CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Kürt meselesi kapsamında başlatılan sürece dair konuştu. “Sürecin içindeyiz” diyen İmamoğlu, iktidarı eleştirdi: “Bir senedir yürüyen bir süreç var ve daha tek bir adımı bile samimiyetle atmış değil bugünkü iktidar.”
HABER MERKEZİ – Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Hapishanesi’ndeki 275. gününde gündeme dair açıklamalarda bulundu. İktidarı eleştiren İmamoğlu, Kürt meselesinin çözümü için başlatılan süreç hakkında da konuştu.
Ekrem İmamoğlu’nun bianet‘ten Evrim Kepenek‘in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
* Kürt seçmenler arasında-olası süreç, olası ‘çözüm/barış’ beklentileri ve CHP’nin ‘İmralı kararları’ tartışmaları-siyasetin önemli gündemlerinden biri olarak duruyor. CHP ve siz, bu belirsizlik ortamında Kürt yurttaşları olası bir seçimde nasıl ikna etmeyi, hangi politik çerçeveyle yanınıza çekmeyi planlıyorsunuz?
Öncelikle şunu belirteyim: Bu sürecin başladığı ilk günden bugüne CHP olarak iktidarın “Terörsüz Türkiye”, bizimse “Terörsüz ve Demokratik” Türkiye olarak adlandırdığımız sürecin içindeyiz ve bunu da Kürtler de dahil bütün yurttaşlarımız biliyor, görüyor.
İlk günden beri hem sürecin içinde olduk hem de sürecin ilerlemesi için TBMM’de kurulan komisyon çalışmalarına katılarak sürece katkımızı yaptık. Komisyondaki arkadaşlarımız nihai raporlarını tamamlamak üzere. Komisyondan siyasi partileri temsilen bir heyetin İmralı’ya ziyaretine ise parti olarak katılmayı uygun bulmadık ancak sürecin içindeyiz ve genel başkanımızın defalarca kez vurguladığı üzere içinde olmaya, içinde kalmaya devam edeceğiz.
“SÜRECİN İÇİNDE OLMAKLA DA YETİNMİYORUZ”
Sürecin içinde olmakla da yetinmiyoruz. İlk olarak Kürt meselesi üzerine partide ve Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. CHP olarak kayyumların olmadığı, devletin herkesin anadiline ve kültürüne saygı gösterdiği ve desteklediği, kimsenin siyasi faaliyetinden dolayı hapishanelere doldurulmadığı, başta sayın Demirtaş olmak üzere siyasi parti liderlerinin, seçilmiş belediye başkanlarının serbest kaldığı bir Türkiye için çalışıyoruz.
Kürtler de dahil bütün vatandaşlarımıza daha demokratik, daha müreffeh, daha huzurlu bir Türkiye’nin sözünü veriyoruz. CHP olarak vatandaşımız Kürtlerle ilişkimizin eşit vatandaşlığa, Suriye ve Irak Kürtleriyle ilişkimizin de kardeşliğe ve yoğun ekonomik ve kültürel işbirliğine yaslanacağı bir Türkiye ve bölge için çalışacağız. Hem Türkiye’ye hem bölgeye barış getireceğiz. Türkiye’de de Suriye ve Irak’ta da kapsayıcılığın, refahın, demokrasinin yanında olacağız.
“İKTİDAR TEK BİR ADIMI BİLE SAMİMİYETLE ATMADI”
İki noktayı daha vurgulamak isterim. Kürt vatandaşlarımız yakın geçmişte Cumhur İttifakı iktidarında ne yaşadıklarını da biliyorlar bugünkü süreçte kimin samimi kimin samimiyetsiz olduğunu da. Bir senedir yürüyen bir süreç var ve daha tek bir adımı bile samimiyetle atmış değil bugünkü iktidar.
Herkes gibi Kürt vatandaşlarımız da görüyor ki süreç gibi hayati bir adımı bile siyasi istikbali için kullanmaya çalışan, siyasi istikbalini gözeterek süreçte ağırdan alan bir iktidar var. Herkes kimin ne kadar samimi kimin ne kadar ciddi olduğunu görüyor.
“BÜTÜN ENERJİMİZLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”
İkinci olarak, Türkiye’nin Kürt meselesi gibi başka önemli sorunları da var. Hayat pahalılığı, işsizlik, liyakatsizlik kötü yönetim Kürtler de dahil bütün vatandaşlarımızın sorunu. CHP olarak daha iyi yönetilen, yoksulluğu geride bırakmış, daha demokratik bir Türkiye için çalışıyoruz.
Özetle, CHP olarak Kürt meselesini çözmüş, demokratik ve müreffeh bir Türkiye için bütün enerjimizle çalışmaya devam ediyoruz. Kürt vatandaşlarımız da dahil vatandaşlarımızın çoğunluğunu CHP’nin Türkiye’yi daha iyi yöneteceğine, Türkiye’ye ve bölgeye kalıcı barışı CHP iktidarının getireceğine ikna edeceğimize güvenim tam.
“ÜLKEYİ YÖNETEN KİŞİNİN DEMOKRASİ DERDİ YOK”
* Bir yandan CHP’nin İstanbul’da uyguladığı ‘kent uzlaşısı’ modeli kriminalize edilip Resul Emrah Şahan ve Ahmet Özer gibi isimler tutuklanırken, diğer yandan iktidarın çözüm süreci adı altındaki yeni temaslarının gündeme gelmesi dikkat çekiyor. Sizce iktidarın bu çelişkili görünen yaklaşımını nasıl okumak gerekir?
Bu ve bunun gibi yığınla uygulama hem iktidarın samimiyetsizliğini hem de demokrasi diye bir dertlerinin olmadığını gösteriyor. Bir senedir örgüt mensuplarının eve dönüşünün nasıl sağlanabileceği konuşuluyor, konuşulsun tabii. Fakat bizim seçilmiş belediye başkanlarımız Kürt vatandaşlarımızın oylarını alıp, belediye meclislerinde Kürt vatandaşlarımızın temsiline olanak sağladıkları suçlamasıyla görevden alınıp hapsedildi.
Üstelik gazeteciler, öğrenciler, sanatçılar ağzını açan, sesini çıkaran hapsediliyor. Bütün bunların gösterdiği açık: İktidarın, bu ülkeyi yöneten kişinin demokrasi diye bir derdi yok. Onların derdi seçimlere kadar zaman kazanmak. Seçimlere doğru bir iki adım atarak Kürt vatandaşlarımızın kafasını karıştırmak ve seçimleri kazanmaya çalışmak.
“KİMSE İKTİDARDAN DEMOKRASİ BEKLEMESİN”
Çünkü gerçek bir demokraside millet iradesine yenileceklerinin farkındalar. Onun için kimse iktidardan tutarlılık veya demokrasi beklemesin. Her ne yapıyorlarsa iktidarda kalma süresini uzatmak için yapıyorlar. İçlerinde kavga milletin nazarından kaçsın diye yapıyorlar. Bu böyle gitmez. Türkiye siyasi hırsları tarafından yönetilen, millet iradesini hiçe sayan bir iktidara mahkum kalamaz. Demokrasi için, gerçek, tutarlı bir çözüm süreci için iktidarı değiştirmekten başka çaremiz yok.



