Yetvart Danzikyan
Kürt meselesinin çözümü için başlatılan “İmralı Süreci”nde her hafta kritik bir aşama yaşanıyor. Gerçi yazıya “Kürt meselesinin çözümü” diye başladım ama iktidar kanadı bu süreci ne derece bu amaca matuf yürütüyor, tartışılır. Ankara’ya baktığımızda süreç daha çok “Terörsüz Türkiye” kavramıyla ifade ediliyor. Bu tarife kimsenin itiraz edecek hali yok, ancak Abdullah Öcalan’ın mesajlarına baktığımızda “Kürt olgusu tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dahil edilmeli” önermesinin öne çıktığını görüyoruz.
Bu önermeye ne iktidar ne de muhalefet kanadından herhangi bir yanıt geldi. Beri yandan Ankara’nın şu anki önceliği Suriye’de SDG yapılanmasının kendini feshederek yeni Suriye rejimine katılması. Öcalan’ın kurduğu siyasal Kürt hareketi etrafında Suriye’de şekillenen SDG ise henüz Ankara’nın beklediği bu adımı atmış değil. Bu hafta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’la birlikte Suriye’nin başkenti Şam’da Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve Suriyeli yetkililerle görüştü. Görüşmenin gündemini tahmin etmek zor değil. Yetkili ağızlar gerek görüşme öncesi gerekse görüşme sonrası SDG’ye yönelik uyarılarını sürdürdüler.
Beri yandan Türkiye’de de dikkat çekici gelişmeler yaşandı. Soma’da oynanan Somaspor-Bursaspor maçında bir grup Bursaspor taraftarı, DEP ve HDP eski milletvekili Leyla Zana’ya yönelik ırkçı ve cinsiyetçi küfürlü tezahüratta bulundu. Dakikalar süren tezahürat maçı yayınlayan kuruluş tarafından da önemsiz bulunmuş olacak ki, maçı canlı seyredenler de bu küfürlere maruz kaldı.



