İsviçre’de enflasyon oranı negatif bölgeye düştü. İthal ürünlerin ucuzlamasıyla fiyatlar gerilerken, ülke ekonomisi deflasyon riskiyle karşı karşıya. Negatif faiz uygulamasına geçilip geçilmeyeceği merak ediliyor.
HABER MERKEZİ – Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden biri olan İsviçre’de fiyatlar düşmeye başladı. Mayıs ayında yıllık enflasyon oranı % -0,1 olarak açıklandı. Bu gelişmeyle birlikte İsviçre, ekonomik olarak riskli bir süreç olan deflasyonun eşiğine geldi.
İsviçre Federal İstatistik Ofisi (BFS) verilerine göre, fiyatlar Nisan ayında sabit kalmıştı (%0,0), ancak Mayıs’ta gerilemeye başladı. Son olarak Mart 2021’de benzer bir düşüş yaşanmıştı. Özellikle ithal malların fiyatlarındaki %2,4’lük düşüş, genel fiyat seviyesini aşağı çekti. Buna karşın, yurtiçi ürünlerde %0,6’lık bir artış görüldü.
Ekonomistler, deflasyonun tüketim ve yatırımlar üzerinde caydırıcı etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuyor. İnsanlar, fiyatların daha da düşeceği beklentisiyle harcamalarını erteleyebilir; bu da ekonomik durgunluğa yol açabilir.
FAİZ İNDİRİRM VE NEGATİF FAİZ SENARYOSU
VP Bank Başekonomisti Thomas Gitzel, İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) önümüzdeki toplantıda faizleri 0,25 puan indirerek sıfıra çekmesini bekliyor. Eğer bu da yeterli olmazsa, SNB’nin negatif faiz uygulamasını gündemine alabileceği konuşuluyor. Bu durumda bankalar, mevduat sahiplerinden faiz alabilir. Amaç, insanları para harcamaya ve yatırım yapmaya teşvik etmek.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da Perşembe günü faiz oranlarını %2 seviyesine çekmesi bekleniyor. Euro Bölgesi’nde enflasyon oranı Mayıs ayında %1,9’a geriledi.
BFS’nin açıklamasına göre, Mayıs ayında konut kiraları ve yurt dışı paket tatilleri gibi bazı kalemlerde fiyat artışları yaşandı. Meyve-sebze fiyatları da yükseldi. Buna karşılık uçak bileti ve ısıtma yağı fiyatlarında düşüş gözlendi.
Deflasyon, bir ülkede mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyinin uzun süreli olarak düşmesi anlamına gelir. Bu durum, tüketicilerin harcamalarını ertelemesine ve işletmelerin yatırım yapmaktan kaçınmasına yol açar. Sonuç olarak talep azalır, ekonomik büyüme yavaşlar ve işsizlik artabilir.
Bir ülke için deflasyon, ekonomik durgunluk, borç yükünün reel olarak artması ve finansal istikrarsızlık anlamına gelir. Bu nedenle merkez bankaları genellikle düşük ama pozitif bir enflasyon oranını (örneğin %2) hedefler; deflasyonla mücadelede faiz indirimleri, kamu harcamaları ve parasal genişleme gibi politikalar devreye girer.