Rojava Kürt Müzakere Heyeti üyesi Ehmed Silêman, Kürt birliğini sağlama çabalarını, Şam yönetimiyle yürütülecek müzakerelerin zeminini ve bölgesel dengelerin Kürt halkı üzerindeki etkisini anlattı. Silêman’a göre bu süreç, sadece Kürtler için değil, Suriye’nin geleceği için de tarihi bir dönemeç.
Diyar CİWAN
Suriye’de iç savaş sonrası taşların halen tam olarak yerine oturmadığı kaotik bir dönemde, ülkenin siyasi geleceğine dair kritik bir adım Rojava Kürtleri tarafından atıldı. Kürt siyasetinin deneyimli ismi, Suriye Kürt İlerici Demokratik Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Kuzey ve Doğu Suriye (Rojava) Kürt Müzakere Heyeti üyesi Ehmed Silêman, bölgedeki Kürt partiler arasında varılan uzlaşı ve ortak heyet kurulmasının perde arkasını anlattı.
26 Nisan 2025’te yapılan Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’nın ardından oluşturulan müzakere heyetinde yer alan Silêman, geçmiş girişimlerin neden başarısız olduğunu, bu yeni dönemin farklarını, Kürtlerin Şam’a yönelik stratejik pozisyonunu ve bölgesel güçlerin etkisini samimi ve net ifadelerle ortaya koyuyor. Diğer parçalardan Kürt siyasi partileri ile uluslararası güçlerin olumlu katkılarından bahsediyor. Röportaj, sadece bir müzakere sürecinin değil, aynı zamanda Kürt halkının Suriye’deki geleceğini nasıl inşa etmek istediğine dair güçlü bir vizyonu da yansıtıyor.
Ehmed Sileman ile arkadaşımız Diyar CİWAN konuştu.
*ENKS ve PNYK partilerinin uzun süredir müzakereler yürüttüğü bir dönemde, hem bir birey olarak Ehmed Silêman hem de İlerici Parti olarak, bu görüşmelere doğrudan dahil olmadınız. Yani bir gözlemci olarak kaldınız. Peki, bu yeni süreçte Ehmed Silêman’ın sorumluluk almasına ve Rojava Kürt Delegasyonu üyesi olmasına götüren faktörler neydi?
8 Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesinden sonra, yakın koordinasyon ve işbirliği içinde olduğumuz müttefik partimiz Demokratik Birlik Partisi (Yekiti) ile birlikte, tüm Kürt partileriyle bir araya gelme ve onları tüm siyasi güçleri kapsayan ortak bir toplantıya davet etme inisiyatifi aldık. Amaç, pozisyonlarımızı ve saflarımızı birleştirmek için bir “Kürt Konferansı” düzenlemekti. Ancak, toplantıya yönelik genel atmosferin elverişsiz olması nedeniyle ilerleyemedik. Bu nedenle, birleşik bir Kürt pozisyonu için halka açık seminerler düzenleyerek kamuoyuna seslendik.
Daha sonra Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Komutanı Sayın Mazlum Abdi’nin girişimi ve uluslararası koalisyon temsilcilerinin (Amerikalılar ve Fransızlar) teşvikiyle ve özellikle Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki Kürt güçleriyle (KDP ve YNK) işbirliği içinde, konu 26 Nisan 2025’te tüm partiler ve toplum aktivistleri için bir konferansla sonuçlandı. Konferans, Suriye’nin geleceğine ilişkin Kürt vizyonu ve Suriye Kürtlerinin ulusal hakları konusunda ortak bir belgeyi onayladı. Şam hükümetiyle müzakere etmek üzere birleşik bir Kürt heyeti oluşturulmasına karar verildi. Sayın Mazlum Abdi’ye bu görev verildi ve tüm partilerle yapılan müzakerelerin ardından heyetin oluşturulmasını sağlayan formül oluşturuldu. Çerçevelerin dışında olan İlerici ve Birlik Partilerinden (Ulusal Birlik Partileri ve Kürt Ulusal Konseyi) bir temsilciyle heyete katılmaya davet edildik. Bu ortak heyette iki partinin temsilcisi olarak ben seçildim.
ORTAK KÜRT MÜZAKERE HEYETİ’NİN TARİHİ MİSYONU
*Son 13 yıldır Kürt Birliği’ni sağlamak için birçok girişimde bulundunuz. Yüksek Kürt Konseyi (Desteya Kurd a Bilind) ve Kürt Siyasi Mercii (Lêvegera Kurd a Siyasî) süreçlerini hatırlarsak, bu son kurulan heyetle o eski heyetler arasındaki fark nedir?
2011’deki olayların başlangıcından bu yana çabalar Kürt saflarını birleştirmeye odaklandı ve bu da Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) kurulmasına yol açtı. O zamanki amaç, Kürt partilerini bağımsızlarla aktif diyalog yoluyla bir araya getirmekti. Ancak, teknik ve prosedürel nedenlerden dolayı Demokratik Birlik Partisi (PYD) konferansa katılmadı ve kendi konseyini, “Rojava Halk Meclisi “ni (Meclîsa Gel) kurdu. O zamandan beri çabalar iki konseyi birleştirmeye odaklandı. Yerel anlaşmalara varıldı ve daha sonra 2012’de “Yüksek Kürt Konseyi”nin kurulduğu 1. Ve 2. Erbil Anlaşmaları, Kürt ortak eyleminde bir dönüm noktası oldu. Kısa ömrüne rağmen, Konsey bölgesel ve uluslararası forumlarda siyasi temsilde somut adımlar attı. Ancak ne yazık ki, Rojava’daki Kürtler için en iyi fırsat olmasına rağmen konseyle mücadele edildi ve yok edildi.
2014’te, bir Kürt otoritesi kurma kararıyla sonuçlanan Dohuk Anlaşması imzalandı. Başarısız oldu ve görünüşte öznel nedenlerle bu da yok edildi, ancak gerçekte bölgesel çelişkilerin sonucuydu. 2019’a kadar sonuç alınamamasına rağmen bu yönlü çabalar devam etti. Amerika ve Fransa’nın çabalarıyla neredeyse aynı nedenlerle sekteye uğrayan maraton diyaloglar yeniden başladı. Rejimin düşmesinden sonra nihai bir anlaşmaya varıldı, bir konferans düzenlendi ve Kürt heyeti oluşturuldu. Bence daha o dönem Kürt Yüksek Konseyi’ne çalışma fırsatı verilseydi, durum kökten farklı olurdu. Bununla birlikte, son konferans ve müzakere heyetinin başarılı bir şekilde oluşturulmasıyla elde edilenler, çeşitli bileşenler arasındaki ortaklık temelleri üzerine anavatanlarını, yeni bir Suriye’yi inşa etmek ve Baas Partisi’nin ve merkezi devletin ayrımcı politikalarıyla parçalanan Suriye toplumunun birliğini yeniden sağlayan modern bir anayasa taslağı hazırlamak için önemli ve tarihi bir fırsatı temsil ediyor. Son 14 yıldır Suriye’yi çeşitli düzeylerde harap eden bu savaş, şüphesiz Kürtler meşru ulusal haklarına kavuşmadan bitemeyecek ve barış girişimleri başarılamayacaktır. Bu heyeti farklı kılan şey, misyonunun Şam hükümetiyle ve Suriye nüfusunun çeşitli bileşenleriyle diyalog ve müzakerede vücut bulmuş olmasıdır. Ayrıca, müzakere sürecinin başarısını sağlamak ve Suriye’nin bağımsızlıktan önceki en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununu çözmek için uluslararası toplum ve Suriye’deki ilgili güçlerle müzakere sürecine başlamasıdır.
GEÇMİŞ DENEYİMLERİN IŞIĞINDA YENİ DÖNEM
*Bildiğimiz kadarıyla, Rojava halkı adına Şam Yönetimi ile müzakere sürecini siz yürüteceksiniz. Ancak, bundan önce, Kürt partileri olarak, bunu kendi aranızda görüştüğünüzü düşünüyorum. Sizce, bu heyetin kurulmasıyla, geçmişteki olası engellerin ortadan kalktığı söylenebilir mi?
×Önemli olan, ortak vizyon belgesi konusunda bir anlaşmaya varılmış olması ve bunun da heyetin karşı karşıya olduğu engellerin çoğunu ortadan kaldırmasıdır. Bu, Suriye Kürtlerinin siyasi söylemini birleştirmeyi başardığımız anlamına gelir. Tarafların bakış açılarını doğru bir şekilde birleştirmek ve olası olumsuz yaklaşımları ortadan kaldırmak için vizyonun hükümleri hakkında ayrıntılı bir iç tartışma yapılacaktır. Ayrıca, bu heyetin çalışma mekanizmaları, hukuk uzmanlarının ve araştırma merkezlerinin yeteneklerinden ve uzmanlıklarından yararlanma, tarihi ve yasal belgelere güvenme ve özellikle Kürt dili ve kültürü alanlarında Kürt ulusal haklarıyla ilgili çeşitli alanlardaki uzmanlara güvenme yeteneği hakkında bir tartışma yapılacaktır. Sivil toplum örgütlerinin rolünü, iletişim yeteneklerini kullanmak, müzakere sürecini ve ilerlemesini izleyen bir medya ekibinin varlığını sağlamak da önemlidir. Tüm bunlar heyete önemli bir ivme kazandıracak ve Kürt kamuoyunda ona daha fazla güven duyulmasını sağlayacaktır. Elbette, heyet üyelerinin dar parti odaklı farklılıkları aşarak Suriye’deki tüm Kürt halkını temsil eden birleşik bir ekip olarak çalışmaları esas alınmalıdır.
*Heyetiniz Rojava’daki tüm Kürtleri temsil edecek şekilde oluşturuldu, ancak Kürtlerin homojen bir yapiya sahip olmadığı biliniyor. Buna göre, gelecekte heyet üyeleri arasında görüş ayrılıklarına yol açabilecek herhangi bir işaret var mı? Bunu önlemek için herhangi bir stratejik kararınız veya pozisyonunuz olacak mı?
Bahsettiğiniz gibi, heyet Suriye’deki Kürtleri temsil ediyor ve Kürtler iç bölünmeler nedeniyle büyük acılar çektiler ve bu bölünme dış müdahalelerle daha da kötüleşti. Bölgesel ve uluslararası çıkarlar arasındaki çatışmayı ve farklı tarafların politikalarını ve bunların Suriye’deki Kürtlerin durumu üzerindeki etkilerini doğru bir şekilde tartışmak önemlidir. Bu müdahalelerin şüphesiz bir etkisi olmaya devam ediyor, ancak buna rağmen pozisyonumuzu birleştirmeyi ve birleşik bir heyet oluşturmayı başardık. Bu, bizi bu adıma uymaya ve stratejik olarak benimsemeye motive ediyor. Suriye’deki Kürt siyasi partileri dar parti çıkarlı yaklaşımları aşmalı, ikincil konuları göz ardı etmeli ve iç anlayış çemberini genişletmeye doğru ilerlemelidir. Bu, iç düzeydeki en önemli zorluklardan biridir. Esad rejiminin devrilmesinden önce ve sonra meydana gelen değişiklikler ışığında Suriye içişlerine müdahale eden güçlerin ve ülkelerin çıkarlarını doğru okuma ihtiyacını da unutmamalıyız.
*Sizce Kürtlerin bu süreçte kararlı duruşu ne kadar önemli? Ve farklı sesler çıkarsa bu Şam yönetiminin elini güçlendirmez mi?
Kürtlerin pozisyonlarındaki ayrışmanın Kürt heyetini zayıflatacağı ve diğer tarafın (Şam hükümetinin) pozisyonunu güçlendirebileceği şüphesizdir. Çünkü müzakerelerin sonuçları genellikle müzakere eden taraflar arasındaki güç dengesinin doğal bir sonucu olarak gelir ve gücün en önemli faktörlerinden biri de üzerinde anlaşılan ana hedeflere giderken ortaya konulan birleşik pozisyondur. Heyetin bu süreci yüksek bir sorumluluk ruhuyla ve Suriye’deki Kürt halkının çıkarları temelinde yönetme yeteneğine sahip olduğuna inanıyorum. Bunun da fikir birliğini ve müzakere eden heyetin yeteneklerini artıracağı şüphesizdir.
ULUSLARARASI VE BÖLGESEL DİNAMİKLER
*Bu çabalarınızın başarıya ulaşması için şu ana kadar diğer parçalardaki Kürt güçlerinden herhangi bir destek aldınız mı?
Diğer parçalardaki Kürt partilerinin ve güçlerinin, özellikle Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) rolü büyük. Bu, anlaşmaya varılmasında önemli ve olumlu bir etki yarattı. Bundan sonra da Kürtler arası ortak anlayışı derinleştirmede olumlu bir rol oynamaya devam edeceğini düşünüyorum. Bu olumlu ortamın korunmasına ve Suriye’deki Kürt sorununa bir çözüm için bölgesel ve uluslararası destek sağlamaya katkıda bulunmaya devam edeceklerini umuyoruz.
ABDULLAH ÖCALAN’IN ÇAĞRISININ ETKİLERİ
*Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat Çağrısı’nın Rojava ve bölgenin geleceğine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çağrı işinizi zorlaştırdı mı yoksa kolaylaştırdı mı?
×Sayin Abdullah Öcalan’ın çağrısı, çok önemli ve bir o kadar da tarihi bir zamanda yapıldı. Çağrı uluslararası ve bölgesel değişimleri anlamanın önemli bir ifadesi olarak geldi. Trump’ın bölgeye ziyaretinden önceki zamanlaması ve tarihi kararlarıyla 12. PKK Kongresi’nin, Türkiye ve diğer bölgelerde Kürt davasının ilerlemesine büyük katkı sağlayacağı ve Kürtlerin bölgede istikrar ve barış için pratik ortaklar haline gelmesine yardımcı olacağı şüphesizdir. PKK’nin kararının Rojava Kürtleri üzerinde doğrudan ve olumlu bir etkisi olması da dikkat çekicidir. Çünkü Türkiye’nin Rojava Kürtlerine ve bölgelerine yönelik pozisyonu bu çağrıdan sonra açıkça değişmiştir.
*2013 ve 2015 ile karşılaştırıldığında, Ulusal Kürt Birliği’nin çalışmalarına Türkiye’nin müdahalesinin herhangi bir belirtisini görüyor musunuz? Bir değişiklik olduysa, bunun nedenleri nelerdir?
Ne yazık ki, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile Türk hükümeti arasındaki müzakerelerin 2015’te başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Türkiye hükümeti Kürtlere karşı hem siyasi hem de ekonomik olarak son derece şiddetli ve sert politikalar izledi. Bu, 2018’de Afrin’in ve daha sonra 2019’da Serekaniye ve Girê Spî’ın işgaline yol açan askeri bir saldırıya dönüştü. Türk savaş politikasi, nüfusun geçim kaynaklarını, su ve elektrik santralleri gibi altyapıyı direk hedef aldi. Hastaneler, tahıl depoları ve sivil mülkler bile saldırılardan kurtulamadı. Rejimin düşmesinden sonra, bağlı silahlı gruplarını Kobani ve Tişrin Barajı bölgelerine girmeye zorladı. Demokratik Suriye Güçleri’nin kahramanca direnişi nedeniyle, bu gruplar Fırat’ın doğusuna doğru girişimlerinde bir ilerleme gerçekleştiremediler. Siyasi cephede de Türkiye Kürtlerin iç diyaloğunu bozmaya çalıştı. Ama gelinen aşamada Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından bu baskılar önemli ölçüde azaldı ve uluslararası koalisyonun yardımıyla bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı. Türkiye’nin Kürtlere ve DSG’ye yönelik tutumunda açık, elle tutulur bir değişim gözle görülüyor. Yeni değişimin, sonuçta komşu bir ülke olan Türkiye ile anlayış çemberinin genişlemesine katkıda bulunmasını umuyoruz ve Suriye Kürtleri ona karşı hiçbir kötü niyet beslemiyor. Aksine, Suriye’nin Türkiye de dahil olmak üzere kendisiyle ve komşularıyla barış içinde yaşayan bir ülke olmasını umuyoruz.
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL, MÜZAKEREYLE ÇÖZÜM
*Şam’a doğru yola çıktığınızda kırmızı çizgileriniz olacak mı? Yoksa diyalog sonuçlarına göre mi pozisyonunuzu belirleyeceksiniz?
×Ülkemizin sorunlarını çözme çerçevesinde Şam ile diyaloğa giriyoruz ve Suriye’nin çıkarlarının Kürt sorununa adil bir çözüm bulunmasından geçtiğine inanıyoruz. Bunun Suriye’nin yerel ve uluslararası konumunu güçlendireceğinden tam olarak eminiz. Bu nedenle halkımızın ve ülkemizin çıkarları çerçevesinde birbirimizi ikna etmeye çalışacağız. Kürtlerin haklarının tanınmasının Suriye’deki diğer bileşenlerin zararına, onların haklarının gasp edilmesi pahasına olmadığını, Kürtlerin Suriye ve bölgenin birliği ve istikrarı için herhangi bir tehdit oluşturmayacağını vurgulayacağız. Bu nedenle Şam’a meydan okuma dilinde konuşmuyoruz. Aksine Suriye Kürtlerinin ulusal rolünü, yasal ve anayasal temellerde eşitlik ve gerçek ortaklık arayışlarını koruyan adil ve hakkaniyetli çözümler bulma yönünde ilerlediğimizi göstereceğiz.
*Kabul edelim ya da etmeyelim, şu anda Suriye üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan bazı devletler var. Örneğin, ABD, Fransa, Türkiye ve son zamanlarda İsrail de nüfuz kazandı. Ancak bu devletler, halkın haklarından çok kendi çıkarlarını ön planda tutuyorlar gibi bir görüş de var. Mevcut durumda Kürt birliği konusundaki duruşlarını nasıl görüyorsunuz?
Esad rejiminin düşmesinden sonra Suriye sahnesinde önemli dönüşümler yaşandı. ABD, Fransa ve uluslararası koalisyonun rolü artık Fırat’ın doğusundaki bölgelerle sınırlı değil. Aksine Şam’ın içinde de aktif hale geldi. Washington ve Paris, özellikle Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara’nın Riyad ziyareti ve ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinden sonra Şam üzerinde önemli bir etkiye sahip. Dolayısıyla, Amerika ve Fransa’nın rolü müzakere sürecini ilerletmede daha etkili hale geldi. Birleşik bir Kürt pozisyonu için baskı yapmada ve Kürt müzakere heyetini oluşturmada önemli bir rol oynadılar. Demokratik Suriye Güçleri (DSG) lideri Sayın Mazlum Abdi ile Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara arasındaki önemli, tarihi anlaşmadaki rollerini unutmamalıyız. Kürt heyetinin birliğini korumaya ve Şam ile olumlu bir anlayış iklimi yaratarak desteklemeye katkıda bulunacaklarına inanıyorum. Önceki cevabımda belirttiğim gibi, Türkiye’nin pozisyonu da şu anda neredeyse daha anlayışlı.
*Kürt heyeti, bu tarihi ve hassas süreçte Rojava halkının ve bölgedeki toplulukların haklarını garanti altına almadı aynı tarihi başarıyı gösterecek mi?
Müzakere heyetinin öncelikli hedefi, Suriye’deki Kürt sorununun demokratik, ademi merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde, anayasal haklarının garanti altına alınması. Bu surette bir çözüm ve Şam ile bir anlaşmaya varılması için gerekli tüm faktör ve koşulları sağlamaktır.
×Ehmed Silêman, kimdir?
Suriye Kürt İlerici Demokratik Partisi Genel Sekreter Yardımcısı. Silêman, 1961 yılında Amûdê bölgesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Haseke şehrindeki okullarda tamamladı. Yüksek öğrenimini ve üniversite eğitimini Şam Üniversitesi’nde tamamladı ve 1983 yılında jeoloji alanında lisans derecesi aldı. Siyasete olan ilgisi ortaokulda başladı. 1977’de Suriye’deki Kürt İlerici Demokrat Partisi’nin saflarına katıldı. 1983’te bu partinin 5. Konferansı’nda Denetleme Komitesi üyesi olarak seçildi.
1992’de Suriye’deki Kürt İlerici Demokrat Partisi’nin 8. Konferansı’nda ise Merkez Komitesi’ne seçildi. 1999’da partinin Siyasi Bürosu sorumlusu olarak çalışmalarını sürdürdü. 29 Şubat 2012’de Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Yürütme Organı Sekreterliği’nin Başkanı seçildi. Aynı dönemde ENKS ile Halk Meclisi (PYD) arasında birlik anlaşması imzalandı ve Ehmed Sileyman, Kürt Yüksek Konseyi’nin sözcüsü oldu. Ehmed Silêman’nin partisi Suriye Kürt İlerici Demokratik Parti, Kasim 2015 te ENKS’den çekildi. 26 Nisan’da yapılan Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’nda kararı alınan 9 kişilik ortak heyet üyesi olarak görev yapıyor.