Konya’da Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırının üzerinden 4 yıl geçti. Yargıtay, tetikçiye verilen müebbet cezasını onadı ancak olayın arkasındaki yapıların ortaya çıkarılması talepleri karşılıksız kaldı. Delillerin karartıldığı iddiası ise cezasızlık endişelerini artırıyor.
HABER MERKEZİ – Konya’nın Meram ilçesinde, 30 Temmuz 2021’de Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin evlerinde öldürülmesinin üzerinden 4 yıl geçti. Saldırıyı gerçekleştiren Mehmet Altun, kamera kayıtlarına göre, evde bulunanlara defalarca ateş ettikten sonra evi ateşe vermiş ve olay yerinden kiralık araçla kaçmıştı. Fail, dört gün sonra memleketi Bozkır’da yakalanmıştı.
×Yedi kişilik bir aileyi hedef alan bu saldırı, kamuoyunda “ırkçı bir katliam” olarak tartışılmış, olay öncesi yaşanan tehditler, mahkeme sürecine dahil edilmeyen deliller ve zanlının kolluk kuvvetleriyle ilişkisine dair iddialar uzun süre gündemde kalmıştı.
30 Temmuz 2021 tarihinde Konya’nın Meram ilçesinde Yaşar Dedeoğulları’nın evini basan Mehmet Altun aile üyelerine tabancayla ateş etmişti.
Saldırıda Yaşar Dedeoğulları, eşi İpek Dedeoğulları, çocukları Serap Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Sibel Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Barış Dedeoğulları yaşamını yitirmişti.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, fail Altun için “canavarca hisle yedi kişiyi tasarlayarak öldürme” suçundan yedi kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Yargılama sonunda verilen ceza geçtiğimiz hafta Yargıtay tarafından da onandı. Ancak saldırının azmettiricileri olarak gösterilen sanıklar hakkında açılan soruşturmalarda ilerleme kaydedilemedi.
DELİLLERİN AKIBETİ BELİRSİZ
Dava sürecinde, olay gününe ait güvenlik kameralarının iki dakikalık bölümünün silindiği, failin telefon görüşmelerinin dosyaya eklenmediği, HTS kayıtları ve banka hesaplarının incelenmediği ortaya çıktı. Ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut, bu ihmallerin, “katliamı bireysel bir suç gibi gösterme çabası” olduğunu söylüyor.
Cezaevi görüşmelerinde Mehmet Altun’un, “Polis bana yardım etti, bana sarılmak için kendilerini zor tuttular” sözleri dikkat çekmişti.
Yine, katliam öncesi 45 dakikalık polis görüşmesinin yalnızca 12 dakikasının kayıt altına alınabildiği, geri kalan kısmın “anlaşılamadı” notuyla dava dosyasına konduğu belirtildi. Savcılığın, “suçu iki kişi üstlensin, gerisi serbest kalsın” yönünde tutanaklara yansıyan ifadeleri de cezasızlık tartışmalarını güçlendiren kanıtlardan.
GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BİR KATLİAM
Dedeoğlu ailesine dönük ilk saldırı 12 Mayıs 2021 tarihinde oldu. 45-60 kişinin saldırısına uğrayan 7 kişilik aile yaralanmış ve bazıları ise yoğun bakımda tedavi görmüştü. Olayın ardından Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sırasında gözaltına alınanlar, ikinci saldıran kısa bir süre önce serbest bırakılmışlardı.
Avukatların bu saldırı ile katliam arasında bağ kurma girişimi ise mahkemece reddedildi. İnsan hakları örgütleri ve avukatlar, iki dosyanın ayrılmasını “katliamın bütünlüğünün parçalanması” olarak nitelendirdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Konya Şubesi, devlet kurumlarının sorumluluğunu yerine getirmediğini belirterek olayın “göz göre göre gelen bir katliam” olduğunu ifade etti.
ULUSLARARASI HUKUK YOLLARI GÜNDEMDE
Avukat Karabulut, iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını açıkladı. “Tek bir kişiyi cezalandırmakla bu dosya kapanmaz” diyen Karabulut, hem delillerin karartılması hem de kamu görevlilerinin olaydaki sorumluluğunun araştırılmaması nedeniyle davanın uluslararası mahkemelere taşınacağını belirtti.
Aile avukatından karara tepki | Yargıtay Dedeoğulları Katliam Davası kararını onadı