın, istikrarın ve ortak geleceğin paydaşı olarak görmeli, dışlayıcı değil kapsayıcı bir vizyon geliştirmelidir.
Yeni bir sosyo-ekonomik kalkınma stratejisi: Özellikle gençlerin ve kadınların bölgeye dair umutlarını yeniden canlandıracak, tarım, hayvancılık, eğitim ve teknoloji odaklı bölgesel kalkınmayı hedefleyen bütüncül bir strateji geliştirilmelidir.