Endonezya’da Homo Erectus’a ait kafatası parçalarının da aralarında bulunduğu 6 bini aşkın fosil bulundu. Uzmanlara göre, bu veriler Homo Erectus’un izole değil, kara bağlantıları üzerinden hareketli bir yaşam sürdüğünü gösteriyor.
HABER MERKEZİ – Endonezya’nın Java adası açıklarında yapılan kum taramaları, insan evrimi tarihine ışık tutacak yeni bulgular ortaya koydu. Madura Boğazı’nda yürütülen çalışmalar sırasında, iki Homo erectus kafatası parçası dahil olmak üzere 6.000’den fazla kemik fosili gün yüzüne çıkarıldı.
IFL Science’da yayınlanan bir araştırma, Homo Erectus’un çevre adalardan izole bir şekilde yaşadığı yönündeki önceki görüşleri geçersiz kıldı. Taramaların yapıldığı bölgenin, buzul çağlarında deniz seviyesinin düşmesiyle kurumuş kara parçalarıyla çevre kara kütlelerine bağlandığı biliniyor.
KARA BAĞLANTILARI SAYESİNDE GEÇİŞ
Sundaland olarak bilinen bu kara parçası, son buzul çağlarında Java ile anakara Asya’yı birbirine bağlıyordu. Homo Erectus’un bu kara köprüleri sayesinde farklı bölgelere geçiş yapmış olabileceği belirtiliyor. Bu durum, erken insan grupları arasında yalnızca kültürel değil, genetik etkileşim ihtimalini de gündeme getiriyor.
Leiden Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Harry Berghuis, buluntular arasında av izleri taşıyan su kaplumbağası kemikleri ve büyükbaş hayvan kalıntıları bulunduğunu belirtti.
×Bu, Homo erectus’un sadece leş tüketmediğini, aktif olarak avlandığını ve iliğe erişmek için kemikleri kırdığını gösteriyor.
HOMO ERECTUS’A AİT EN GENÇ FOSİLLERDEN BİRİ
Taramaların yapıldığı bölge, buzul çağında Solo Nehri’nin vadisi konumundaydı. Nehir kumu, zaman içinde kemikleri koruyarak fosilleşmelerini sağladı. Bulunan fosillerin yaklaşık 140.000 yıl öncesine tarihlendiği ve Homo Erectus’un Java’daki en geç dönemlerinden birine ait olduğu kaydedildi.
×Bu dönemde, bölgede Homo Floresiensis gibi başka insan türlerinin de yaşamış olması, farklı hominin türlerinin aynı coğrafyada karşılaşmış olabileceği fikrini güçlendiriyor.
Sergilenen fosil koleksiyonu şu anda Endonezya’nın Bandung kentindeki Jeoloji Müzesi’nde görülebiliyor.