BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Evdalê Zeynikê ile Dadaloğlu’nun Kozan Dağı Savaşı (1865-1866) – (II)

Evdalê Zeynikê ile Dadaloğlu’nun Kozan Dağı Savaşı (1865-1866) – (II)
Sedat ULUGANA
(İkinci bölüm)

Sürmeli Mehmet Paşa ve süvarileri, rengârenk elbiseleri, süslü atları ve uzun Kürt mızraklarıyla Erzurum’a doğru hareket ederler. Erzurum’a vardıklarında paşa ve vali tarafından kabul edilir, halkın da yoğun ilgisiyle karşılaşırlar. Burada üç gün kaldıktan sonra Dersim’e doğru ilerlerler. Erzurum Valisi, Paşa’yı Dersim hakkında şu sözlerle uyarmıştır:

“Dersim’den geçerken çok dikkat edin Paşam; çünkü oranın halkı çok asidir, size saldırabilirler.”

Öyle ki Dersim coğrafyası, süvarileri hem etkiler hem de tedirgin eder. Bu sırada Sürmeli’nin alayında bulunan Evdal de  idiaya göre  (iddia eden Evdal’ın torunu Emer’dir ) Dersim’in doğasından ve özellikle kadınların güzelliğinden  etkilenir; Dersim üzerine şu stranı söyler:

Dêrsimê xweş Dêrsimê
Dilêm loy lo dilêm loylo
Dilêm lo lo Dersimê xweş Dêrsimê
Avên çeman u kanyan tên ser me da gime gim,
Lu zime zime
Ezê li Dêrsima jêrin rastî sê zerya hatime
Yeka Tirk e yeka Kurmanc e yeka Ecem e
Bextê we da me birano, wana bi avirê çeva ez kuştime…

Gelenlerin Kürt olduğunu anlayan Dersimliler  Mamekî köyü civarında  mevzilerinden çıkarak   Sürmeli Memed Paşa ve süvarilerini dostane bir şekilde karşılar.  Yani Erzurum Valisinin korkusu gerçekleşmez.

Derviş Paşa, askerlerini getirip Osmaniye’de konuşlandırır. Sürmeli Mehmet Paşa ile Aslan Bey de Osmaniye’ye gelirler. Derviş Paşa seçkin birlikleriyle, Aslan Bey ise Gürcü ve Çerkezlerden oluşan yaklaşık 200 atlıyla birlikte Kozan Dağı’na saldırı başlatır. Sürmeli Mehmet Paşa ise süvarilerinin tüfeksiz olması nedeniyle Derviş Paşa tarafından doğrudan saldırıya katılmaktan alıkonulur.

Bu sırada Kozanoğulları’nın başında Yusuf Ağa’nın torunu Küçük Yusuf Ağa bulunmaktadır. Osmanlı güçlerine karşı direnirken, Dadaloğlu da ona dörtlükleriyle moral verir:

Aşağıdan iskân evi gelince
Sararıp da gül benzimiz solunca
Malım mülküm, seyfi gözlüm kalınca
Kaypak Osmanlılar size aman mı?

Kozan Dağı’nda Kozanoğulları ve Avşar Türkmenleri, Derviş Paşa’nın ordusunu ilk etapta bozguna uğratırlar; paşanın süvarileri kaçar. Ancak Aslan Bey’in Çerkez süvarileri, Türkmenlere arkadan saldırarak onları dağıtır. Bunu gören Derviş Paşa’nın askerleri geri dönerek Kozanoğulları’nın üzerine tekrar yüklenir ve nihayetinde Kozanoğulları yenilgiye uğrar. Bu savaşın ardından Osmanlı, Doğu Kozan’a da sefer düzenler; kısa sürede burası da düşer ve Kozan beyleri tek tek gelip teslim olurlar. Derviş Paşa’nın askerleri bölgede kalıcı olarak konuşlandırılır.

Kozanoğulları ve Avşar Türkmenleri (yaklaşık 50 bin kişi), Derviş Paşa ve Kazasker Ahmed Cevdet Paşa’nın koordinasyonunda; Çukurova, Halep, Diyarbakır, Bursa ve Kayseri yörelerine sürgüne gönderilir. Kozanoğulları’nın bu yenilgisi ve dağılması, bölgenin toplumsal dokusunda köklü kırılmalara yol açar. Sürgüne gidenler arasında yer alan Dadaloğlu, bu durumu şu dizelerle dile getirir:

Derviş Paşa yaktı yıktı illeri
Soldu bütün yurdumuzun gülleri
Karalar giydik de attık alları
Altınımız geçmez akçe tunç oldu

Ağlayı ağlayı Dadal’ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan neyler
Bin yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimdi sonra yaşaması güç olur

Sürmeli Mehmet Paşa dönüş hazırlığı yaparken, Kozan’da kolera salgını başlar. Paşa’nın 400 seçme süvarisinden yalnızca 30’u evlerine dönebilecektir. Paşa’nın yiğitlerinin ölüm haberleri ailelerine ulaştıkça ağıtlar yükselir, stranlarda “Kozan” adı yoğun biçimde anılır.  Nitekim Evdalê Zeynikê Kozan seferini anlatan stranlar söyler:

Wey Xozanê
Xozandaxê lê lê lê li ber topê ye
De kalmastê birano ji bextê min alî ber topê ye
Heyla di binyê da zare zara pezkûvî
Weyla vê Xozanê lê lê li me yanda
Heyla min di simbêl reşa palik bada
Eyşan Xanimê digo Memed Paşa mi ji te ra nego
Berê xwe nede Xozanê…

Kozanoğulları ve Avşar Türkmenleri sürgün edildikleri yerlerde de Osmanlı’ya karşı direnişi tamamen bırakmamışlardır. Kozanoğlu Yusuf Bey, Osmanlı tarafından yaralı hâlde idam edilir. Dadaloğlu, Yusuf Bey için şu türküyü yakar:

Nolaydı da Kozanoğlum nolaydı
Sen ölmeden bana ecel geleydi
Bir çikimlik canımı da alaydı
Böyle rusvay olmasaydık cihanda

Derviş Paşa gayri kına yakınsın
Böbürlensin dört bir yana bakınsın
Emme bizden gece gündüz sakınsın
Öç alırız ilk fırsatı bulanda

1865 yılının Eylül ayının sonlarına doğru kolera salgını sona erer. Sürmeli Mehmet Paşa çadırını Kozan Dağı’nın eteğinde, bir pınarın başına kurmuştur. Yanında birkaç adamı ve eşi bulunmaktadır. Derviş Paşa, Sürmeli Mehmet Paşa’yı İstanbul’a götürmek istemektedir. Yol hazırlıkları başlamadan önce yöre köylüleri Evdalê Zeynikê aracılığı ile  Sürmeli’yi bölgede görülen devasa yılanlar konusunda uyarırlar. Iddiaya göre Paşa, yöre halkının uyarılarına karşılık  Evdal’e şu yanıtı verir:

“Eğer çadırımı buradan kaldırırsam, ‘Kürt Sürmeli Mehmet Paşa yılandan korktu’ derler; ismimiz korkağa çıkar. Olmaz, yılan benden korksun.”

Paşa, yılanları merak ettiği için bir gün pusuya yatar ve dağdan su içmek için inen kocaman bir yılanı yakalayıp öldürür. Başta Osmanlı askerleri olmak üzere çevrede bulunan herkes, bu cesaret ve fiziki güç karşısında hayrete düşer.  Evdal tekrar Paşa’ya dönerek:
“Gel inat etme Paşam, böyle dev yılanlar her zaman çift olurlar; bu yılanın bir eşi daha vardır. Gel çadırını buradan kaldır. Yılanların öcünü bilirsin Paşam.” diye uyarır.

Ancak Paşa yine bu sözlere kulak asmaz, çadırını olduğu yerden kaldırmaz. Üç gün sonra köpeğinin havlamasıyla uyanır; bir yılan hızla çadırın içine girip Paşa’yı direğe yapıştırarak sarar. Adamları yetişene kadar Sürmeli Mehmet Paşa hayatını kaybetmiştir. Derviş Paşa ise askerlerini alarak İstanbul’a döner. Iddia bu.. lakin aynı tarihlerde  eleşkirt taraflarına yolculuk eden İngiliz seyyah  Yüzbaşı Burnaby’e göre Sürmeli Mehmet Paşa’nın kendisi de savaşçıları ile birlikte  Kozan Dağı’nda  Kolera salgınında yaşamını yitirmiştir.

Ez cümle: 1865–1877 yılları arasında Kozan’da Osmanlı tarafından yürütülen iskân hareketleri ve askerî harekât, binlerce insanın yerinden edilmesine ve ölümüne yol açmıştır. Kozanoğulları beyliği ve Avşarlar dağılmış, büyük ölçüde kimliklerini gizlemek zorunda kalmışlardır. Kürtlerin Şerê Xozanê (Kozan Savaşı) olarak adlandırdığı bu mücadele, kökeni Kürt olduğu ileri sürülen Kozan beyleriyle Kürt Sürmeli Mehmet Paşa’yı doğrudan karşı karşıya getirmemiş; ancak sonuçta her ikisine de mezar olmuştur. Dadaloğlu yakalanmış ve Payas Kalesi’nde hapsedilmiştir. Dadaloğlu ile karşılaşıp karşılaşmadığı bilinmeyen Evdalê Zeynikê ise  memleketine dönebilmiş  ve  Kürdistan’ın en önemli dengbêjleri arasında anılmıştır. Yaşlılığında gözleri kör olmuş; bir kış boyunca yaralı bir turnayı stranlar eşliğinde beslemiş. Anlatıya göre turnanın kanadı iyileşirken Evdal’ın gözleri de yeniden görmeye başlamıştır. Kısacası bu tarihsel süreçten de  geriye, esas olarak Dadaloğlu’nun türkülerinin ve Evdalê Zeynikê’nin stranlarının taşıdığı çok katmanlı bir hafıza kalmıştır.

Yazının birinci bölümüne aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

Evdalê Zeynikê ile Dadaloğlu’nun Kozan Dağı Savaşı – (1865-1866) (I)

Benzer Haberler

Sahte faturadan kara paraya, adli emanetten vurguna…|

Yolsuzluk ve kamu zararı zinciri büyüyor

İki dil, bir direniş hafızası:

Evdalê Zeynikê ile Dadaloğlu’nun Kozan Dağı Savaşı (1865-1866) - (II)

Halep’te son durum |

İç Güvenlik Güçleri ve DSG'den yeni açıklamalar

İmralı Heyeti-Adalet Bakanı görüşmesi |

"Hukuksal düzenlemeler gündemdeydi, kapsamlı hazırlık olduğunu öğrendik"

Gündemde rapor yazım süreci var |

Meclis Komisyonu yarın 20. kez toplanıyor

Yazım ekibi rapor gündemiyle bir araya geldi |

Komisyon çalışma süresini uzatmak için toplanacak

İmralı Heyeti CHP ve EMEP’i ziyaret etti |

"Kürt meselesini çözmek hepimizin görevi"